KURUNUN YANINDA YAŞLAR YANMASIN
Kılıçlar çekildi.
Savaş tamtamları çalmaya başladı.
Sırada savaş boyalarının sürülmesi var.
Savaşı ilk önce TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) başlattı. TMMOB’nin kuruluş gayesi üyelerinin huzuru, mutluluğu ve haklarının korunması olmasına rağmen bu güne kadar bu gayeye hizmet ettiğini gören olmamıştır.
TMMOB’un en güzel yaptığı iş siyasettir. Siyasetteki tercihi de hep muhalefet etmek olmuştur. Aslında TMMOB “Yağdanlık” olmak zorunda da değildir. Hükümetlerin adamı olmak varlık sebebi olmadığı için aklına uymayan konulara karşı çıkmakla görevini ifa etmektedir. Ancak akılları karıştıran gerektiğinde muhalefet etmesi değildir. Akılları karıştıran TMMOB’un her şeye muhalefet etmesidir.
Mühendisler, özellikle de mimarlar aslında “Aykırı” insanlardır. Bu aykırılık mesleklerinden gelir. Aykırılığı menfi anlamda söylemiyorum. Mimar biraz aykırı olmak zorundadır da. Biraz da ukaladırlar ve her şeyi o kadar kolay beğenmezler.
Savaşın taraflarından birisi de hükümettir. Hükümetin, yapılan hemen her icraata muhalefet şerhi koyan TMMOB’un itibarsızlığı için elinden geleni ardına koymamakta kararlı olduğu görülüyor. Hükümetin daha önce aldığı bazı kararlarla TMMOB’u etkisizleştirmek istediğini biliyoruz. Şimdi yeni bir hamle daha yapılarak mesleki denetim yetkisinin TMMOB ve odaların elinden alınması hedeflenmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bakanlıklara gönderilen yazı ile “6235 sayılı TMMOB kanunu değişiklik taslağı” hususunda görüş istenmektedir. Alınacak görüşlerden sonra ne gibi kararlarla nereye varılacak, göreceğiz.
Biraz kaba kaçsa da “Cuk” oturacağı için bu özdeyişi kullanmakta bir sakınca görmüyorum. Ayrıca teşbihte hata olmaz;
“Atlar tepişir, eşekler arada kalır.”
Hükümet-TMMOB mücadelesi ne yazık ki mimar, mühendis ve şehir plancılarını da menfi yönde etkileyecektir. Bunca meslek mensubunun hiçbir yaptırım gücü olmayacak bir oda ile zapt-u rapt altına alınması beklenemez. Odaların, üyeleri ile ilgili yaptırım yetkisi elinden alındığı zaman yine en büyük sıkıntıyı üyeler çekecektir.
Yeterli denetim yapılmadığı için Yapı Denetim bürolarının bazılarının, yasaların belirlediği ölçülerin dışına çıkmasından dolayı zaten iş yapmakta zorlanan meslek mensupları, odaların “İğdiş” edilmesiyle kapılarına kilit vurulacaktır.
Önceden odalar tarafından fatura denetimin yapılması eleştiri konusu yapılıyor olsa da, bu denetimin kaldırılması ile proje yapmak için neredeyse üste ücret ödemek zorunda kalınmaktadır. Yani proje fiyatlarında emeğin gerçek karşılığı alınamıyor. Bu da kaliteye yansımaktadır haliyle.
TMMOB’un konulara hep ideolojik yaklaşması meslek mensupları tarafından hoş karşılanmasa da, büyük bir kitle eli-kolu bağlı sadece seyircidir. Daha eski yıllarda temsilcilikler ve odalar henüz ihdas edilmemişken üye olmak için Genel Merkeze gitmek o kadar da kolay değildi. Yaşı müsait olanlar bunu çok iyi bilir. Ne yazık ki TMMOB’a bağlı meslek mensupları kaçmaktan kovalamaya zaman bulamamıştır.
Hükümet, alacağı kararlarda ekmeği için çalışan meslek mensuplarını dikkate almalıdır. “İdeolojik davranan yöneticileri cezalandıracağım” diye, bu olumsuzluklarda dahli olmayanların bundan etkilenmeleri haksızlık olacaktır. Yani “kurunun yanında yaşın yanmasına” izin verilmemelidir.
Hemen her konuda ideolojik davrandığı için haklı konularda bile inandırıcı olamayan yöneticiler, siyaset yapmak istiyorlarsa istedikleri partide görev alabilirler. Odaları kullanarak yapılan siyasetin en büyük zararı meslek mensuplarına olmaktadır. Bu aynı zamanda centilmenliğe de aykırıdır. Çünkü o makamlara seçilen yöneticileri o makamlara “siyaset yapsınlar” diye seçmiyor üyeler.
Mesleğini icra ederek geçimini sağlamaya çalışan mimar ve mühendislerin şartlarının iyileştirilmesi için bir çalışma yapılmıyorsa, bari şartları daha da kötüleştirecek kararlar alınmasın. Hükümet, alınacak kararlarda bu tür meslek mensuplarını da düşünmelidir. Siyasete meraklı yöneticiler, siyasetin dışındaki meslek mensuplarına daha fazla zarar vermesinler.
Aynı zamanda Sivil Toplum Kuruluşu olan bu odaların safı, tabidir ki toplum tarafıdır. Ama “3. Köprü ve havaalanı yapılmasın. Kanal İstanbul Projesi iptal edilsin” gibi ülke yararı ve toplumun değer yargılarına ters düşen eylemlere imza atılması mesleki hangi kaygıdandır, izaha muhtaçtır.
Tüm bu olup bitenler TMMOB’a bağlı üyeler tarafından ibret ve kaygı ile izlenmektedir. Yöneticileri ile aynı görüşü paylaşmasalar da kesilen cezadan onlar da nasibin alıyor. Ama bu adil değil. Hakkaniyet bunu gerektirmez. Umarım bağlı üyelerin haklı isyanı Hükümet nezdinde bir anlam ifade eder ve alınacak kararlarda daha dikkatli olurlar.
Bekleyip göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.