Abdullah Tuna

Abdullah Tuna

DEMOKRASİ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ…

DEMOKRASİ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ…

İfade özgürlüğü; kişilerin hiçbir baskı altında kalmadan, düşünce, fikir, kanaatlerini açıklayabilmeleri, başka bir ifade ile bireyin çekince duymadan düşüncelerini, duygularını ve kanaatlerini paylaşabilmesidir.

Demokrasiye inanan aklıselim insanlar siyasi yelpazenin neresinde yer alırlarsa alsınlar, ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde medeniyetin bulunmadığını kabul etme durumundadırlar.

Ancak son derece marjinal kişi ve gruplar bu gerçeği reddedebilir. Onlar bile, çoğu zaman ifade özgürlüğünün ne kadar önemli olduğundan ve kendilerinin ifade özgürlüğüne ne çok değer verdiğinden bahsedecek ve ancak ondan sonra “ama” ile başlayan cümlelerle devam edip ifade özgürlüğünün niye sınırlanması hatta yok edilmesi gerektiğini izah etmeye çalışacaktır.

Bir toplumun ne kadar medeni olduğunu tespit etmek istiyorsak yapmamız gereken şeylerin en başında orada ifade özgürlüğünün hangi ölçüde var olduğuna bakmak gelmektedir.

Hem temel hak ve özgürlüklerin tanındığı yerde ifade özgürlüğünün olmaması, hem de ifade özgürlüğünün bulunduğu yerde diğer hak ve özgürlüklerin mevcut olmaması düşünülemez.

Ancak, ifade özgürlüğüne yönelik en büyük tehdit diğer bireylerin eylemlerinden değil özgürlüklerin teminatı olması beklenen kamu otoritelerinin eylem ve icraatlarından kaynaklanır. Kamu otoritelerinin vatandaşları takip etme, taciz etme, tecrit etme, baskı yapma, gücü ve yetkisi vardır. Bu yüzden, ifade özgürlüğü kendisine karşı asıl korunması gereken güç kamu otoritesidir. İfade özgürlüğü yoksa orada düşünce özgürlüğü de yoktur.

Buradan hareketle düşünce özgürlüğü ile ifade özgürlüğü birbirlerinden ayrılamayacak şekilde iç içe geçmiştir. Bu yüzden, kelimenin gerçek anlamında düşünce özgürlüğünün olabilmesi ifade özgürlüğünün olmasına bağlıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü birlikte var olabilir. Biri var olmadığında diğeri de var olamaz, yaşayamaz. Çünkü düşünceler ancak ifade edilebildiği zaman anlam kazanır. Aslında insanların düşüncelerini ifade etmeleri her yönden iyidir. Çünkü susturulan fikir doğru fikir olabilir. O zaman, insanların doğru fikirlerden istifade etmesi engellenmiş olur. Bir fikri susturanlar kendi kendilerinin yanılmaz olduğunu zannediyorlardır; oysa kendi fikirleri yanlış olabilir. Bunun anlaşılması için başka fikirlerin susturulmaması gerekir. Yoksa insanlık yanlış fikre inanmaya mecbur edilmiş olur. Ama maalesef ülkemizde hiçte böyle değil. Bazı kimselerin amacı maalesef üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.

Bu kimselere göre ifade özgürlüğü sadece toplumda yaygın biçimde kabul gören görüşlerin ve değerlerin savunulmasını kapsamaktadır. Tersinden okunduğunda toplumda yaygın olan fikir ve değerlerin eleştirilmesi ifade özgürlüğüne girmemektedir.

Şunu hiç unutmamak gerekir insanların görüş ve düşüncelerini onlara zor uygulayarak değiştirmek imkânsızdır. Bu doğrultudaki çabalar sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Baskılar hayatı iyice zorlaştıracak şekilde ağırlaşırsa o zaman insanlar kamu otoritelerinin benimsenmesini talep ettiği fikir ve görüşleri benimsemiş reddedilmesini istediği fikir ve görüşleri reddetmiş gibi yaparlar ama kafalarında eski görüşlerine bağlı kalmayı sürdürürler. Böylece baskıcı otorite hem kendi kendini aldatmış hem de insanları ikiyüzlü davranmaya iterek karakterlerini sakatlamış olur. Bu yüzden devlet insanların insan olmaktan dolayı sahip oldukları bir hak olarak ifade özgürlüğünü hukuken tanımalı ve korumalıdır.

 

Ünlü filozof Sokrates’in başı sitenin (şehir devleti) değerlerini tenkit etmesinden dolayı derde girmiştir. Sokrates sitenin çok tanrılılığına karşı çıkarak site değerlerini eleştirdiği ve gençleri yoldan çıkardığı gerekçesiyle yargılanmış ve idama mahkûm edilmiştir. Şüphesiz, bugün Sokrates’i herkes bilmekte ve anmaktadır, ama onu yargılattıranları ve yargılayıp mahkûm edenleri kimse hatırlamamakta ve hatırladığında da hayırla yâd etmemektedir.

Bilmem anlatabildim mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Tuna Arşivi
SON YAZILAR