Konya’da kaç Suriyeli Bu ayakkabıyı giyiyor?
Ne hükümetin Suriye politikası beni ilgilendiriyor, ne de bizim Konyalı hayırsever(!) büyüklerimizin Suriyelilere kucak açış biçimleri.
Biz sadece sade bir vatandaş olarak gördüklerimizi bildiklerimizi, ya da milletin görüp de söyleyemediklerini, büyüklerimize aktarmak için naçizane Allah korkusu ile köşemizde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
…….
Ermenek’te bir insanlık dramı yaşanıyor. Ve biraz sonra aşağıdaki yazacaklarımızı devletin AA’sı haber yapmasaydı biz yine korkumuzdan bunları da yazmayacaktık.
Ama Allah’tan AA bunu haber yaptı. O zaman bunu en başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu görecektir.
Yine bu görüntüleri bunlar yazılmadan, en az bizim kadar bu bölgenin insanı olan Başbakanımız Ahmet Davutoğlu biliyordu. Yine bu bölgenin insanı olan Başbakan danışmanımız milletvekilimiz Sayın Kerim Özkul biliyordu. Yine bu bölgenin insanı olan AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun biliyordu. Kısaca bu bölge ile uzaktan yakından ilgisi olan herkes biliyordu.
Ve yine bu bölgenin insanı olan ben çok çok iyi biliyordum.
….
30 yıldır Türkiye’de Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu ajitasyonu yapıldı. O bölge insanından 30 kat daha zor ve sefil durumda olan Hadimli, Bozkırlı, Taşkentli, Ermenekli… Bu dağların adamına kimse dönüp bakmadı.
Çünkü bu insanlar aç da olsalar açıkta da olsalar, asla devletine ihanet etmediler. Etmezler de. Etmeyecekler de…
Evladını kaybeden Recep amca ciğerini, yüreğini, biricik oğlunu toprağa verirken ayağında 5 liralık parçalanmış lastik ayakkabısından utanmıyordu. Çünkü Recep amcanın da Ayşe teyzenin de bizim tüm insanlarımızın da ayaklarında yazın bu lastik ayakkabı, kışında lastik çizmeleri vardır.
Bu utanılacak bir şey değildi ki bu bizim insanımızın kaderiydi…
Çarşamba gecesi de, Perşembe sabahı da ekranlarda bu haberi izlerken gözlerimden akan yaşı yanımda oturmakta olan kızımdan, hanımdan gizleyerek silmeye çalışıyordum. Bir ara kızım mutfaktan kağıt peçeteyi getirip, “Baba yeter artık ağlama” deyince odadan kendimi zor dışarıya attım.
Ben ağlamayacaktım da kim ağlayacaktı?
Yetkili ve etkili olup bu görüntüden utanmayanları Cenab-ı Allah’a havale etmekten başka yapacağımız bir şey var mıydı?
Var.
Benim şöyle yapabileceğim bir şey var.
Suriyeliler Konya’ya geldiği günden bu yana, bu çaresiz insanlara insanlık namına gereken yardımı yaptıktan sonra artık bu insanlara ziyafetler vererek akıllarınca kendi vicdanlarını akladığını sananlarla ben artık inşallah bir daha aynı yemek sofralarına oturmayacağım.
……………
Çünkü ayağında ayakkabısı ağzında dişi olmayan o insan benim insanım.
Sizin doğu politikanızda, sizin Suriye politikanızda benim vicdanımı rahatlatmadıkça umurumda değil.
38 yıldır Hadim, Bozkır, Taşkent, Ermenek… Van’dan da, Diyarbakır’dan da, Mardin’den de çok geri dedik. Yazdık. Ekranlarda söyledik. İnanmayanlar girsinler bütün yazılarımızı satır satır kontrol etsinler.
Bu insanların ekeceği toprak yok. Ama taşı kaldırır o toprağa üzümü eker. Yazın taze üzüm, kışından da kuru üzümünü yer. Ama hep Cenab-ı Allah’a şükreder, vatanı bayrağı, devleti için dua eder. Asla isyan etmez hep ama hep şükreder.
Biz şükretmeye devam edeceğiz. Ama vicdanlarını ve günahlarını temizlemeye çalışanlar ile ben bir daha asla yemek sofrasına oturmayacağım.
Çünkü Türkiye bu acı gerçeği bir kez daha gördü. İnşallah bu günaha bundan sonra ortak olmayacağım.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yüz'de ısrar etme, "Doksan da olur".
İnsan dediğinde, "Noksan da olur"...
Sakın büyüklenme, "Elde neler var".
Bir ben varım deme, "Yoksan da olur".
Hatasız Dost Arayan, Dosttan da olur...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
TEDES’te şansımızı zorlamadığımız zaman ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.