Dolu dolu geçirdiğimiz bir haftanın akabinde milletin sağduyusuyla darbe ve yeni bir kalkışma girişiminden çok şükür hızla uzaklaşıyoruz.

Meydanlar olanca coşkusuyla yoluna devam ediyor. Başkomutanın ikinci emri muhtemelen teyakkuz halinin devamı şeklinde olacak.

Meydanlardan ayrılsak dahi olası bir iletişimsizlikte; yani elektrik veya uzun süreli internet kesintisinde artık herkes nereye nöbete koşacağını biliyor.

Kimimiz Jandarma birliklerinin önüne, kimimiz Mevlana Meydanı’na, kimimiz hava üssüne, emniyete valilik önüne…

Konya özelinde durum bu. Türkiye genelinde de farklı değil. Tekrarlamakta fayda var. Telefonlarımızın şarjları hep dolu olmalı internet ve elektrik çok önemli. Gece gündüz artık şifre bu…

Bugün size 15 Temmuz gecesi merkezdeki Jandarma Karargahlarında yaşananları anlatacağım.

Bildiğiniz gibi Konya Jandarma Bölge Komutanlığına bağlı Afyonkarahisar, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman ve Konya İl Jandarma Komutanlığı olmak üzere 6 merkez il var. Ve bunların tamamının başkanı şuan tutuklu olan Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş idi. Ermiş, o gece plan gereği izinli. Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi’nin başına silah dayayarak Akıncılar Hava Üssüne götüren en yakınındaki isim. Ve Mendi’nin çok güvendiği sevdiği isimler arasındaydı! Düşünün ihanetin böylesi!

Neyse çok dağıtmayalım. Timurcan Ermiş izinli olduğundan bölgedeki komuta o sırada yine tutuklanan Bölge Jandarma Kurmay Başkanı Albay Mustafa Sakaoğlu’ndaydı.

Sakaoğlu, ilk olarak karargâhtaki askerlere tam teçhizatlı bir şekilde Ankara yolunu trafiğe kapatmalarını emreder.

Sakaoğlu’nun FETÖ yanlısı olduğunu teşkilattaki birçok kişi zaten bilmektedir. Emre uymazlar. Direnirler. Vatansever askerler kışladan dışarıya adımını atmaz.

Ardından Sakaoğlu, İl Jandarma Komutanı’nı arar. TSK’nın yönetime el koyduğunu komutanın kendisine geçtiğini ve derhal tüm kuvvetleriyle merkezi noktalarını tutmalarını emreder.

İl Jandarma Komutanı kahraman Albay İsmet Cansaran, bu emri tanımadığını ve dışarıya tek bir askerini çıkarmayacağını söyler. Ardından tüm ilçe jandarma birliklerine kesin talimatını iletir. Kimse dışarıya çıkmayacak!

Vatansever Albay Cansaran, akabinde büyük bir risk alarak yardımcısı ile birlikte sivil kıyafetlerini giyer ve mahşeri kalabalığı yararak sivil bir araçla vali beyin karşısına çıkar.

Vali CANBOLAT nezdinde devlete ve Cumhurbaşkanına olan bağlılıklarını yeniler.

Vali bu gelişmeden sonra derin bir “oh” çeker. Akseki’den gelen ekip de bu bilgiler ışığında önlenir.

Konya’da o gün Allah’ın izniyle tek damla kan akmamasının perde gerisinde Albay Cansaran gibi isimlerinin rolü çok büyük.

Tarih onları gerçekten hayırla yâd edecek!

Aklımıza başımıza alıp vatansever askerlerimizin biran evvel gönüllerini almamız gerekiyor. Zira şuan berbat bir ruh hali içinde olduklarını tahmin etmek zor değil.

Evet, vatandaşın yaşadıklarını bir kenara atamayız lakin bu ordu, bu asker bizim. Demokratik tepkimizi ortaya koyalım. Hırs ve kinle hareket etmeyelim.

Olaylara hiç karışmadığını bildiğimiz İl Jandarma önünde kan isteriz diye bağırmak ya da çarmıha gerilmiş figürlerle meşale yakmak kahraman ve vatansever Türk askerlerinin moralini bozmaktan başka işe yaramaz. Şuan bizim onlara en çok ihtiyaç duyduğumuz zaman dilimlerini yaşıyoruz. Bu arada Albay İsmet Cansaran bu süreçte annesini kaybetmiş. Başı sağolsun. Vatan böyle komutanlara hep minnettar kalacak.