Bir zamanlar söylemi ile fenomen olan bir hava durumu sunucusu vardı. Hava durumu verdikten sonra “Hava nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun” gibi bir cümle ile kapanışı yapardı.

Bugün yazımıza başlarken önce son iki gündür okurlarımız bize nasıl tepki vermişler diye yorumlarınıza göz attım. Ve o kadar mutlu oldum ki. Bizi seveni de, sevmeyeni de, yazdığımızı tam olarak ifade edemediğimiz için(!) bizi anlamayanı da çok sevdim.

Niye biliyor musunuz?

Çünkü samimisiniz.

Birbirimize karşı samimi olduktan sonra inanın çözülemeyecek hiçbir mesele kalmaz. Çünkü burada biz şu haklı bu haksız, bu suçlu bu suçsuz gibi bir karar mercii değiliz. Zaten kendimizce doğru olabildiğince doğru yorumlar, analizler, değerlendirmeler yapmaya çalışıyoruz.

Mesela MT rumuzlu okurumuzun yorumu çok hoşuma gitti.

Bakın MT ne diyordu “AK Partili olmayanlar sıradan insanlar mı sizce, ya da AKP’li olanların bir ayrıcalığımı var?”…

Hay Allah sizden razı olsun.

Sayın MT bu yorumunuz için ne yazmışım o günkü yazıma tekrar baktım. Durumu özetledikten sonra yani okurumuzun fotoğraflarla konuyu bize iletmesinin ardından şöyle demişim, “Çünkü bir olayı, bir yanlışı, bir eksikliği görerek dile getiren kim varsa her ne hikmetse “muhalefet” damgası yiyor ya…”

Belki tam olarak ifade edemedim.

Bu durumu izninizle şöyle açayım. Köşe yazılarımda zaman zaman şehrin yöneticilerini, ya da yapılmış bir hizmetteki eksikliği dile getirirken bunu bize uyaran okurumuzun AK Partili olduğunu özellikle belirtirim. Çünkü bu şehirde en büyük sıkıntı AK Partili gök partili kim olursa olsun eğer samimi bir eleştiri doğru bir eleştiri dahi olsa sıkıntıyı dile getiren kişinin hemen yedi sülalesi farklı yönlerden araştırılır. Çünkü haklı ve doğru da olsak artık eleştiriyi kabul edemez bir tahammülsüzlük içerisindeyiz.

Eleştiriyi AK Partili olmayan biri yapıyorsa onun adı zaten “muhalefet” olup hiç gale alınmıyor. AK Partili biri yapıyorsa aslında kimseye hakaret etmeden rencide etmeden gıybet etmeden sorunu dile getiriyorsa bu kez de niye ve neden ediyor diye adamcağızı bir asmadığımız kalıyor.

Yani artık sade vatandaş nezdindede yönetim bazında da “muhalafet” istemiyoruz.

Oysa parti içinde bile samimi yüksek sesle kuralları ve kaidelerdi içerisinde muhalefet şerhi konsa kim kazanır?

Şüphesiz parti değil mi?

Ama artık buradan geçeceğiz ve bunu kabulleneceğiz.

Zaman zaman bizi iki tutup bir yırtıyorsunuz. “Şunu yazamıyorsun bunu dile getiremiyorsun” hatta biraz daha geriye gidip, “Eskiden adam gibi yazıyordun şimdi sakalı bıraktın hacı emmi oldun”…

Evet siz hep haklısınız.

Sizden tek ricam yazılarımızı okurken şunu hiç unutmamanız.

“Ülke 15 yıldır tek başına AK Parti tarafından yönetiliyor. Konya’da bu yönetime Türkiye’de en büyük desteği veren ilimiz. Konya’nın yönetiminde bürokrasisinden yerel yönetimlere, ne bileyim iş dünyasından eğitimine, sağlığından sporuna tüm hücrelerine kadar AK Parti var. Ve öyle bir AK Parti gerçeği var ki sokakta yürüyen 10 kişiden 8 kişi AK Partili, bizi okuyan yorum yazan 10 kişiden belki 9’u belki 9.5’i AK Partili.”….

Böyle bir durumda siz adınızı soyadınızı yazarak fotoğrafınızı da koyarak neyi ne kadar yazabilirsiniz?

…………..

Siz beni boş verin bende kendimce kendimi “gazeteci” filan sandım herhalde. Haklısınız yaptığımız “soytarılık” …

Ama bu da bizim elimizde değil ki.

Affedin, kusurumuza bakmayın.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Amellerin en zoru şu üçüdür imkanı az iken verebilmek, yalnız iken de takva üzere olabilmek daime doğruyu söyleyebilmek. 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Döner kavşaklarda kavşağa en sağ şeritten girip araçların önüne direksiyonu kırıp sola dönmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.