Sözüm ona kendi kendime söz vermiştim. “Hiç olmazsa şu bir ay mübarek Ramazan ayı içerisinde kimsenin kalbini kırmayalım, gördüklerimizi görmemezlikten, duyduklarımızı duymamazlıktan geleyim” demiştim.

Ama bu mübarek şehirde ne mümkün?

Haşa Peygamber soyundan olsanız, bu şehirde 24 saatte günaha girerseniz.

Neresinden başlayalım bilmiyorum ama sadece dün öğlene kadar bu şehirde yaşadığımız birkaç örnekten söz edelim ve ya sabır diyerek köşemizi noktalayalım.

REKTÖR ŞAHİN HOCA EL KOYUNCA…

Daha ilk sahura kalkmadan iyi bir haberle bu yıl da inşallah mübarek ayın güzel geçeceğinin işaretini alıyorduk. Ya da böyle inanmıştık. 

İlk haber şöyle idi;

Takip eden okurlarımız ve yöneticilerimiz biliyorlar. Taşeron işçi konusunda Selçuk Üniversitesinde farklı bir uygulama olduğunu iddia eden bir grup geçtiğimiz haftadan bu yana kendi sorunlarını sıkıntılarını dile getirmek için uğraşıyorlardı. Bize de ulaşmışlardı. Biz de hem taşeron işçilerin hem de üniversiteden rektör yardımcısı hocamız Prof. Mehmet Okka’nın konu ile ilgili dediklerini yazmıştık.

İşte gece yarısı taşeron işçiler adına bizimle de daha önce görüşen Sendika Başkanı Hakan Toy Bey aradı. Rektör hoca ile yaptıklarını görüşmeden bahsetti.

Bu görüşme ile ilgili sosyal medyadaki paylaşımını gönderdi.

Başkan Rektör hocaya teşekkür ettiğini ifade ederek, “Rektör hocaya konu bu şekilde anlatılmamış, gösterilmemiş. Biz de hocaya durumu anlattık. Rektör hoca anlayışla karşıladı ve kabul etti. Bu durumun düzeltileceğini söyledi. İmza atmış olanların sözleşmelerinin de iptal edileceğini ve yeni hazırlanacak sözleşme ile hiçbir işçinin mağdur olmayacağını belirtti” diyordu.

Yani sorun çözülmüştü.

Mübarek günde hiç kimse üzülmeyecekti artık.

Biz de konuya el koyan ve sorunu dinleyerek çözen rektör Mustafa Şahin hocamıza teşekkür ediyoruz.

İNANIN BU YAZIYI İKİ

DEFA OKUDUM VE UTANDIM

Buyurun biz Konya’da yaşayanlar ve Konyalılar adına taze taze iğrenç bir örnek. Cenab-ı Allah’ım önce beni sonra hepimizi ıslah etsin inşallah

“Selamünaleyküm Uğur abi hayırlı günler.

Ramazan ayınız mübarek olsun. Bu mübarek Ramazan günü böyle bir yazıyı paylaşmak istemezdim ama kendimi tutamıyorum.

Kamu kurumunda taşeron eleman olarak çalışan bir arkadaşı geçmiş günlerdeki bir ziyaretimde sıkıntılı görmüştüm.

İnsan ister istemez vücut dilinden anlıyor.

O da pek bu tür şeyleri belli etmez ama bir sıkıntısını olduğunu anladım.

Nedir ne değildir diye sorunca, ayın 10’u olmuş hala maaşını alamamıştılar.

Kurum mutemedine sordum.

Her ayın ilk günü müteahhit firmaya ücretlerin aktarıldığını söyledi. “Bizde para beklemez” dedi. Bugünkü haberlere bakıyorum.

Konya’daki Kudüs mitinginde o müteahhit firmanın sahibi İsrail zulmünü protesto ediyor.

Biz Müslümanlar işte bu yüzden kaybediyoruz Uğur abi.

Cenab-ı Allah bizi samimi insanlarla dost olmamızı vesile kılsın.

Saygılarımla…”

…………..

Sizce bunlara bir tek harf ilave etmemize gerek var mı? 

MERAM YAKA’DAKİ BAĞIRAN TEHLİKE

Öğle saatlerine doğru Meram Yaka’dan şehre doğru iniyoruz. MİT’in önünde iki sıra araçlar fren lambaları yanıyor ve akan trafik duruyor.

Allah, Allah Konya daha yeni uyanıyordu. Kaza mı var ki?

Yavaş yavaş ilerliyoruz. Yaklaşınca görüyoruz ki sağ olsun büyükşehrimizin çalışkan isimleri yolun tam ortasındaki rögar kapağını değiştirmişler. Etrafına da 4 dubayı koyup gitmişler. Çift sıra gelen araç trafiği hiçbir işaret ve uyarı olmadan birden tek sıraya düşerse ne olur? İşte ancak bu kadarı olur.

BUNU BİR BAYAN YAPTI DEYİNCE

BANA KIZIYORSUNUZ DEĞİL Mİ?

Trafikte hep kadınların biz erkeklere güzel örnek olmasından yanayım. Kadınlarımızın sadece trafikte değil hayatın her bölümünde bizlere güzel örnek olmalarından yanayım. Bu düşünce içerisinde bir kadın yanlış yaptı mı kendi hem cinslerimden çok onlara kızıyorum. Çünkü kadınların örnek ve mükemmel olduklarına inandığım için.

Sonra bunu tek cümle ile yazdığım zaman kadın okuyucularımız hatta evde anam eşim kızım bile bana kızıyorlar.

Peki, kelimelerle anlatamayacağım durumu iki fotoğraf karesi ile sizlerle paylaşmama izin verir misiniz?

Sabah 10 suları.

Konya uyuyor. Trafik çok rahat, Nalçacı istikametinden Büyükşehir’in önündeki ışıklara geldik ve kırmızı da durduk. Biz sola Hacıveyiszade yönüne doğru döneceğiz.

Sağımdan bisikletli bir hanımefendi geçti.

Allah var imrendim. “Helal olsun kadın olmasına rağmen şehir içi trafiğinde bisikleti ile. Cesurluğu bizden önde…”

Hepimize kırmızı ışık yandığı için duran bütün araçların önüne geçti ve sol ayağını hafifçe yere koydu.

Sol yanımızda ışıkta bekleyen tramvaya ışık yanınca tramvay hareket etti.

Bisikleti çok güzel kullanan ve gördük ki Konya trafiğini de çok iyi bilen (!) hanımefendi de tramvay ile hareket etti.

Şimdi bizim bu yazdıklarımıza ve fotoğraflarımıza inanmayanlarınız Emniyetten yasal yol ile Mobese kameralarının görüntüsünü alabilirler.

Sonuç biz kadını erkeği, yaşlısı genci, zengini fakiri, tam Müslüman’ı hatta birilerinin ifadesi ile yarım Müslüman’ı,  az Müslüman’ı (!) ile buyuz işte.

Yerseniz…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bazen gönlü yaralı harmanı yanık biri olurum, bazen suskun eteğini açmış dilenin biri olurum. Ya Rabbi bütün halkı maksuda ulaştır. Belki onların arasında bende olurum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mübarek günlerin hatırına biraz insani olarak yaşamayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.