HİZMET İÇİ EĞİTİMİ NE KADAR ÖNEMSİYORUZ!
Kurumlar ve firmaların faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gereken girdilerin en önemlisi bilgidir. Bu gerçekten yola çıkarak, verimliliği, kârlılığı ve sürdürebilirliği artıran; riskleri önleyen ve ortadan kaldıran bilgilerin alınması ve uygulamaya aktarılabilmesi günümüz yöneticilerinin en önemli mesai konusunu oluşturuyor.
Hukuk, ekonomi, teknoloji ve pazarlama gibi onlarca konuda çağımız bilgi üretiyor ve bunları yaygınlaştırıyor. Bilişim ve teknoloji ile ortaya çıkan bu büyük alanda bir kurum ya da firmanın kendisini ilgilendiren bilgiyi seçmesi ve buna yoğunlaşması gerekiyor. Aksi takdirde başta internet olmak üzere birçok bilgi dağıtım kanallarıyla adeta okyanusa dönen bilgilenme alanında kaybolmamak mümkün değil.
Belki de bu nedenle birçok işadamı veya kurum yöneticisi, aslında en doğrusunu seçme ve bünyeye ithal etme konusunda yine ayrı bir bilgi gerektiren bu alana sadece kendi içinde artık rutinleşen hizmet içi eğitimlerle geçiştiriyor.
Ama doğru yöntem, bu bilgi okyanusunda kurum veya firması için en isabetli seçimi yapacak çözüm ortakları bulmak.
Birçok firma veya kurumun “biz zaten yapıyoruz” dediği hizmet içi eğitim alanı günümüzde çok önemli bir konu. Kavram, Hayat boyu öğrenme ve bunu tamamlayan yetişkin eğitimi kavramlarıyla birlikte, tamamen bilimsel bir konuyu tanımlamaktadır.
Belirli birimleri bu konuda görevlendirmek de mümkün olabilir. Ancak ABD ve AB örneklerine baktığımızda, işi sadece hizmet içi eğitim olan kurumlarla çalışmak, kendi bünyesindeki birimler eliyle işi kurtarmaya çalışmaktan daha avantajlıdır. Her şeyden önce hizmet içi eğitim içeriklerinin objektif ve güncel bilgiler içermesi gerekmektedir. “Bize sadece bu kadarı yeter” ya da “sadece bu bilgiler bizi ilgilendiriyor” değerlendirmeleri, aslında hizmet içi biriminin statik yapısının bir sonucudur. Oysa dışarıdaki bilginin seçilmesi ve kurumsal bünyeye ithali dinamik profesyonel bir alandır.
Diğer bir önemli konuda hizmet içi eğitimden beklenen ilgili, doğru ve pratik bilginin etkisini kısa sürede göstermesidir.
Personelin mezun olduğu son okuldan sonra, çalışma hayatına girmesi ve zamanla, artık bilgilerini yenilemek zorunda kalabileceği ilk noktanın gerçekçi bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bu nokta firma ve kurum yöneticileri tarafından, yaşanan ilk yetersizlikten veya yenilgiden sonra gündeme getirilmektedir. Hatta çoğu firma ve kurum bu noktaya gelindiğinde, özgün ve genel bir strateji belirlemek yerine sadece o personele yönelik kararlar almakta ve belki iş akdini feshederek sorunu çözebileceğini düşünmektedir. Bir sonraki sorunun ortaya çıkışına kadar geçici bir düzenleme sağlayan bu yaklaşım, artık modern personel yönetimi veya insan kaynakları kullanımının birçok sakıncasını ispatladığı bir yaklaşımdır.
Daha objektif belirlemelerle ama firma ya da kurum için en özgün eğitim içerikleri ve metotlarının geliştirilmesi için mutlaka profesyonel destek almalısınız.
Aradığınız Destek burada yoksa? Vazgeçmeyin!
Bir sonraki yazımızda, görüşmek üzere hoşcakalın selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.