İNSANLARIN İSTEMEDİĞİNİ YAZARSAN G….SÜN
Koskoca bir yılı daha geride bıraktık. Çok şükür. Doğumu ile ölümü ile hastalığı ve sağlığı ile, mutluluğu ve mutsuzluğu ile, sevinci ve hüznü ile dünü ve bugünü gören hepimiz bir yılı daha devirdik.
Nasıl devirdiğinize inanıyorsanız öyle inanın ama gelin hep birlikte inanarak dua edelim “Bu yıl hepimiz için giden yıldan daha iyi olsun”…
………
Geçen yılın son günü aklımca kendimi eleştirmiştim. Aslında okurumuz ya da bizi takip eden herkes haklı. Tüm bunlara rağmen hala beğenmiyorsa da takip etmeyecek. Bizi gale almayacak. Bildikleri ile kol kola yoluna devam edecek.
Ama biz Allah izin verdikçe ve patronda “Başıma iş açmadan ne yazarsan yaz” dedikçe kendi doğrularımızı şehir ve şehir insanı adına samimi bir şekilde dile getirmeye devam edeceğiz.
PUSULA Yayın Grubunun sahibi patronumuz Harun Akgül ve bana her gün dayanma gücünü gösteren Konya’nın en iyi ekibi ile bugün 5.yılın ilk günündeyiz. Basında son 41 yılın beş yılını da PUSULA ve yayın organları için vermişiz.
Helal olsun bizim ekibe.
İsteyen beğenir isteyen beğenmez, isteyen kabul eder isteyen kabul etmez ama bu ekip 5 yılda tarih yazdı. Ve tarih arşivlere girdi artık. Çıkmazzzzzz.
…………
Yılın son günü kendime kızmıştım ya bazı okurlarımız ve büyüklerimiz bu konu ile ilgili samimi düşüncelerini bizlerle paylaşmışlar.
Bu konuda tekrar ifade ediyorum yazılı basında görsel basında açık açık kendisini gerçek kimliği ile gösterenlere, sosyal medyada herif gibi açık ismi ve soyadı ile kendi fotoğrafı ile bildiği yazanlara saygım sonsuz.
Hele hele yazdığımıza karşı çıkıp gazeteye gelip karşımıza dikilene ise çay ve etliekmek ısmarlıyorum.
………….
2017 yılının son yazısına yorum yapan “Eğitim bir senli” rumuzlu okurumuz “Vazifesi sadece alkış olan şu STK’lar neden doğru yapıcı eleştirilerini hükümet ve yetkililere yapmazlar? Günah mı? Ortak akıl nerede? Sadece yeşil renkli STK sendika mı lazım bu ülkeye?” derken Ankara’dan her gün bıkıp usanmadan bizi takip eden dostumuz Nejat Gökay da bize şöyle gaz (!) veriyordu; “Sevgili basın duayenim. Sana Allah sabırlar versin. Cahil cühelayla uğraşma. Senin değerini bilemezler. Senin kollarının dünyanın dört bir yanına dağıldığını bilemez. Sen cennetliksin. Sabır taşı olsa çatlardı. Sevgi ve saygılarımla basın duayenim.”
Ömrünü Türk Silahlı Kuvvetlerine veren gerek Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde gerekse sınır ötesinde yıllarca kahramanca çarpışan büyüğüm Ali Demirhan abim, “Yiğit saygı değer kardeşim biz sizi yıllardır tanır ve ailemizden biri kabul ederiz eğri bir şey yazdığını görmedik okumadık doğru yol çetin taşlı ve dikenlidir. Siz o yol da yıllardır yürüyorsunuz. Ne güzel işlere yazılarınızla imza atmanız yeter ne dualar aldınız. Benim ahrete intikal etmiş ecdadım bile dua ediyor. Yazılarınızla düzelttiğiniz işleri gördükçe bizler devamlı dua ediyoruz. Her şey gönlünce olsun saygılar.” diyordu. Mustafa Can rumuzlu okurumuz ise çok güzel ve doğru bir yaklaşım ile “Burada Uğur Bey’e veya Tahir Akyürek’e veya siyasi akil adamlara yazılanlar kadar da yüzlerine söylenseydi. Her şey fakat toplantılarda konuşmalarda karşılıklı olmadık yalakalık ve tek itiraz yok. Eleştiri yok. Reis adam gibi eleştirenler olsaydı ve yüzüne yanlışlıklar söylenseydi daha iyi çalışırdı ama Konya’mızın STK’ları ve akilleri sadece sevimli görünmeye çalışıp makam mevki menfaat bekliyorlar. Ne acıdır ki arkalarından geleceklere de yolları kapatıyorlar reis ne yapsın dinozorlara…” yazıyordu.
