Gazetemizde bir süredir anonsunu gördüğünüz Avrupa turumuzun ayrıntılı ve keyifli serüvenine göz atmanızı tavsiye ediyorum.

Almanya’nın Köln şehrinde başlayan seyahat, sırasıyla Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre ve son olarak yine Almanya’da son buldu.

Eğer daha evvel herhangi bir yurtdışı seyahati yapmadıysanız bu işe ilk olarak Avrupa turu ile başlamanız hayatınıza bambaşka bir deneyim katacaktır.

Buradan dilde duyduğunuz “ufuk açma” söylemi tam olarak bu ülkelerde gerçekliğe erişiyor. Evvelinde Mekke, Medine, Cidde ve Balkanlar’a farklı amaç ve duygularla gitmiş olsak da Avrupa özellikle kültürel ve sosyal anlamda görülmesi gereken bir yer.

Öyle Batılı yazarlar gibi Avrupa hayranlığı yapacak değilim. İnsan yaşantısı bakımından içkiye, cinselliğe ve bağımlılık yapıcı maddelere teslim olmuş bir toplum var karşımızda. Onların sokaklardaki bu ifşasını görünce halimize bir kez daha şükrettim. Bunu özgürlükler kapsamında açıklayıp sokakta üç tekerlekli bisikletlerle uyuşturucu/keyif verici madde satmak, binlerce kez şükrediyorum bizde yok. Sokak ortasında ellerinde şişe ile içki tüketimi çok şükür ki biz de yok. Yine alelade parklarda ve her sokak başında bakkal dükkânı havasında kurulmuş cinsel nitelikli durumlar bizde yok.

Lakin Avrupa, tam kurallar manzumesiyle halkına müreffeh bir yaşam sunuyor. Devletler yüzyıllar önce toplumsal mutabakatlarını sağlamış benimsenmiş kurallarla yönetiliyor.

İnsanların herhangi bir bakanı ya da hatta başbakanlarını bilmeleri tanımaları onlar için çok önemli değil. Siyasete ilgi oldukça zayıf. Bunun aksine ciddi bir okur kesimi var. En zayıf gazeteler bile Türk Parası ile günlük 6-7 TL bedelle satılıyor. Biz de en iyi gazetenin en kalın çıktığı gün 1 TL’nin üzerinde genelde çıkamadığını düşünürsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

On yıllar önce yaşadıkları yerlerin altını otoparklarla donatmışlar.  Trafik akışının sürdüğü en tenha sokakta dahi bir aracın durma/duraksama yapmasının olanağı yok. Öyle keskin kurallar koyulmuş ki gerek para cezası gerek sürücü belgesini geri alma yoluyla bir şekilde insanlar buna riayeti benimsemiş. Haliyle buradan önemli bir gelir elde ediyorlar.

Buradan gidip oraya yerleşen Türkler dahi otobanda şerit değiştirmeye korkuyor. Zira 3 kez yapılan kural ihlalinin ardından sürücüye idiot (geri zekâlılık) testi uygulanıp belgesine 1 ila 5 yıl arasında el konuluyor.

Yayaya saygı muazzam. Kırmızı ışık yansa dahi araçlar yaya geçişinde anında duruyor. Tabi yayalar da kendi yolları dışında hareket etmiyor.

İnanılmaz seviyede gelişmiş bir bisiklet alışkanlığı var. Bisiklet yollarına yanlışlıkla adım atsanız hemen uyarılıyorsunuz. Otomobil akışından daha seri şekilde bisikletlerle yol alabiliyorsunuz. Özellikle Almanya ve Hollanda bu konuda lider.

Alışkın değilseniz, alaturka tuvaletleri ve rahat abdest alabileceğiniz lavaboları özlüyorsunuz. Bir Türk Camisi bulduğunuzda Müslüman cami görevlisi ile hasbıhal etmek ayrı duygular hissettiriyor.

Adı konulmamış bir Türk devleti var aslında o topraklarda. Hangi köşesine gitseniz bir Türk topluluğu ile karşılaşıyorsunuz.

DEVAM EDECEK