ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ
Mahkeme kararını verdi: MHP Olağanüstü Genel Kurula gidiyor. Mahkemenin kararında “Temyiz yolunun açık olduğu” da belirtiliyor. Bahçeli temyizi duydu ya “Kolay-kolay partiyi teslim etmeyiz” diyor. Bu sözden de anlaşıldığı gibi Bahçeli –tabiri caizse- kanının son damlasına kadar mücadele etmekte kararlı. Yani, en azından zaman kazanmak için temyize başvuracak.
Olay çok trajikomik bir hal aldı. Ağlayalım mı, gülelim mi bilmiyoruz. Kim, kimden neyi kaçırıyor? Kim, kime neyi teslim etmeyeceğini söylüyor? MHP’yi bir mal, bir meta gibi değerlendirme hakkını -Bahçeli de dahil- kimler nereden buluyor? MHP, ne Bahçeli’nin ne de başkanlığa aday olan dört kişinin şahsi malı değildir. Öyleyse bu kavganın adı ne? Bu kavga neyin kavgası?
MHP, Türk siyasetinin temel taşlarından biridir. Siyasetin olmazsa olmazıdır. CHP’nin sayısal üstünlüğüne rağmen, ülkenin “Ana Muhalefet” partisi aslında fiilen MHP’dir. Savunduğu fikirler milletimizin yükselen değerleridir. Ancak zamanlama hatası ve kişisel kaprislerin ön plana alınmasından olsa gerek, uzun zamandan beri olması gereken yerde değiller. Yani MHP yönetim zafiyetinin kurbanı olmaktadır. Bugün eğer MHP’ye Kayyım atanmışsa, bunda da yönetim zafiyeti çok önemli rol oynamıştır.
Her ne olursa olsun MHP bu hallere gelmemeliydi. Önceki yıllardaki kavgalı genel kurulların tekrar yaşanması, MHP’ye gönül verenleri derinden yaralayacaktır. “Kol kırılır yen içinde kalır” denilmeli ve ele-güne karşı birlik ve beraberlikten taviz verilmemelidir. Oysa verilen görüntü hiç de güzel görüntüler değildir. Kılıçlar çekilmiş, gemiler yakılmıştır. Daha şimdiden söylenen sözler kavgada bile söylenmeyecek sözlerdir. Bu hal ise MHP’nin misyonuna yakışmamaktadır.
Devlet Bahçeli gelişen olaylarda “Paralel yapının” parmağının olduğunu dile getirmeye başladı. Bu iddialar gerçeğin bir parçası mıdır, yoksa savunma refleksiyle söylenmiş sözler midir bunu zaman gösterecek. Öte yandan paralelin adayı olmakla suçlanan Akşener, bu iddiayı şiddetle reddediyor, başarısını engellemek isteyenlerin iddiası olduğunu söylüyor. Daha önce paralelin varlığını kabul etmeyen MHP son çıkışı ile de paraleli tescil etmiş oluyor.
Gelişen olaylar da göstermiştir ki, “Gırtlak” güçlü olunca parti de güçlü olmuyormuş. Parmak sallamakla, hakarete varan sözlerle, olur olmaz her şeye hayır demekle parti yönetilmeyeceğini umarım hem Genel Merkez, hem de adaylar anlamışlardır. Partiye ve sorumlu yönetimine hem ortak akıl, hem de adalet hakim olmadığı zaman nelerin olduğunu böylece görmüş oluyoruz.
Bahçeli’ye iki öngörü yakışırdı. Birincisi: “Ben başarısız oldum. Hadi bana eyvallah” demeliydi. İkincisi: “Buyurun Genel Kurula. Hodri meydan” diyebilmeliydi. Kayyım atanması ve mahkeme ile Genel Kurul pek şık olmadı.
Sizce de öyle değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.