Kargaşa ortamı kime yarar?
Şirazemiz kaydı. Hangi ortama gidersek moraller bozuk. Nasıl olacak, şehitlerin kanı yerde mi kalıyor, bu süreç ne zaman bitecek? Sorular yumağı uzun. Cevaplar da farklı.
- Çözüm süreci yanlıştı!
- Yook yok. Denemeye değerdi!
- Hayır hayır aslında ihanetti!
- Sen nasıl devletsin? Nerede polisin askerin istihbaratın?
- Onlar bomba koyarken sen ne yaptın?
Vesaire vesaire…
Acilen bu gündemi bırakıp yeni bir ortama geçmemiz gerekiyor. Terör ülkenin gündemini ne kadar meşgul ediyorsa bir o kadar güçleniyor.
2013’te kararlı operasyonlar yapılırken medya ile de oturulup konuşuldu ve terörün gündem olmaması için ciddi bir duruş sergilendi.
Teröre ve AK Parti’ye karşı olan duyarlılık gözümüzün önünde duruyor.
Buna rağmen diyoruz ki İl binalarını yakıp yıkmak bizim tepkimiz olmamalı.
Gazete basmak bizim tepkimiz olmamalı.
Otobüs taşlamak, işçileri doğuya sürmek bizim tepkimiz olmamalı.
Bizler itidalli olmak zorundayız. Hakkari’de AK Parti İl teşkilatını yakıp yıkanlardan farkımız olmalı. Zira bu toprakların gerçek sahipleri Anadolu çocuklarıdır.
Türküyle Kürdüyle. Tüm etnik unsurlarıyla. Bu vatan bu topraklar hepimizin.
Demokratik tepkimizi ortaya koyalım. Yürüyüş yapalım. Slogan atalım. Ama yakıp yıkmak toplumu şiddete teslim etmek kaotik ortamlar oluşturmak bizim işimiz değil.
Hele bu saydığım olayların bazılarının Konya’da olması daha da manidar. Konya Anadolu’nun bağrıdır. Konya ayağa kalkarsa Anadolu ardından gelir.
Kız alıp kız verdiğimiz onlarca yüzlerce dostumuz akrabamız olan Kürtler asla düşmanımız değil.
İç savaş çıkartıp ülkeyi kargaşaya sürüklemek isteyenlerin amacı bu olabilir.
Uyanık olmak gerekiyor.
Öngörü yeteneği gelişmiş, olayları okuma kapasitesi yüksek olan bir büyüğüm Türkiye’nin tek değişmeyen partisini bilir misin diye sordu?
Hayır dedim. Öğren o zaman Türkiye’nin değişmeyen tek partisi TSK’dır dedi.
Yoruma açık.
Kaos ortamı hiç kimsenin işine yaramaz. Siyasilerin hiç işine yaramaz.
Ciğerimiz yanıyor. Her gün duyduğumuz şehit haberlerinin etkisiyle duygusal tepkiler veriyoruz. Yakalım yıkalım diyoruz.
Anlamış olalım ki yanlış yapıyoruz.
Suç varsa cezasını verecek olan adalettir. Kolluk güçleridir.
Cezayı biz kesmeye kalkarsak işte o zaman bu ülkeyi birbirine katmak isteyenler başarılı olur.
Bizim vereceğimiz ceza ancak sandık yoluyla olabilir.
Biran evvel sağduyunun galip geldiği bir ortama geçmeliyiz. Huzur ve barış ortamı sağlanmalı.
İtidal kelime anlamı itibariyle; aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük gibi manalar taşıyor.
Demokratik tepkimiz verelim eyvallah ama ölçülü bir şekilde! İpin ucunu kaçırmadan. Sonu nereye varacağı belli olmayan durumlar oluşturacak hareketlerden kaçınalım. Doğuda toplamda 6-7 şehirde devam eden olaylar tüm ülkeye sıçrarsa boğulan hepimiz oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.