• Ey Urfa/ Peygamberler şehri/ İbrahim’in safrası, Eyüp’ün sabrı/ Hâlâ gezer mi dağlarında ceylanlar/ Keklikler uçar mı bozkırlarında/ Ve ozanlar şiir derip nâmına; türkü yakar mı sıra gecelerinde…

Nasıl ve nereden başlayayım Peygamberler şehri Urfa’yı size anlatmaya…

Size; “Urfa’yı tarihte arama, tarihi Urfa’da arayacaksın” mı desem…

Yoksa; ‘Tarihin sıfır noktası’ mı desem..

Urfa aynı zamanda “Cömert insanların yurdu…”

Şanlıurfa’ya yolunuz düşerse gezmeye mutlaka ama mutlaka Şehir Müzesinden başlamanızı tavsiye ederim. O kadîm şehrin tarihten hoşlanıyor ve tarih ilmini merak ediyorsanız bu müzenin hakkını vererek gezmenizde büyük fayda var. İnceleyerek ve not tutarak gezerseniz yarım gününüzü bu müzeye ayırmanız gerekiyor. Ben bir saatte bitiremedim.

Evet, Urfa bir medeniyetler kenti ve peygamberler şehri…

Kadîm şehir Urfa’yı anlatmaya Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’ni size gezdirerek başlasam daha iyi olacak.

Urfa Kent Müzesi’ni gezmedik. Belediyeye ait bu müze surun yanında açılmış. Sanal dünyada bu müzeyi gördüğüm zaman Urfa’nın eski tarihi geçmişine ve kültürüne kadar uzanıyorsunuz. Urfa Mozaik müzesinin giriş kapısından adımınızı atar atmaz sizi çok büyük taş sandukalar ve lahitler karşılıyor. Bölüm bölüm ayrılan müzeyi gezerken çeşitli uygarlıklar içerisinde âdeta kayboluyorsunuz! Dikkat etmez ve okları takip etmezseniz müzenin içinde kaybolmanız içten bile değil…

Tarih bir bütün olmasına rağmen neden “ilk çağ, yontma taş devri, cilâli taş devri, eski Tunç çağı” diye ayırmışlar ki..

Tarih kitaplarımızdaki bu yanlışlık bir tarafa müzeyi gezerken de bunu hissettiriyorlar size. Halbuki tarih ilk insan ve ilk Peygamber olan Hz. Âdem’le başlamıyor mu?..

Rabbimiz Âdem’e bütün kelimeleri, nasıl ekeceğini, nasıl biçeceğini ve bunu yaparken hangi aleti nasıl kullanacağını öğretmedi mi?

O halde devirler de peygamberlerle birlikte başlıyor ve kapanıyor.

***

Arkeoloji Müzesi 1969 yılında ziyarete açılmış. Zengin bir tarihi geçmişi olan Şanlıurfa’nın Harran bölgesi, âdeta tarih kokuyor. İlk gelişimde Harran’ın birkaç ilçesini gezmiştik. Tam olarak gezememiştim. Bu sefer de gezemedik. Harran’ı da görmeden ve gezmeden sakın gelmeyin.

PAZARTESİ: İslâmî Dönem ve Babil Sarayı…