Allah düşmanımızın bile karakterlisini nasip etsin diye köşeme başlamak istiyorum. Haftalar haftaları kovalarken lig iyiden iyiye daraldı ve artık bitime son beş hafta kaldı. Şampiyonluk yarışı kızıştığı gibi aşağısı da kaynıyor. Bir puan takımları kırmızı düşme hattından çıkarırken bir puan da şampiyonluğa yaklaştırıyor. Hal böyle olunca ortam da gerildi. Aşağıda, ligin 10.sırasından sonra her takım ligde kalmak için tabiri caizse savaşıyor, Karabük dışında her takım puan ya da puanlar topluyor ve ciddi efor sarf ediyor. Fikstürü zor dediğimiz takımlar bile çok ciddi bir ruhla hiç olmadık takımlardan puan koparabiliyor. Elbette biz camia olarak zorlu dediğimiz takımlarla olan maçları geride bırakmıştık ki daha kolay olarak gördüğümüz takımlardan puan ya da puanlar alarak kendi derdimize düştük. Evet biz kendi derdimizdeyiz ama asıl kendi derdinde olmayanlara ne demeli, bilmiyorum. Aslında bilmiyorum dediğime de bakmayın. Yazıma başlarken “Allah düşmanımızın bile karakterlisini nasip etsin.” demiştim ki olmadı, olmuyor. Gittikleri her yerde “Konya kümeye” diye tezahürat yapan, Konyaspor’un adını kullanarak prim yapma derdine düşen, bir tabutun üzerine Konyaspor bayrağı serip önüne Eto’o’nun fotoğrafını koyup sözde gıyaben cenaze namazı kılan bir topluluktan bahsediyoruz. Sahte dolar banknotların üzerine Eto’o’nun fotoğrafı basıp  ardından “Eto’o cehenneme hoş geldin” pankartı asıp saha içerisinde topla her buluştuğunda Eto’o’yu ıslıklayan bir tribünden bahsediyorum. Sorması ayıp siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Amatör liglerde bile eşine benzerine zor rastlanan bu yaptığınız ergenlik yanınıza kar olarak kalsın da bundan sonra ne ligin kalitesini bu denli düşürmeyin ne de kendi kumaşınızı bu kadar ucuz tutmayın. Horoza sormuşlar; tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan? Horoz; ben işime bakar, polemiğe girmem diye cevap vermiş. Neyse biz işimize bakalım. Antalya maçı dündü ve dün de dünde kaldı. Sergen Yalçın ile çıktığımız beş müsabakadan sekiz puan toplayan temsilcimiz dört maçtır yenilmediği gibi kalesinde de gol görmüyor. Kalan son beş maçlık periyotta bu performansın üzerine bir tık daha koyabilirsek Süper Lig için yeni sezon hazırlıklarına başlayabiliriz. Ama ben kalan bu sürece genelden değil de daha özelden bakılmasında fayda görüyorum. Dün Antalya deplasmanından bir puan aldık, şimdi kendi saha ve seyircimiz önünde Kasımpaşa’yı konuk edeceğiz. Ki Kasımpaşa’da ligin dirayetli ekiplerinden ama deplasmanda süt dökmüş kediye dönsek de kendi evimizde rakip takıma sahaya dar edecek potansiyelle oynayan takım hüviyetindeyiz. Dünü unutun, dünü unuttuğunuz gibi şimdilik yarını da unutun ve sadece Kasımpaşa maçına odaklanın; odaklanalım. Bu maçı kaybedersek çok canımız yanacak ama kazanırsak da Bursa’ya daha özgüvenle gideceğiz. Ve bu hafta üç puan bizimdir. Vesselam.