Bir yılı daha geride bırakırken...
2017 yılı hem siyasi hem de ekonomik anlamda oldukça hareketli geçti. Bir yılı daha geride bırakırken, insan için en önemli şeyin sağlık olduğunu bu yıl bir kez daha yaşadıklarımla öğrenmiş oldum.
Kimileri bu yıl kimileri ailesine yeni katılanlara kavuşurken, kimileri de sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşadılar. Hayat devam ediyor diyerek yola devam edilse de; kaybedilenlerin boşlukları asla doldurulamayacaktır. Herkes yeni yılda önce sağlık dilesin. Sağlığınız olduğu zaman ayakta kalacak, yapabildiklerinize belki siz bile şaşıracaksınız.
Bir yılı daha geride bırakırken, ekonomik anlamda ülkede yaşananları değerlendirirsek bir yılı köşemize sığdıramayacağımızı biliyoruz. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu durumdan daha çok, toplumun ekonomik anlamda yaşam kalitesindeki gelişimlerini değerlendirebileceğiz.
2017 kredili yaşamın ve hatta cebinde olmayanın harcandığı bir yıl oldu. Bankaların birbiri ardına kredi vermek için tüketici avına çıktığı bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla daha çok tüketim, daha az üretim döneminin yaşandığı bir yıl oldu. İnsanlar artık daha kaliteli yaşam beklentilerine cevap verecek arayışlar içerisine girince, yaşadıkları alanların kalitesinden yediği içtiğine kadar bir üst sınıfa atlamanın derdine düştü.
90’lı yıllarda yazdıklarımı hatırlıyorum da orta direk diye tanımladığımız bir kesim vardı. Artık bu tanımı yapamayız. Üst ve alt tabakadan bahsedebiliyoruz. Çünkü, ya gelir seviyesi çok iyi ya da asgari ücrete tabi dar gelirlilerden bahsedebiliyoruz. Rakamsal olarak açlık sınırından bahsettiğinizde, düşük ücretlerle çalışanların gerçektende açlık sınırının altında aldıkları ücretlere bin takla attırarak yaşamlarını sürdürdüklerini görüyorsunuz.
Toplumun büyük bir çoğunluğu artık çeşitli yollardan gelirini artırmak için evdeki herkesin gelir getirmesi için çaba sarf ediyor. Ancak ülkemizdeki istihdam seviyesi de malumunuz. Hani derler ya “büyükler ne derse o” diye işte öyle bir şey. Sazı eline alan bir türkü söylüyor, etrafındakilerde koyunun kavalı dinlediği gibi dinliyor.
Zira yapacak bir şey yok.
2017 yılını geride bırakırken birçok küçük işletmenin ayakta kalamayıp battığı, banka kredileriyle ev sahibi olmak için yola çıkanların çoğunluğunun yarı yolda kalıp kredileri ödeyemediği için evlerini kaybettiği, aile kurumunun temellerinin sarsıldığı, kredi kartlarının şiştiği bir türlü aile bütçesinin denk getirilemediği bir yıl oldu. Şimdi diyeceksiniz ki; “Millet çok rahat her şeyi var. Nerde çalgı çengi orda vakit geçiriyor.” Tatile bile borçla giden umursamaz bir millet olunca haciz dava dosyalarının sayısını ya da çetelesini tutamaz olduk. Artık bu kadar borçlanıp ödeyemeyenler hapse giriyorlar.
Ülkeler arası dengelerin giderek bozulduğu, liderlerin kendi ülkelerindeki sorunlardan çok başka ülkelerin dertleriyle boğuştuğu, terör adı altında enerji savaşlarının yaşandığı, ekonominin çomağının ülkelerin tekerine takıldığı tökezleyen bir dünya…
Paranın insanın üzerine kanla yapıştığı savaşlar, dünyanın gelişmesinden çok gerilemesine sebep olurken, bu hengamede kendine yer bulabilen ayakta kalacak.
2018 çok şeye gebe…
Yeni şeyler olurken umutları tüketmeden, beklentilerimize cevap bulacağımız, insanca ve onurlu yaşamın içinde bulunabilmek dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.