Kamuda ve günlük yaşamda çalışmayan, üretmeyen, tabiri caizse elini taşın altına koymayan insanların başı hiç sıkıntıya girmez.

Şikayet edilmez, dedikodusu gündeme gelmez, haklarında ötekileştirme ve yok edilme çalışması yapılmaz.

Yani suya sabuna dokunmayan, hizmet etmeyen, çalışmayan kamu ve özel teşebbüs idarecilerinin başı asla derde girmez.

Bunun yanında, İşini dört dörtlük yapan, elini taşın altına koyan, gece gündüz demeden üreten, halkın yaşam standardını yükseltmek için çalışan, helalı haramı bilen, yöneticiliğin hakkını verenler ise bir kesim tarafından sevilmez, eleştirilir, şikayet edilir, ötekileştirme yapılır, hatta yok edilmeye çalışılır.

Ötekileştirme ve yok etmenin basit yollarından biri isimsiz ya da sahte isimli bir dilekçe ile,  ilgili Bakanlığa, Savcılığa ya da bağlı bulunduğu üst yönetime şikayet edilir.

Hadi şikayet edildi diyelim, peki bu şikayetleri ilgili makamlar neden ciddiye alır anlamış değilim.

Çamur at izi kalsın düşüncesi ile yapılan bu eylemlere pirim verilmesi düzgün ve dürüst idarecilerin çalışma heveslerini yok etmez mi?

Ortada bir şikayet söz konusu ise, kişi dilekçesinin altına adını, soyadını, telefonunu yazar şikayetini yapar. 

İşin bir de manevi boyutu var.

Kul hakkı, bir insanın cebinden para çalmakla olmaz.

İftira atmak, asılsız şikayet ve ihbarda bulunmak, isimsiz ve sahte isimle şikayet dilekçeleri yazmak, gıybet etmek ve fitne çıkarmak da, geçici olarak geldiğimiz şu dünya da kul hakkıdır.

GELELİM ASIL MESELEYE

Geçtiğimiz günlerde belediyeye bir kontrolör geldi.

“O. L” isminde bir şikayetçi hem geçmiş yönetimi ve hem de bu yönetimi araç alımları konusunda şikayet etmiş.

Kontrolör geçmiş yönetim ve bu yönetim hakkında gerekli incelemesini mutlaka yapmıştır, raporunda neler yazdı bilmiyorum.

Benim dikkat çekmek istediğim konu bu tür şikayetlerin, yönetim ve çalışanların çalışma azmi ile birlikte moral ve motivasyonunu ne kadar etkilendiği.

Unutmayalım Belediye başkanının iş adamlarıyla, vatandaşlarla, yatırım ve hizmetler ile ilgili görüşmeleri, toplantıları var, belediye hizmet makamıdır, hizmet zaman ile yapılır, başkanın ve diğer idarecilerin zamanını almak, morallerini bozmak, çalışma hevesini ortadan kaldırmak, hizmet akışını ciddi anlamda etkileyecektir.

Bu durum vatandaşa hizmeti direk olarak etkileyeceği için, şikayet eden bile az hizmet alarak sonuçtan etkilenecek, Dolayısı ile asılsız ihbarlar ve şikayetler de bulunanlar kendi ayağına kurşun sıkmış olmuyor mu?

Diğer yandan inceleme yapan savcının, müfettişin, kontrolörün zamanına da emeği ne de masrafını da yazık değil mi? Bu masraflar bizlerin cebinden çıkıyor.

Bir diğer önemli konu da, toplumun önemli bir kesimi bireylerin olumlu yönlerini hiç dikkate almıyor, olumsuz yönlerini ise abartarak anlatmaktan çekinmiyor.

“Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol” düşüncesini dikkate alan yok, bu gerçekten çok büyük bir tehlike.

Şimdi başımızı ellerimizin arasına alıp düşünelim.

Asılsız ihbarın ADI NEDİR?