FİBERGLAS HEYKEL
Ne mutlu bize ki müstakbel başbakanımızı belirledik.
Cumhurbaşkanımızı seçtik. Uyguladığımız başarılı açılım politikasıyla birlikte terör sorunundan da kurtulduk(!).Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler ve birbirlerine düşman olan bu ülkede yaşayan diğer tüm yurttaşlar kardeş oldular. Hatta kardeşlik bağlarımız o kadar kuvvetlendi ki dost ve müttefik(!) PKK unsurları geçen hafta 13 tane düşman IŞİD unsurunu gözaltına aldı.Yine bu dost unsurlar(!) asker ve polisimize yardımcı olmak için Diyarbakır’da asayiş kontrolleri yapmaya başladı, kardeşliğimiz pekişsin diye ….
Şaka gibi değil mi? Ama maalesef bunlar şaka değil gerçek.
Türk askerine ilk kurşunu sıkan PKK’lı Mahsum Korkmaz adlı eşkıyanın heykeli Diyarbakır’ın Lice ilçesine dikildi. Açılımcıların gözü aydın olsun! Allahtan daha sonra savcılık kararıyla bu heykel yıkıldı. Bu heykel törenle dikilirken kimsenin haberi olmadı. Ama yarın bu kararı veren savcımız kardeşliği baltalama ve casusluk gibi suçlardan dolayı soruşturma geçirirse şaşırmayın. Tıpkı Adana’da silah yüklü yardım(!) tırlarını durduran asker ve savcı gibi. İçişleri bakanımıza göre; “Heykel fiberglas maddeden yapılmışmış, basit bir şeymiş, provokasyonlara gelmemek lazımmış, bunların hepsi çözüm sürecini baltalamak içinmiş “ miş miş miş… Terbiyesizler insan bari bronzdan falan yapar ki mevzu etmeye değsin. Öyle ya kimse Türkiye’nin gücünü test edemez.
Buradan yetkililerimize sesleniyorum: Teröre taviz vererek, yasal imkânlar tanıyarak teslim olursanız, önlemek bir yana onu azdırır, tırmandırırsınız. Devletin gücünü sokaklardaki çocuklar ve öğrenciler üzerinde değil, bu hainler üzerinde gösterin.
Bütün bunlar sanki yetmiyormuş gibi bir de başımıza IŞİD çıktı. Bu kanlı terör örgütü Türk konsolosluğunu işgal ederek Türkiye’yi test etti. Test sonuçları başarılı çıktı. Ne Müslümanlardan ne Türkiye’den ses çıktı. Hatta iktidar IŞİD için konuşma yasağı bile çıkardı. Kimse konsolosluk görevlileri nerede diyemez oldu. Bunun yanında Irak’ta her gün Müslüman kanı akarken gıkı çıkmayanlar, birkaç Yezidi dağlara kaçtı diye dünyayı ayağa kaldırdılar. Irak Ordusu ve Peşmerge Güçleri kendilerini korumaktan acizlerken, tüm imkânlarını Yezidilere seferber ettiler. Ne kadar Yezidi öldürüldüğünü duyan var mı? Ben duymadım. Öldürülmesin elbet… Ne Türkmen öldürülsün, ne Kürt öldürülsün, ne Şii öldürülsün ne de Sünni… Hiç kimse öldürülmesin. Çünkü sebepsiz yere bir masumun öldürülmesi, bir âlemin öldürülmesidir. Türkmenler katlediliyor dediğimizde, “mazlumun milliyeti olmaz” diye lafı ağzımıza tıkadılar. Sanki bizler Türkmenleri kurtarın da, ötekileri bırakın dedik. Şiiler öldürülmesin dediğimizde ise bu sefer “mazlumun mezhebi olmaz” cevabını yetiştirdiler. Şiiler veya Türkmenler, kısacası Müslümanlar öldürüldüklerinde tavuklar gibi kümeslere girenler, sıra Yezidilere gelince başımıza horoz kesildiler.
Farkında mıyız bilmiyorum ama ABD aslında Irak’ı üçüncü kez işgal ediyor.
Suriye’de IŞİD ve benzeri terör grupları onca Müslüman’ı öldürdüler, ABD ve ortaklarının hiçbir şekilde tepkisini çekmedi. Niye çeksin ki? Öldürülenler nasılsa Müslümanlar nasılsa dünyada en ucuz kan Müslümanların kanı.
ABD dünyayı kaos çıkararak yönetmeyi, kendine “dünya düzeni” olarak seçmiş. Arkalarında durdukları, lojistik destek verdikleri örgütler, işlerini yaparken, Müslüman keserken, niye tepki göstersinler ki? Ne acıdır ki biz buna seyirci kalıyoruz. Oysa Yezidisi de, Türkmeni de Şii ve Sünni’si de Türk’ün adaletini beklemektedir.
Şimdiden 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutluyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.