İYİ Kİ DOĞDUN TAHİR BAŞKANIM
İyi pazarlar iyi tatiller.
Bugün can dostum bir kardeşimin uyarısı ile yazımıza Büyükşehir Belediye Başkanımız benim de can abim Tahir Bey’in 58 yaşına girmesi münasebeti ile önce kendisini kutlamak istiyorum.
İsterseniz dostumuzun bu konuda beni nasıl uyardığını sözlerle paylaşalım.
“Uğur abiciğim, hayırlı sabahlar. Malumunuz Tahir Bey’e kırgınlığım var. Ancak, bazen gazetecilik dürtüsü bunun önüne geçiyor. Sizin de Sayın Başkanla az çok bir hukukunuz olduğunu bildiğim için, Uğur Özteke farkı olsun diye, naçizane özel bir haberi sizinle paylaşıyorum. 15 Ocak Tahir Başkan’ın doğum günü, Allah izin verirse bugün 58 yaşına girecek. Eğer arzu ederseniz ve köşenizde yer var ise, konuyu köşenize taşıyabilirsiniz. Hürmet ve saygılarımla.”
Evet Tahir abicim Allah ailenizle sevdiklerinizle gerçek ve samimi dostlarınızla sağlıklı mutlu ve hayırlı daha nice mutlu yıllar geçirmenizi dilerim.
TAMAM, AMENNA KARLA MÜCADELEDE KAR TAŞIMAK YOK AMA
DEMEK Kİ BU MADDE BU MÜCADELEYE ARTIK KONMALI (!)
Bugün inanın hiç kimseyi üzecek kızdıracak bir şey yazmayacağım. Sadece samimi bir şekilde dertleşeceğiz sohbet edeceğiz. Hele hele yazımızın üçüncü bölümünde nur içinde yatsın mekanı cennet olsun benim biricik Enver Ören abimden küçük bir dersi sizlerle paylaşacağım.
Hani hep yazıyoruz ya, biz ne kadar başkanları belediye yöneticilerini çalışanları vatandaşımız siz okurlarımız adına eleştirsek de biz bu insanlarla dostuz. Dahası kankayız. Dahası ailecek oturur kalkarız.
Bizim evimiz Başkanlarımız dahil pek çok belediye çalışanına açıktır.
Allah onlardan razı olsun onlarda alo der gelirler.
Hani ilk kar yağdığı günleri hatırlıyor musunuz?
İki gün ana cadde ve yollarda greyderler, karları kaldırımlara adeta kürüdüler.
Sonra işçi kardeşlerimiz bunları günlerce elleri ile yollara tekrar attılar.
Biz o arada belediyeci dostlarla tartıştık. Dedik ki “Bizim çocukluğumuzda öyle bir kar yağardı ki. Bunlar ne ki. Ama o zamanki teknolojide bile belediyeciler greyderlerle kepçelerle kürüdükleri karları önlerindeki kamyonlara yüklerler bu karlar şehir dışına atılırdı.”
…………..
Bizim ekip günlerce bunu asla kabul etmedi.
“O zaman öyledir. Ancak karla mücadelede böyle bir yöntem yok”
İşte geçen gün bunu Büyükşehir Belediyesinin önünde kırmızı ışıkta son anda çekebildim.
Haklısınız belki böyle bir yöntem kitaplarda yer almıyordur. Ama demek ki aklın yolu birmiş değil mi?
BİZİM İNSANIMIZ GEREKİRSE DE İNSANDIR
Dün bir duyarlı abimiz aşağıdaki kareleri çekmiş bize göndermiş.
Zafer’de donu buzu kırarak temizlemeye çalışan Belediye işçilerinin soğuk ve dondurucu havadaki o çalışmalarına dayanamayan duyarlı esnaf kendilerine çay ikramında bulunmuş.
Vallahi biz özünde çok temiz tertemiz duyarlı şefkatli bir milletiz, Ama bazen içimizden öyle çocuklar çıkıyor ki. Gördüklerimize inanamıyoruz. Belki bu da Allah’ın bize ders çıkartmamız için gösterdiği bir derstir.
