Konya, geçtiğimiz günlerde çok anlamlı bir projeye ev sahipliği yaptı ve alnının akıyla da çıktı. 57 İslam ülkesinin tamamının üye olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından içinde bulunduğumuz yıl için Konya’nın İslam Dünyası Turizm Başkenti olarak seçilmesi bazı kişi ve kurumları da başta şehrimiz olmak üzere ülkemize farklı değerler katmak adına harekete geçirdi. Bu anlayış ve düşüncede Konya Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile ülkemizi uluslarası camiada başarıyla temsil eden, birçok ödülü heybesine atan usta fotoğraf sanatçısı ve aynı zamanda eczacı Reha Bilir kolları sıvayarak projeyi hayata geçirdi. 30 ayrı ülkeden 80’in üzerinde fotoğrafçının katılımıyla gerçekleştirilen ve beş gün süren bu program kapsamında Konya ve civarındaki tarihi ve turistik merkezlerin tanıtılması, kayda alınması sağlanmıştır. Organizasyonun temel amacı İslam Ülkeleri arasında yeni sanat köprüleri kurmak, İslam Ülkelerinin bayraklarını böyle bir sanat etkinliğiyle birlikte dalgalandırmak, insanlar arasında kaynaşmayı sağlamak ve kültür dayanışma arttırmak diyebilirim. Yoğun çalışma şartlarından ötürü programın tamamında yer alamasam da bir parçası olmaktan gerçekten onur duydum. Suudi Arabistanlısıdan Nijeryalısına, Beninlisinden Azerbaycanlısına, Senegallisinden Fildişi Sahillisine, Kırgızistanlısına, Kazakistanlısına kadar sanat adına üretme gayretinde olan birçok fotoğrafçı ile tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum.  Hiçbir masraftan kaçınılmadan, en ince ayrıntı ve detayına kadar düşünülmüş organizasyonda daha önceden belirlenmiş noktalar gün gün gezildi. Ayrıca bilgilendirme toplantıları, sergi açılışları, fotoğraf gösterileri ve törenler neredeyse kusursuzca programlandığı şekilde işleme girmesi organizasyona verilen değerle alakalı diye düşünüyorum. Bu kadar fotoğrafçı dostu Konya hoşgörüsü ile kucaklayan etkinliğin mimarlarından Sayın Reha Bilir ulaşım hizmeti veren araç şöförlerine kadar ince düşünüp plaketle onurlandırması aslında organizasyonun ne kadar da profesyonelce yapıldığının ispatı gibi duruyor. Uluslarası Fotoğraf Federasyonu yani FİAP tarafından manevi olarak desteklenen ve Avusturya’dan FİAP’ın temsilcisi Herbert Gmenier’in gözlemci olarak katıldığı bu organizasyonun mükemelliğini Gmenier’in gala gecesindeki bakışlarından bile anlamak mümkündü. Konya, böylesine örnek bir organizasyonla aslında sanata ve sanatçıya da ne kadar değer verdiğini ortaya koydu. Selçuklulara başkentlik yapmış tarihimizin izlerine hayranlıkla kadraja alan bu fotoğraf dostları ülkelerine gidip Konya’ya olan bakış açılarını türlü organizasyonlar içinde ellerindeki meteryalleri kullanarak teneffüs ettiğimiz havayı yani şehrimizi anlatmaya çalışacaklar. Gel, ne olursan ol yine gel diyen Mevlana’yı, Mevlana’nın hocası Şemsi Tebrizi’yi, Dünyanın ortasını Akşehir kabul eden Nasrettin Hoca’yı, Beyşehir Gölü’nün gün batımını, balıkçı teknelerini, Kelebekler Vadisi’nin kelebeklerini, Türkiye’de bir ilk olan Seksen Binde Devri Alem Parkı’nın minyatürlerini yani kısaca Selçuklulara başkentlik yapmış ihtişamlı ve görkemli bir geçmişe sahip olan ilimizin kültürünü alıp kendi diyarlarına bizi zikredecekler. İnanıyorum ki organizasyona katılan herkes için ömrü boyunca unutamayacağı bir hatıra oldu. Emeği geçen Sayın Valimiz Yakup Canpolat’a, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Abdüssettar Yarar’a, Sille Sanat Sarayı kurucusu Reha Bilir ve eşi Şadiye Yılmaz Bilir’e, Sille Sanat Sarayı üyeleri Abdullah Apan, Yüksel Açıkgöz, Hakan Gümüş, Ömerül Faruk Kiprik, Aysu Sandıkçı ve ismini sayamadığım ama organizasyonda emeği çok olan diğer dostlara, Ramada Otel yetkilileri ve tüm personellerine emeklerinden ötürü teşekkür etmeyi borç bilirim.