Deli Kadir rumuzlu abimiz ise adeta yüreğimize su serpiyordu, “Sorunumuz bu zaten bugün medya tek ses tek koro olmuştur. Zaten yeterince yağlayan ballayan var sorunumuz ya her şeye karşıyız ya da her şeyi alkışlıyoruz. Yahu arkadaşım bir insanın yanlışı olunca söylemek vatan hainliği midir? Doğrusunu alkışlamak yalakalık mıdır? Bunu ayrım bile edemeyen vatandaşa ne desen boş. Konya bir çok anlamda iyi yönetilmiştir bunu inkar eden nankörlük eder. Bazı yerler bizden daha çok yatırım almış olabilir ancak Konya’nın sorunu adama göre iş yaratmasıdır. Liyakate bakmadığımız için bir sürü lüzumsuz adamı makam mevki sahibi yaptık. Şimdi bu lüzumsuzlarla uğraşmaktan Konya ile uğraşamaz olduk. Bir de para hırsı yüzünden haramı helali karıştırdık…”
M. KORU, “Bize göre değil bizim için değil siyaha beyaz demek. Sizden beklentimiz “Kimseden bir beklentisi olmayan bir insan olarak sizden iyiye iyi dediğiniz kadar kötüye da o rahatlıkla kötü demenizi bekliyoruz. Mesela: İslam Kültür Merkezi denilen ve bünyesinde Siyer-i Nebi araştırmalarının da olacağı binayı ne hale getirdiklerini sorgulayın. Çıtlak denen şahsa neden oranın emanet edildiğini sorun. Bu ülkede neden Milli Piyango Liseleri, Ziraat Bankası Güzel Sanatlar Lisesi, Ziraat Bankası Fen Lisesi, Vakıfbank İmam Hatip Ortaokulu neden var? Bu isimler neye hizmet ediyor diye sorgulayın. Spor Toto okullara spor sahası yaptırıp üzerine neden reklam tabelası asıp gençlere kumarı hatırlatıyor diye sorun. Futbolcuların formalarında neden Spor Toto gibi bir kumar reklamı asılı diye sorun.”…..
Ah M. Koru ahhhhhhhhhhh. Bunları bana niye soruyorsun ki? Bunları sen, her sohbetimizde tek AK Parti; gerisi Siyonist Yahudi demiyor muydun?”.. Tabii bu M. Koru benim bildiğim tanıdığım M. Koru ise…
Ben bunları kime nasıl sorarım ki? Nasıl yazabilirim ki? Senin sorduğun soruları yarın yazsam ertesi gün karakolda öbür günde cezaevindeyim. Ben cezaevine girince benim eşime çocuklarıma anama babama kim bakacak? Üstelik bir de vatan haini damgası yiyeceğiz yedi ceddimiz kafasını kaldıramayacak. Allah rızası için siz dost musunuz düşman mısınız?...
Serdar Emin Bey, “Vallahi ihtiyar sen kimi yazarsan yaz, ister Hasan abim de ister Ahmet abim de ama bu şehirde bütün siyasileri yedikten sonra hâlâ sapasağlam duran bir Akyürek gerçeğini unutmadığını düşünüyorum” diye görüşünü paylaşırken Yusuf Bey, “Sayın Özteke, sizi şahsen tanımasam da yazmış olduğunuz yazılardan takip ettiğim kadarıyla dürüst, samimi birisi olduğunuza inanıyorum. Size yalaka diyen insanların da aslında Konya’yı yöneten insanlara bir şey yapamadıkların dolayı hırslarını sizden çıkartıyorlar diye düşünüyorum. Konya da yaşayanlar Konya’yı yönetenleri kesinlikle başarılı bulmuyorlar. Diyorsunuz ki bu adamı reis seçti. E kimi seçecekti? Ankara’dan Kayseri’den mi seçecekti? Mevcut Konya’yı yönetenler arasından Hasan Angı’yı, Tahir Akyürek’i, Fatma Toru’yu v.s seçecekti. Yani özeti şu Sayın Özteke; ‘Keçinin olmadığı yerde koyuna Abdurrahman Çelebi de deme’ diyorlar. Mesela eski stadyum ne oldu? Mesela Zafer, Form, Muhacir Pazarı ne oldu?
