İstersen Her Yıl Kümeye Oyna
Deplasman cezası nedeniyle gidemediğimiz Antalyaspor karşılaşmasını stadyum ve tribün atmosferini bir nebze de olsa yaşamak amacıyla dernek üyelerimizle beraber izledik. Maç öncesi kadrolar açıklandığında kendi aramızda yaptığımız yorumlar genel itibariyle kazanan kadronun bozulmadığı ve bir nevi de riskli bir 11 olduğu yönündeydi. Nitekim karşılaşma da bu şekilde başladı. İlk dakika içinde kalemizde gördüğümüz pozisyon bu maçın çok gel-gitli bir karşılaşma olacağını göstermişti aslında bizlere. Orta saha merkezinde 2 adet kesici orta saha oyuncusuyla sahaya çıkan Konyaspor, yine kazandığı toplarla hem uzun hem de hızlı hücuma çıkarak etkili olmaya çalışıyordu.
İlk dakikalarda yine bir duran top sonrasında kalemizde gördüğümüz gol neticesinde umutlarımız tutuk oyunla birlikte bitmeye başlamıştı sanki. Ne hücum yapabiliyorduk ne de savunma çünkü. Karşılaşmanın 30. dakikalarıydı ve herkes koltuğuna çökmüş, donuk gözlerle maçı izliyordu. O esnada arkalardan bir ses duydum, bu karanlık ve kasvetli ortama inat; “İstersen her yıl kümeye oyna, olsun şampiyonluk uzakta, istersen kupaları da alma, Nalçacılılar yine yanında, Nalçacılılar yine yanında…”
Önce mırıldanma şeklinde başlayan bu beste, kısa süre içinde tüm cafe olarak söylenmeye başladı. 1000 e yakın kardeşimizle hep bir ağızdan, sözleri de çok anlamlı olan bu besteyi söylemeye başladık. Mağlup takım taraftarı enerjisi kalkmıştı üzerimizden. Ve bu enerji enteresan bir şekilde Antalya’ya kadar gitti sanki. Bilmiyorum literatürde bunun bir karşılığı var mıdır? İşin uzmanı kardeşlerimiz söylerler doğrusunu ama o enerji 300 km uzaktaki takımı etkilemiş gibiydi. Hücum anlamında her şeyi denemeye başlayan takım, ikili bir oyun sonrasında beraberlik golünü buldu hemen sonrasında da ani bir kontratak neticesinde ilk devreyi önde bitiren golü bulduk. İkinci yarıya da aynı şekilde, ne yaptığını bilen bir şekilde başlayan Konyaspor yine ani bir atak neticesinde defansta oluşan karambol sonrasında 3. golü buldu. Ömer Ali kardeşimiz yine bir Akdeniz serüveninde daha başroldeydi.
Bu dakikadan sonra hem sahadaki oyuncularımız hem de biz yine o çağın en büyük hastalığına kapıldık. Rehavet… Geçen hafta Erzurumspor karşılaşmasında emarelerini gördüğümüz bu rehavet hastalığı, ne yazık ki Antalyaspor karşılaşmasında da iyi giden filmin sonunu bozdu. Son yarım saatte yine o ilk 30 dakikadaki görüntüye bürünen takımımız, duran top ve yan toplardan yediği 2 golle sahadan 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı. Teknik olarak bakıldığında 3-1 i yakalayan bir takımın, biraz daha nefes alarak, oyunun tansiyonunu kontrol ederek oynaması gerekiyordu. Ancak ne sahadaki oyuncu topluluğu ne de oyun mantalitemiz buna müsait olmayınca, çok rahat kazanabileceğimiz bir karşılaşmada 1 puana sevinerek Konya’ya döndük.
Bu sezon başında yaptıkları nokta transferler ile taraftara umut aşılayan Konyaspor yönetiminin son bir hamle daha yapması gerektiği, oynanan Antalyaspor karşılaşmasında bir kez daha görüldü. Son 10 günde kur fiyatlarının anormal noktalara ulaşması ve ülke olarak geçtiğimiz bu sert virajlar herkesin bilgisi dahilinde. Bu disiplinli gidişata da sonuna kadar destek veriyorum. Mehdi transferinden gelen ve Eto’o nun gönderilmesiyle ödemekten kurtulduğumuz miktar ile tüm transferleri bitiren transfer komitesinin, -uygun koşulları da kollayarak- bir 8 numara transferi yapması bu takımın ilk 5-6 sıranın en büyük adayı olmasını sağlayacaktır. Yabancı kontenjanı konusunda da sıkıntılarımız mevcut, bir başka risk de bu tabi. Ama bu noktaya oyunun iki yönünü de oynayabilen bir oyuncu alınması, ilerleyen haftaları çok daha rahat geçirmemize neden olacaktır. Amir’in durumu da bu noktada çok önemli. Eğer kısa süre içinde sakatlığını atlatabilecek ve oynayacak duruma gelirse bu mevkideki eksiğimiz de giderilmiş olabilir.
Sonuç itibariyle lige kötü başlamayan Konyaspor’umuz, yeni transferleri de takıma katılmasıyla çok daha etkili bir takım olacağının sinyallerini verdi. Özellikle Rıza hoca, kendinin de belirttiği duran top, yan top hastalığına çare bulursa keyifli bir sezon geçireceğimizden şüphem yok. Taraftarlarımızın da bu düşüncede olması, takıma biraz daha sabretmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet şu ara duran top, yan top vs gibi çok saçma goller yiyoruz ama bu her hafta böyle olmayacaktır. Savunmadaki kurgunun oturması, oyuncuların birbirlerini tanıması gibi uyum noktalarını atlattıktan sonra her şeyin çok daha güzel olacağını göreceğiz inşallah. Sadece biraz daha sabır ve pozitif enerji gerekiyor şu aşamada Konya’ya…
Bu vesileyle tüm Konyaspor camiasının ve Müslüman aleminin Kurban Bayramı Mübarek Olsun, Allah’ım hayırlarla diğerlerine de eriştirsin inşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.