Konyalı gençlerin kurduğu örgüt: İHLASÇILAR
TARİHE YOLCULUK (328)
“1970’lerin başında üyeleri Konyalı gençler olan İHLASÇILAR adı altında 30 kişiden oluşan bir grup kuruldu. Aramızda Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Şefi’nin oğlu da vardı. Örgüt üyesi gençler olarak akşama kadar “Bozkurtlar’ın Ölümü”nü, sabaha kadar da “Bozkurtlar Diriliyor”u okurduk.”
Gazeteci yazar Seyit Küçükbezirci, deneyimli ve tecrübeli bir gazetecilik yaşamının yanı sıra usta ve kelime ile kavramlara Gonyalıca elbise biçen usta bir yazar aynı zaman da.
Üç saate varan sohbetinde insanı hayrete düşüren ve öylesine düşündüren şeyler anlattı ki, ben bazen o anlatıların hangi tarihte geçtiği konusunu atlayarak değişik anlamalara yol açabilecek imalarda bulunabileceği intibaını uyandıracak şeylere imza atmış olmalıyım ki, Seyitçe bir uyarının muhatabı oldum.
Efendim “Ankara’da her şeyin bir bedeli vardır” lâfı 1960-70’li yıllar düşünüldüğünde, o senelerin siyasi ve politik havasını koklamak açısından bir yerde söylenmiş söz olduğunu ben, her nasılsa galiba atlamış olmalıyım ki, yanlış anlaşılmalara yol açmağı hiçbir zaman istemem. O sözlerin günümüz siyaseti ve politikasıyla ilgili olmadığını bilenler elbette anlamıştır, lâkin bilmeyenler açısından farklı mecralara çekilmesi de elbette hoş olmaz.
Seyit abinin sohbetine elbette doyum olmaz!
Seyit abinin “Bir gazetecinin ve bir yazarın ölümü şu: Yazdığını beğeniyorsa o bitmiştir” sözüne, yürekten katılıyorum. Bendeniz, yazdığım yazıların pek çoğunu beğenmeyen yazarlar kategorisi içerisinde yer alanlardanım. Yazdığım bir yazıyı beğendiğim çok nadirdir. Hele Türkiye gibi gündemi her saat, her gün ve her ay değişen bir ülkede yaşıyorsanız, siyasi, politik yazılar yazmanın ne kadar zor ve zor olduğu kadar Türkiye’nin siyasi geçmişini ve politik olarak da tarihini bilmekle birlikte tarih felsefesine de vukufiyetiniz olması gerekir.
Güzel yazılara örnek olarak hemşehrimiz Tarık Buğra’nın “Allahaısmarladık”, Çetin Altan’ın “Enseyi Karartmayın”, Altemur Kılıç’ın “Sonun başlangıcı…” adlı yazıları gösterdi.
Sohbetinde konu konuyu açınca Usta gazeteci Seyit abi, Konya’da 58’li yıllarda “İHLASÇILAR” diye gizli bir örgüt kurduklarını da anlattı.
Bu örgüte üye gençlerin isimlerini meraklılarına sorumlu gazetecilik gereği vermeyeceğim. Ama siyasi polis, gizli toplantıları yöneten örgütün başındaki genci sıkıştırıyor ve bunlar “komünist mi yoksa turancı mı?” gibi daha başka soruların hepsini cevapsız bırakan gence ateş püsküren Seyit abi, “Gizli cemiyetler o kadar tehlikeli ki, nereye kadar uzanır bilemezsiniz” diyerek örgüt üyesi gençler olarak akşama kadar “Bozkurtlar’ın Ölümü”nü okuduklarını, sabaha kadar da “Bozkurtlar Diriliyor”u okuduklarını ve sayılarını “40’ı geçmesi halinde Çin’i basacaklarını” gülümseyerek ifade etmişti. Dönemin siyasi polis şefi, hanımına dert yanıyor; 30-40 kişiden oluşan gizli bir grup varmış. Ama bunlar komünist falan değil, baya turancı bunlar.”
Toplantılarının basılacağını haber alan grubun daha sonra Hükümet Binasına yakın emniyet müdürlüğünün kapısına grup olarak dayandıklarını ve kapının sonuna kadar açılmasıyla birlikte hep birlikte “Biz Komünist değiliz” sloganını üç kere tekrarladıklarını ve karşılarında şaşıran ve afallayıp duran emniyet amirinin, yüzünün renginin attığını ve kendisini toparladıktan sonra aralarında kendi oğlunun da olduğu gençlere dönerek “Hepiniz Turancısınız! Diktirin şurdan!” diye kovaladığını da tatlı bir dille anlattı. Oradan ayrıldıktan sonra ihbarın geldiği anlaşılan DP merkez ilçe teşkilat binasına girerek masa, sandalye ve daktilo ne varsa Hükümet Meydanı’na attıklarını da dile getiren Seyit abi, Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalıştığı yıllar hakkında da epey şeyler anlattı.
Ekonomik Yatırımlar Araştırma Yayın Kurulu’nu kurduklarını ve proje yatırımları yaptıklarını ve bunlar arasında mantardan tutun alabalık yetiştirmeye kadar yüzlerce proje hazırladıklarını belirterek Çumra’yai merkezi Ketenli (İnlice) olmak üzere patates nişastası fabrikası kurduklarını ve makinaları seçtiklerini de söyledi. Daha sonra kooperatifçiliğe dadandıklarını ve beş sene içerisinde 12 bin kooperatif kurduklarını belirterek şunları söyledi:
“70’li yıllarda beş sene içerisinde 12 bin kooperatif kurduk. Ondan sonra Köykent’ler, Köykop’lar falan… Fakat CHP’nin içerisinde öyle bir örgütlendik ki, EYER firması olarak büyük yatırımlar yapıyorduk. Bu düşünceler Kadro dergisine kadar dayanır. Kooperayşın usturanın üstünde gitmek demekti.”
YARIN: Tarikatlar, Gayret ve Güven…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.