Her faydalı konuda işbirliği içinde yürümek ve kalkınmak, dünyanın bu gün ulaştığı ileri bir aşamadır. Zenginlik, gelişmişlik değildir. Bilim ve teknikte ilerlemiş olmak da değildir. Belki bütün bunların da desteğiyle düşünce ve davranışımızı en ileri düzeye ulaştırabilmektir. Örneğin atomu bulmak ileri bir bilimsel seviyedir. Ama bununla hemen bir bomba yapıp, onu şehirlerin üzerine atan düşünce o seviyenin gerisindedir. Düşüncenin bu gün ulaştığı seviye o gün olsa sivil halkın üzerine bomba atılmazdı. Belki keşfedilen bu bombanın ne büyük bir tahribat yapabildiği insansız bir ortamda, kimseye zarar vermeden Japonya’ya gösterilirdi. İşte davranışın asıl ileri seviyesi bunu başarmaktır. 21. Yüzyılda bu noktaya yaklaşılmıştır.

       Denilebilir ki, dünyaya semavi dinlere mensup milletler hükmediyor. Tahrif edilmiş olsa da bunların ataist olanları hariç, tamamı Allah’a ve ahrete inanıyor. Bütün insanların Adem’in ( A.S. ) çocukları olduğuna da bunların hepsi inanıyor. Ne gariptir ki buna rağmen Hristiyan ve Museviler, Suriye’den kaçan sığınmacıları uzaydan gelmiş gibi karşılıyor. Hatta Avrupa’da  bazı ülkelerin onları kabul etmek için Hristiyan olmalarını şart koştuğuna dair haberler de var. Daha enteresan olan da onlara mevcut dinlerini bırakıp, Hıristiyan olmalarını şart koşanlardan birçoğunun kendisi Hristiyan bile değil, inançsız olmasıdır. 

       Antalya’daki konuşmasında Putin, 40 ülkenin terör örgütlerine silah sağladığını, bunlardan bazılarının G20 ülkeleri içinde bile olduğunu söyledi. Bilindiği gibi Rusya’nın KGB gibi ünlü bir istihbarat örgütü var. Her halde Putin, bunu rast gele söylememiştir. Ancak bunu söylerken Rusya’nın asıl kendisi hangi noktada duruyor bakmak lâzım. Çünkü gizli-açık destek verdiği Esat, teröristin ileri gidenidir. Hainlik ve zalimlik en büyük akılsızlıktır. Dünya akıllanmaya doğru yürürken akılsızlığa koşanlar da elbette olacaktır.   

       Bu devirde insanlık, ekonomik gücün % 75 ini, nüfusun 2/3 ünü temsil eden ülkelerin bir araya gelip, bağlayıcı kararlar alabildiği bir seviyeye gelmiştir. Akılsızlığa doğru koşanların zorla durdurulması ve kontrol altında tutulması işinden taviz verilmemelidir. Yoksa Daiş’i bombalama bahanesiyle havalanan Rus uçakları, İran Hizbullah’ının da kara desteğiyle Türkmenleri bombalamaya başlar. Esat gibi bir zalime açık açık destek veren akılsızların karşısındaki akıllı ittifak çok daha geniş hale getirilmeli ve akılsızların yakıp yıkmasına engel olacak tereddütsüz bir caydırıcılık gücüne ulaştırılmalıdır.

       Sınırlarımızı ihlal eden bir savaş uçağını jetlerimiz düşürmüştür. Sonra da bu uçağın Rusya’ya ait olduğu anlaşılmıştır. Rusya ile aramızda bir husumet olmadığı halde Rusya’nın uluslar arası koalisyon adına değil Esat adına savaştığı, DAİŞ yerine Türkmenleri (Türkleri) bombaladığı, üstelik sınırımızı da ihlal ettiği anlaşılmıştır. Düşen uçak Rus uçağı çıkınca aslında Rusya suçüstü yakalanmıştır. Buna rağmen uluslar arası camiada üste çıkmaya çalışmaktadır, buna fırsat verilmemelidir. Rusya dünyaya kapalı, militarist ve komünist bir rejimden yeni çıkıyor. Sorunlarını diplomasi yoluyla çözmeye henüz çok yatkın olmayabilir. Uluslar arası baskılarla diplomasiye yönlendirilmesi gerekir ki, şu anda yapılan da o dur.                   

        Eğitime emek ve destek vererek, insanımızın düşünce, anlayış ve davranış kalitesini daha ileriye taşımak için çaba gösteren herkesten Allah razı olsun. Amaçlarına yakıp yıkarak, öldürerek değil, aklını kullanıp, barışçı yollardan ulaşmayı başaranlara ne mutlu. Beş yüz yıl önceki koyunlarla şimdiki koyunların davranışında bir fark yoktur. Ama elli yıl önceki çocuklardan şimdiki çocukların davranışı çok daha ileri ve akılcıdır. Çünkü biz insanız ve Allah bize ilerleme yeteneği vermiştir. Kesin olarak bilelim ki, bunun değerini anlayamazsak başımız dertten kurtulmayacaktır.

       Peygamberimiz (SAS) “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” buyurmuştur. Öğrenmeye daima açık olmalıyız. Bizi hep birlikte ilerletecek en ileri eğitim imkânlarını, eğitici, temiz bir sosyal çevreyi çocuklarımıza, gençlerimize ve değerli halkımıza sunmak boynumuza borçtur. Dağdakiler dağ adamı olmuştur. Bunların düşünce, anlayış ve davranış kalitesi çok gerilere düşmüştür. Hiç değilse yeni yetişen gençlerimizin bu duruma düşmeyecek bir eğitim düzeyi olmalıdır. İnsanlığın yüzünü daima dünyanın akıllı yüzü güldürmüştür. İnternet, Google gibi uluslar arası organizasyonları yapabilmek için ille de Amerikalı olmak gerekmiyor. Ama onlar kadar eğitimli olmak gerekiyor. Aldığı eğitimin düzeyi ve kalitesi arttıkça insandaki anlayış, düşünce ve davranış yeteneği de gelişiyor. Buluş, sorun çözme ve organizasyon kapasitesi artıyor. İnsanlık ilerliyor. Bunun mimarı olan, her türlü övgüye layık Öğretmenlerimize selam olsun. Allah’a emanet olunuz.