Gazetemiz değerli yazarlarından kıymetli üstadım Sn. Barbaros Ulu 29 Kasım 2018 tarihli yazısında aracına aldığı yaşlı bir teyzemden söz etti. Hasta eşiyle tek odalı kira evinde yaşamaya çalışan yetmiş beş yaşlarında sosyal güvencesiz teyzemi gideceği yere bırakınca aldığı dualardan bahsettiği yazı içimi acıtmıştı. O günden beri belediye yetkililerimizin Sn. Ulu’ya ulaşıp ulaşmadıklarını, daha önemlisi teyzeme devlet elini uzatıp uzatmadıklarını merak ederim. Büyükşehir Belediyemiz 2010 yılında Konya Sosyal Doku Projesi ile ödül almıştı. Hane hane herkesin kayıt altına alındığı belirtilmişti. Proje ödül alınınca sona ermemiştir inşallah. Güncellenerek bugünlere getirilmiş olmalı. Acaba teyzem Kent Bilgi Sistemi’ne kayıtlı mıydı? Yazıyı okuyan belediye yetkililerimiz konuyla ilgilenmiş miydi? Keşke bir açıklama yapsa yetkililer.

Giresun spor kamuoyu günlerdir takımın kapısından girmemiş Ömer Kesici isimli futbolcunun toplamda 310 bin liralık haciz işlemini konuşuyor. Hangi yöneticinin bu kişiye ne karşılığında senet verdiği tartışılıyor. Haberi okuyunca Konyaspor’un eski saygın yönetimi ile Halil İbrahim Pekşen ve Eyüp Ertürk’ü hatırladım. Eyüp Ertürk 10 Ocak 2017 tarihinde Ankara Adliyespor’dan transfer edilip 11 Ocak 2017 tarihinde Ankara Adliyespor’a; Halil İbrahim Pekşen ise 30 Ocak 2017 tarihinde Samsunspor’dan transfer edilip 31 Ocak 2017 tarihinde Samsunspor’a kiralık verilmişti. Bu transferlerin Konyaspor’un hangi yüksek menfaatleri için yapıldığını eski yönetimimizin açıklamalarını istesek kul nezdinde ibra edilen yönetim cevap verir mi acaba?

Efendim Manavgat Kızılağaç mevkiindeki beş yıldızlı otele ait spor alanlarının günübirlik tabir edilen bölgeyi işgal ettiği gerekçesiyle mahalle muhtarlarının önderlik ettiği grup tahrip etti. İşgal varsa da 30 yıllıkmış. Otel yönetimi işgalin söz konusu olmadığını açıklıyor. Şimdi işgal varsa belediye yetkilileri ecrimisile çevirir veya tahliye ettirir. İşgal yoksa zaten sorun yoktur. Nahoş olan herkesin kendi yargılamasını yapıp kararı uygulamaya geçirmesi ve kendi adaletini kendi sağlaması gibi kaotik duruma yol açacak davranışlarda bulunulması. Kuralın ve saygının olmadığı topluluk millet olamaz.

Günümüzde küçülen dünya hepimizi etkiliyor. Kültür emperyalizminin bizi bize yabancılaştırmasını önleyecek tedbirler almıyoruz. Kentlerimizde Türkçe isimleri zorunlu kılmıyoruz, örf-adet ve geleneklerimize yabancılaştırılıyoruz. Günümüzde Türk kahvesi bile hayatımızda neredeyse yok. Bir firmamız çok yerinde hareketle 5 Aralık tarihini “Dünya Türk Kahvesi Günü” ilan etmiş. Kahve Dünyası firmasını bu güzel davranışı için kutluyorum. Gelin bu bir milat olsun ve Türk kahvemizi yeniden gündemde tutalım. Keşke Belediye Başkanlarımız da “Türkçe İsim Kullan” kampanyası başlatsa de güzel dilimiz anlamsız ve özenti yabancı isimler hegemonyasından kurtulsa.

Günümüzde kentler rekabet halinde. Projeler, vizyonlar yarışıyor. Kenti yönetenlerin ve toplum liderlerinin birlik beraberliği, Ankara ile sıkı temas ve güçlü lobi faaliyeti kenti ön plana çıkaracak dinamikler. Kayseri milletvekilleri ilk gününde Bakanımız Sn. Akar ile birlikte geldiler Bakanlığa. Sn. Özhaseki’nin Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konuşulmaya başladığı gün Kayseri dernekleri ziyarete gittiler. Bursa Sanayi ve Ticaret Odası yetkilileri Bursa’nın sorunlarının çözümü için günlerdir Ankara’da Bakanlarımıza bilgi verdiler. İleri teknoloji yatırımlarını illerine çekme talebini, hızlı trenin gecikmemesi gibi konuları sürekli dillendiriyorlar. Ben sadece kıskanıyorum. Konya’m böyle bir birliktelik sağlamadan lobi faaliyetlerinde de öne geçemez, gücünü de birleştiremez.

Sağlıklı, mutlu, huzurlu, bir ve beraberlik içinde yaşamamızı diliyorum. Saygıyla.