Hafta sonu yolumuz Karapınar Acıgöl’e düştü. Efsane bir yer. Volkanik gölün güzelliği görülmeye değer. Saklı bir cennet… Turistik gezilerin programında olmazsa olmazlardan… Yöre halkından erkeklerin, erkek çocukların, gençlerin yüzmeye geldiği görülmeye değer şahane bir göl. Keşke yeterince tanıtılsa ve düzenlemelerle görmeye gelenlere olanaklar sunulsa.

Karapınar’da bulunan meslektaşımız Mithat Korkusuz da bize eşlik etti ve orada yapılabilecekleri birlikte tartıştık. Küçük çabalarla oluşturulan soyunma kabinleri ve duşlar, tuvaletler depolardan akan sularla kullanılsa da ihtiyacı gideriyor görünüyor. Ancak o gölün akşam güzelliği nasıldır görmek gerek. Işıklandırma adına herhangi bir çalışma olmadığından oraya gelenler hava kararmadan orayı terk ediyordur. Sadece uğrak mekanı olmanın ötesine nasıl geçirilir, buna bakmak ve bu yolda adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Meke Gölü kurudu. O zaman burası daha iyi korunup daha aktif hale gelmeli ve bu güzelliği insanlar görmeli.

Koruma altına almak bu güzelliği saklamak anlamına gelmemeli ve bu konuda Karapınar Belediye başkanı yeterince çalışma yapmamış görünüyor.

Özellikle ülkemizin turizm konusunda son yıllarda yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldığımızda Acı Göl’ün değerlendirilmesi gerektiğini dillendirmek bize düşüyor. Bu konuda birçok proje üretilip, fotoğrafçılar, dalgıçlar, doğa gezginleri, tur operatörleri öncelikli olarak burayı tanımalı ve bunun için de onlar davet edilip birebir tanıtım yapılmalı. O zaman, görev belediye başkanının ve o gecikmeden elini taşın altına koymalı.

Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Sulama Sahası Koruma Alanları çerçevesinde koruma altına aldığı, Karapınar ilçesinin 8 kilometre kadar doğusunda Karapınar-Ereğli yolu üzerinde bulunan Acıgöl, yolu Karapınar’a düşenlerin uğrak mekanları arasında bulunuyor.

Acıgöl’ün efsanesi ve hakkında bilgi vereceğiz ancak, bilimsel olarak yapılan değerleri önce sunalım. Uzun ekseni bin 750 metre, kısa ekseni ise bin 250 metre olan bir elipsi andıran Acı Göl, burada oluşan volkanik göllerden bir tanesi. Gölün büyük bir volkanik patlama sonucu oluştuğu, derinliğinin ise 300 metreyi geçtiği biliniyor. Ancak Acı Göl’le ilgili ciddi efsaneler de dönüyor. Derinliği bakımından dünyada 3. sırada olduğu belirtilmektedir. Göl, dairevi biçimde olup, yeryüzü ekseninden 70 metre aşağıda olduğu kanıtlanmıştır. Gölün çevresi dik yamaçlarla ve volkanik küllerle kaplıdır. Acı Göl, ismini suyundan almıştır, suyu çok acıdır. Nedeni ise içinde bulundurduğu sülfatlı tuzlardır. Bu nedenle gölde mikrobiyolojik canlılar yaşamamaktadır. Suyun içindeki minarelerden dolayı insan vücudundaki kaşıntı, sivilce, yara ve benzeri rahatsızlıklara iyi geldiği söylenmektedir.

Acıgöl'ün efsanesi

Çok eski zamanlar da bir derviş şu anda Karapınar’ın 8 km kuzey batısında bulunan Acıgöl'ün olduğu yere gelir o zamanlarda daha Acıgöl yokmuş ve onun yerine büyük bir dağ ve bu dağın eteklerinde küçük bir köy varmış.

Bu derviş köylüden ekmek istemiş hangi kapıya vardıysa kovulmuş ve kovalanmış sadece kendisine 2 çocuklu bir gelin köylülerden gizlice ekmek vermiş onu ağırlamış ve ibadet etmesi için olanak sağlamış.

Derviş bu geline demiş ki kızım şimdi burayı terk et ve her ne olursa olsun arkana bakma diye sıkı sıkı tembih etmiş, gelinde bir çocuğunu sırtına diğerinin de elinden tutarak hızlıca köyü terk etmiş.

İşte şimdi efsanevi taşın bulunduğu yere gelince arkasında oluşan bu büyük gürültüyü merak etmiş arakasına bakmış ve köyün bulunduğu dağ yerle bir olmuş hemen önüne dönmesi ile birlikte kendiside şimdiki yerinde taşlaşmış.

Acı Göl ile ilgili en büyük efsane ise Akdeniz ile bağlantısının olduğu ve bu nedenle su seviyesinin yılın her döneminde aynı kalması.

Velhasıl yetkililer biran önce harekete geçmeli. Yapılabilecekler göz ardı edilmemeli. Turistlere efsanesi anlatılsın dilden dile dolaşsın ve bu güzel yer tanınsın ve korunsun. Biz yalnızca yetkililerin kulağına kar suyu attık onlar yapılacakları en güzel şekilde değerlendireceklerdir diye umuyoruz.