Batı Bataklığı
Bu günkü batı bölücülük ve ahlaksızlığı da sosyal bir bilim gibi algılayıp, sürekli geliştiriyor. Dünyaya bunu, toplum mühendisliği, sınırsız özgürlük, politika, çağdaşlık, mutluluk, hak, hukuk, vs. gibi süslü kılıflar içinde sunuyor.
Yılanın zehri kendine zarar vermediği gibi, batının kendisi bundan etkilenmiyor. Ama insanlığa çok zarar veriyor. Özellikle batı medeniyetini model alan Türkiye gibi ülkelere daha çok zarar veriyor. Yolun sonunda eşcinsel evliliği, Kürtlere özerklik, Sevr anlaşması vs. gibi saçmalıklar ileri sürerek, bizi AB ne almayacaklarını söylerlerse hiç şaşırmayalım.
Onlara göre bilgelik diye bir şey olamaz. Her şeyin bir fiyatı olmalıdır. Maddi çıkar hep ön plandadır. Batı, bu sapık anlayışı yüzünden elinde tuttuğu teknolojik ve ekonomik gücü de insanlığın hayrına kullanamıyor.
Her konuda batıyı örnek vermekle kendi değerlerimizi unutuyoruz. Zaten batının istediği de buydu. İstiklal mücadelesi yapmamış veya o savaşı kaybetmiş olsaydık da başımıza gelecek olan buydu zaten.
“Bilgi kuvvettir.” Böyle bir batının karşısında bilgi toplumu olabilmek gerekiyor. Bilim ve sanat nerede olursa olsun, bütün insanlığın malıdır. Yüce Allah bunları isterse bir bilgenin eliyle, isterse bir ahlaksızın eliyle insanlığa verir.
Farklı dinlere mensup topluluklar, kendi dinleriyle uyumlu olan davranış ve yaşam tarzını sürekli geliştirip, ona sıkı yapışmazlarsa asimile olurlar, yutulurlar.
Batının cazibesine kapılıp, onun her şeyini taklit etmeye kalkmak, örneği ve ayarı hep batıdan almak, bizi bozar. Bu tam da batının tuzağına düşmektir. Ama biz, batıya entegre olma politikasıyla bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!
Bizdeki gibi sadece öğrenim görmüş, eğitim almamış toplumların da bu batıdan daha çok çekeceği var. Nitekim çekiyoruz da. Bunlar bizi yarın uzun boylular, kısa boylular diye de bölerek, birbirimize düşürebilirler. Milli hafızamızda fitne filminin sahneleri henüz tazeliğini koruyor. Onun nasıl bir şey olduğunu yeni kuşaklara sıkça anlatmalıyız.
Sokaklarda belediye otobüsünü yakan, çevredeki diğer kamu mallarına ve iş yerlerine zarar veren maskeli kişilerin o yaptığı terör eylemidir. Topluma bunları demokratik tepki, normal sokak gösterisi diye sunanların da onlardan kalır yanı yoktur.
Bu tür eylemler dış kaynaklıdır ama doğrudan yabancı devletlerin işi değildir. Oralarda özgürlük bahanesiyle göz yumulan, hatta göz kırpılan, bazen teşvik edilen, uluslararası sivil yapıların işidir. Bunların bir kısmı heyecanlı ve moda gençlik hareketleri, sözde modern ve çağdaş yaklaşımlar, cazip sloganlar, çok gizli ve çok özel toplantılar ve daha birçok yollarla, bilhassa gençleri tüm dünyada etkileyebiliyor.
Bunlar hakkındaki gerçek bilgiler ve yaptıkları tahribatlar genç kuşaklara sürekli anlatılmalıdır. Milli bayram programlarında ve televizyonlarda yayınlanan kamu spotlarında bu tehlikeye de dikkat çekilmelidir.
“Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar. De ki, gerçekten de Allah'ın hidayeti, hidayetin ta kendisidir. Şânım hakkı için, sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan, sana Allah'tan ne bir dost bulunur, ne de bir yardımcı!” Bakara Suresi/120. Ayet meali - (Elmalılı Hamdi Yazır meali.)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.