Mesela Konya halkı için daha iyi olacağı kesin olan anıtın oradaki DSİ bölgesinin eski stada dahil edilerek daha iyi proje üretilmesi belliyken, AK Partili belediye, AK Partili bakanlıktan alabildi mi o bölgeyi?
Mesela yıllar önce yapılması gerekirken metroyu hâlâ gazete haberlerinden öteye gitmemesi, mesela çok daha önce bitmesi gereken projelerin (Numune Hastanesi, Yeni stadyum gibi) çok geç bitmesi, yıllardır yapılan yanlış şehircilik planlarıyla dümdüz ova da trafik çilesi çekilmesi?
Ve de park sıkıntısı çekilmesi.
Mesela işte böyle can alıcı şeylerin yapılmayıp belediyeciliği Kafem, KOMEK, park değnekçiliği ile sınırlı tutulması… gibi, gibi, gibi……
Bu yüzden keçiye Abdurrahman Çelebi demeyin Sayın Özteke.
Derseniz de o zaman kızgınlıklarından dolayı size yalaka diyenlere kızmayın!!!
Konya halkı Hatice’ye değil neticeye bakıyor. Konya halkı Reis olmasa bu kişilere 3 tane koyunu bile güttürmeyeceğini sizde çok iyi biliyorsunuz. Yazdıkça sinirleniyorum sinirlendikçe yazıyorum. Fazla uzatmadan saygılar…”…
……………….
Bekir rumuzlu okurumuz “İyiye iyi demene lafımız yok da, kötüye kötü dediğini hiç duymadık be Uğur Abi?
Gazetecilikte Konya'nın en deneyimli ve birikimli ismisin, Türkiye'de de sıralamaya girersin. Madem kimsenin yaralı parmağına tükürmesi beklentin de yok, o zaman nedir bu elinin ucuyla yazmalar, çekingenlikler, bir gün eleştirir gibi yaptığına ertesi gün övgüler düzme telaşına düşmeler? Senin deneyimin şu içinden geciken dönemde ya tamamen susmanı ya da adam gibi korkmadan yazmanı gerektirir. Seni seven çok kişi böyle düşünüyor. Aynaya bir bak lütfen, karşında eski Uğur Özteke mi var, sakallı çok şükürcü neme lazımcı bir Konyalı Hacı emmi mi?...”
Ne diyeyim Bekir abi sen de haklısın.
Veeee her bizi her gün takip eden Konya’nın A’dan Z’ ye yakından tanıdığı paralı pullu zeki mi zeki bir abim bakın ne yazıyordu;
“Allah iyiliğini versin. Sanki zamanıydı sanki. Yılsonunda neden kendini kaleme alma ihtiyacı hissettin ki.
Onu da becerememişin de neyse. Ne de olsa amatörsünüz normal. Senden olmaz. O zaman sizden olmazsa vay Konya basının haline!.. Dünya durdukça durunuzda ama bir şartla evinizde. Çünkü şu ABİ lafını yazmadığınız süre içinde belki 2018’de bir şeyler olabilir kaleminizde. Lütfen yazılarınızda kendinizi küçültmeyin. Sonuç: Adam gibi adamsınız ama?
Ama hep sen haklı çıkıyorsun uğur abi
Neden?
Çünkü doğru tekte ondan, haklısın uğur abi haklısın. Nerede muhalefet varsa ve onu savunuyorsa ESAS G…. O !
En zor konuları bile, onlar hakkında en ufak bir fikri olmayan ve çok zeki olmayan bir insana açıklanabilir. Fakat çok basit bir şeyi, en ufak bir şüphe duymadan zaten bunu bildiğini düşünen insana anlatamazsınız.”…
………..
Yarına inşallah bir titreyip kendimize geliriz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Cehaletimizi itiraf etmektense hatalarımızı kabul etmek daha kolay geliyor bizlere.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Soğukta yağmurda kışta garipleri, hastaları, engellileri, yaşlıları düşünerek adım etmeye çalışırsak daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.