“İslâm memleketlerinde eserlerin eskileri, yenileri nispeten az muhafaza olunmuştur. Hint sarayları ile İspanya’daki Elhamra istisna teşkil etmektedir….Anadolu Selçuklularının XII-XIII. Yüzyıllardaki yüksek bir sanat kültürüne durak yeri olan başkentleri Konya’daki sarayları harabe haline gelmiştir….Konya köşkü bilhassa ön tarafındaki çini süsleri ile İslâm sanat tarihinde hak ettiği takdiri kazanmıştır…Binanın yavaş yıkılması nedeniyle çinilerin, mermer harç ile yapılmış duvar süslerinin çoğu satışa çıkmış, bu dahi dekorasyondan  kalmış olanların bir kısmı parça parça ticarete intikal etmiştir…Bu materyalin tespit edilen kadarı Berlin’deki İslâm Sanatları Müzesi’nde, İstanbul’daki çinili köşkte, Paris’teki Louvre Müzesinde, Stokholm’de Milli müzede, bazı hususi kolleksiyonlarda bulunmaktadır”

       “ II. Kılıçaslan köşkünün koruma altına alınması, çevre düzenlemesi ve arkeolojik kazının devamı “ adı ile Haziran 2014 tarihinde ikinci kez ihaleye çıkılan Konya köşkü Friedrich Sarre tarafından yazılan Şahabettin Uzluk tarafından Türkçe’ye çevrilen ve Türk Tarih Kurumu tarafından baskısı yapılan kitapta üzücü bu ifadelerle yer alıyor. Aslında emanete çok da sahip çıkamamışız. Yurtdışına kaçırılan eserleri öz yurdu Konya’ma geri getirmek için çaba harcanmış mı bilmiyorum ancak  yurtdışından ana vatanına getirilmesi başarılmış bir çok eseri hatırlayınca bu konuda çalışma yapmanın zorunlu olduğunu düşünüyorum.

       Çanakkale 2000 yıllık Apollon Tapınağı’nda, 1200 yıllık Urfa Kalesi’nde, Eskişehir’de 800 yıllık Seyyid Vakkas Gazi Külliyesi’nde, Bursa Muradiye Camii’nde restorasyon rezaletleriyle ilgili haberler hemen rastlayabileceğimiz türden olağan haberler. İş işten geçip bu dünya mirasları rezil edildikten sonra Vakıflar veya İhale veren kurumun tek yapabildiği kesin kabulü yapmayıp olayı mahkemeye taşımak. Oysa bu tabii ki yersiz ve yetersiz bir uygulama. O nedenle  çalışmalara ihale veren kurum, tabii Kılıçaslan Köşkü için Konya Büyükşehir Belediyesi adına  katılacak kişi veya kişiler çok önem kazanıyor. İhaleyi alan kuruluş hakkında bilgi sahibi değiliz. Yasal yeterliliği dışında ehilliği hakkında bilgimiz yok. Burası park değil ki beğenmezseniz yıkıp daha iyisini yapabilesiniz. O nedenle gözümüz II. Kılıçaslan köşkü çalışmalarında olmalı tabii kalıntıların yeryüzündeki kısmı üzerindeki şemsiyenin kalıntılar daha da yok olmadan nasıl kaldırılıp korumanın sürdürüleceği başta olmak üzere. Belediyemiz bir kamera da bu çalışma alanına mı yerleştirse…