SU
İhlas’tan Ahmet Yılmaz abim iki gün önce şunu gönderdi. “Enver Abi'min bir görüşmemde yaptığı su sohbetini dün arkadaşlara bahis etmiştim. Onlar da hemen yayınla demişlerdi ama başka bir sohbet yayınlamıştım.
Israr artınca beklemeden o sohbeti paylaşayım dedim.
Böylece kar esaretinde bu mübarek insanı bir kez daha anıp içimiz ısınsın.
Hiç bilmediklerimizi öğreten büyüklerimizden Allahü Teala ilmi kadar razı olsun. Amin.
ENVER ABİ'NİN ANLATIMIYLA SU
Allahü Teala’nın indinde, su ateşin zıddı olarak kabul edilir.
Cenab-ı Allah ateşe karşı suyu yarattı.
Su ateşi söndürür. Suyun vasfı budur.
Cehennemlik olanların son nefeste içinin yanması bu yüzdendir. Onlar daha ölmeden akıbetleri olan cehennemden sıcak bir esinti hissederler. O sırada içleri yanar kalplerine kor düşmüş gibi olur.
Onlar ölmeden önce yanıp tutuşurlar.
İçlerine düşen ateşi söndürmek için yalvararak su isterler.
Oysa o ateş onların kalbindedir.
Ne kadar su içerlerse içsinler o su kalplerine gitmediği için içlerindeki ateşi söndürmez.
Son nefes anında ağzını çeşmeye bağlasan yine de doymak bilmezler.
Mümine verilen su kalbine ferahlık verir.
Onlar, ateşten emin olsunlar diye su verilir.
Son nefeste su, böyle bir işlem için kullanılır.
Su; Allahü Teala’nın kullarına bereketi ve en büyük nimetidir.
Allahü Teala’nın indinde suyu aziz kılan şey; ateşin zıddı olmasıdır.
Allahü Teala suyu ateşi söndürsün diye yarattı.
Su aziz olduğu için onu cennetine aldı.
Cennette akan 4 nehirden birisi sudur.
Ateş kötü olduğu için ateşi ise cehennemine koydu.
Böylece su ile ateşi bir araya gelmekten men etti.
Guslün suyla olması da, kişiyi ateşten korumak içindir.
Ölüyü yıkamak ve abdest almak da, hep ateşten korumak içindir.
Su; sadece necasetten yani görünür kirlilikten değil, hadesten taharet yani görünmez kirlilikten yani manevi kirlilikten de temizler. Kirden arındırdığı kimseleri cehennemde ateşte yanmaktan korur.
Suda boğulan bu yüzden şehit olur. Hatta kul hakkı günahları bile silinip, Ortadan kaldırılır.
Çünkü, Allahü Teala’nın indinde su ateşin söndürücüsüdür.
“Su azizdir” sözü de buradan gelir.
Bu yüzden her işte olduğu gibi su içerken mutlaka besmele getirin.
Su içmeden getireceğiniz besmele suya sirayet eder.
Onun tadı değişir, şifa olur.
Besmele getirdiğinizde içeceğiniz su daha onu içmeden sizden razı olur.
Besmeleyle su içene hastalık ve mikrop yanaşmaz ve yaklaşmaz.
Sadece hastalık ve mikrop değil şeytan da yaklaşmaz.
Şeytan Rabbinin emrini tam olarak yerine getirenden uzak tutulmuştur.
İçtiğiniz suyun sonunda “Elhamdülillah” deyiniz.
Besmeleyle su içmeye başlar Elhamdülillah ile bitirirseniz son nefeste susamaz inşallah ahirete imanlı gider orada da ateşten korunursunuz.
VESSELAM
Hepinize afiyet olsun Efendim.
Son nefeste hepimizin kalbi ferah olur ve suyla ateşten korunanlardan oluruz inşallah..
(Kaynak: Metin ÖZER -7 Ocak 2017)
………….
Enver abicim nur içinde yat inşallah. Hakkını helal et. Biz bugünleri Allah’ın izni ile sayende gördük.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İhlaslılara müjdeler olsun. Onlar fitne karanlıkları içerisinde parlayan doğru yolu gösteren kandillerdir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Birbirimize inandığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.