BİREYSEL SİLAHLANMA…NEREYE KADAR?
Yıllar önce psikolog dostum sevgili Erdal Poyrazlı eşinden üç yaşındaki oğlu Ali Utku için basit, gösterişsiz bir oyuncak silah hediye almasını ister. Asiye hanım bir annedir ve elbette oğluna süper büyük, ışıklar saçan harika bir oyuncak silah lâyık görüp satın alır. Tabii bu oyuncak Erdal beyin istediği tarz bir oyuncak silah değildir. Niyetler farklıdır anne ile babanın. Erdal beyin amacı oyuncak silahı aldıktan sonra dikkatini çekmeyecek basit silahı bir daha eline bile alıp oynamamasıdır oğlunun. Çocuklara oyuncak silah hediye edilmesi silaha ilginin artması ve ergenlikte de erkeklik simgesi de sayılan silahla haşır neşir olma sonucunu doğurmaktadır maalesef. Silah; şan, şeref, coşku, kızgınlık, öfke, düşmanlık gibi ifadelendirmelerde adeta sosyal aktarım aracıdır toplumda. Silah olan ortamda her tür uzlaşma, her tür hukuk, her tür yasa, her tür ahlâki ve etik değer rafa kalkabilmektedir. Montaigne “silahların gürültüsü yasaların sesini keser” demiştir. Tiyatro sahnesi için söylenir ya “sahnede silah varsa oyunda mutlaka patlar” diye; öfke kontrolunun kısıtlı olduğu günümüz toplumlarında da beldeki silahın patlama riski çok fazladır. At-avrat-silah demiş ya atalarımız; atın yerini gözde oyuncağımız arabalar aldı; silah tutkumuz giderek artıyor; avrat konusunda ülkemin her tarafındaki kadına şiddet ve kadın cinayet haberlerine bakılırsa alması gereken gözde yeri henüz alamadı maalesef kadınlarımız.
Bireylerin bir ideolojiye ait olmaksızın ateşli silah, bıçak ve diğer öldürücü aletlerle donanması bireysel silahlanma olarak kabul ediliyor. Bireysel silahlanma şiddetin en uç noktası. Dünya Sağlık Örgütü şiddeti önleme programında silahlara erişimin önlenmesini de ilk sıralara yerleştiriyor. Ülkemde istatistiki bilgi her yıl 4500 kişinin silahlı olaylarda rahmetlik olduğu. 2017 yılının ilk dokuz ayında 63453 yeni silah ruhsatı verilmiş. Şiddetin doğuştan var olduğu ancak toplumsal yaşamın bu ilişkiyi şekillendirdiği kabul ediliyor. Ülkemde bireysel silahlanmaya karşı değerli çabaları ile tanınan Umut Vakfı verilerine göre dünyada barış zamanlarında bireysel silahlanmaya bağlı ölümler savaş zamanlarından daha fazla. IANSA (Silaha Karşı Küresel Hareket) platformunun verilerine göre dünya üzerinde dolaşım hâlinde 875 milyon adet silah bulunmakta ve bu silahların yüzde 74’üsivillerin elinde. Rahmetli Turgut Özal 1984 yılında Başbakanlığı sırasında “vatandaşlarımızın birbirini vurmayacağını bilsek silah ithalini de serbest bırakacağız” demişti. Günümüzde ruhsatlı silahlardan çok daha fazla ruhsatsız silah var vatandaşlarımızın elinde. Silahlarla vuku bulan adli olaylar her gün gazetelerimizin üçüncü sayfa haberleri. En son Aydın’da sokak kavgasında kalaşnikoflar kullanıldı maalesef. Özellikle ruhsatsız silahların suç işleme temayülü daha yüksek vatandaşlarımızda bulunduğu yadsınamaz bir gerçek.
Bireysel silahlanma toplumda can ve mal güvenliği için ciddi bir risk. Devletimizin mutlaka bir adım atması zorunlu bence. Televizyon dizilerinin rayting için vazgeçilmezi şiddet ve silah içeren görüntülerden başlanarak bilinçlendirme ve caydırma adımları atılmalı. Silaha erişim, silah ruhsatı verilmesi ve özellikle ruhsatsız silahları edinme zorlaştırılmalı vatandaşlarımızın birbirini vurma riski daha da artmadan. Saygı ve kazasız belasız günler dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.