“Hazine, eziyet çekene gözükür”
TARİHE YOLCULUK (330)
Ali Fuat Başgil, “Başarılı olmak ve yükselmek sırf gayretin meyvesidir, gayret ise iradenin ifadesidir” diyor. Hz. Mevlâna da, gayret, çalışma konusunda şu güzel sözü söylüyor: Hazine, eziyet çekene gözükür.”
Prof. Dr. Ali Fuad Başgil, “Basit zekâlı, az bilgili, hatta bilgisiz insanlardan muvaffak olanlar çok görülür. Fakat, zayıf iradeli insanlardan muvaffak olmuş ve yükselmiş tek bir misal gösterilemez. Çünkü muvaffak olmak ve yükselmek sırf gayretin meyvasıdır; gayret ise, iradenin ifadesidir.” diyor.
Alışılmışın üstünde çalışma, uğraşma ve çaba ile sabır, tahammül, katlanma; fena bir hâl karşısında metanetini korumaya biz “gayret” diyoruz.
Ayrıca, mukaddes değerlere tecavüz hâlinde uyanan “hamiyet” duygusu da ‘din gayreti’nden ileri gelmektedir.
Kitap yazan müellif ise, “Gayret bizden, tevfik Allah’tan…” demek suretiyle o kaleme aldığı eseriyle ilgili gayret sarfettiğini, bir çaba, çalışma ve uğraş verdiğini ifade etmektedir.
Meselâ kelâm-ı kibardan olan şu söz pek hoşuma gider:
“Kötülüğün hakim olmaması için tek şart, iyilerin gayret göstermeleridir.”
“Emr-i bil-maruf nehy-i ani’l-münker” ile ilgili olarak Rabbimiz, kurtuluşa eren topluluklardan olmamız için biz kullarına; “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun.” (Âl-i İmrân/104) diye emrediyor.
Günümüz Müslümanları, iyiliği emredip, kötülükten sakındırma” konusunda üzerlerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmede acaba ne kadar gayret ediyor?
Yâni mukaddesat açısından gayretkeşlik gösteriyorlar mı?
Bu hususta “evet” demeyi o kadar arzu ederdim. Ama görünen köy kılavuz istemez.
Mehmet Âkif de bir beyitinde “Allah’a dayan sa’ye sarıl hikmete râm ol/ Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol” diyor. Millî şairimiz Âkif, Allah’a güvenmemizi, çalışıp gayret etmemizi istiyor. Bir atasözünde ise; “Emek olmadan, yemek olmaz” deniliyor. Hz. Mevlâna ise, bir beyitinde gayretle ilgili şunları ifade ediyor:
“Yukarıdan ambara istediğin kadar çuval boşalt. Eğer fare ambarı altından delmişse, gayretin nafiledir.”
Thedore Roosevelt’in şu ifadesi de güzel: “Tarih boyunca gayret sarfetmeksizin yaşayanlar arasında, isim bırakmış bir tek insan yoktur.”
Cicero’nun şu sözüne alkış tutmamak ne mümkün: “Yarınlar yorgun ve bezgin kimseler değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir.”
Bir işi başarmak için başkalarından yardım gelmeyeceğini, onunla yakından ilgilenmesi gereken kişinin çabalarına kaldığını belirtmek için “Onlardan sana hayır yok, desene ki gayret dayıya düştü” diye bir güzel deyimimiz de var. Yine Hz. Mevlâna’nın, gayret ve çalışma konusunda dile getirdiği şu ifadesi ne kadar güzel: “Hazine, eziyet çekene gözükür.”
Şu atasözleri de ne kadar anlamlı: “Evvel zahmet çeken, sonra rahat eder”, “Kuldan hareket, Mevlâ'dan bereket.”
Gayretle ilgili olarak İki Cihan Güneşi Efendimiz, "Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa, şayet ölmeden önce onu dikmeğe güç yetirebilirse onu diksin." buyurarak çalışmayı ve hayırlı işlerden geri kalmamayı anlatmak istediği görülmektedir.
Hz. Peygamber'in; "İnsanların en hayırlısının insanlara en çok faydası dokunanı olduğunu." belirtmesi, kendisi için çalışmanın ötesinde insanlık için, başkaları için çalışmayı her türlü ibadetten üstün kabul eden bir görüşü temsil etmektedir.
Netice olarak ifade etmek gerekirse, hayatını insanlığın hizmetine adayan Rasûlü Ekrem Efendimiz, gerek maddî alanda, gerekse manevî cephede olağanüstü bir gayret sarf ederek, mükemmel bir çalışkanlık örneği sergilemiştir. Dolayısıyla bu güzide şahsiyetin ümmeti olan bizlere düşen görev özüyle, sözüyle çok çalışkan olan peygambere benzemeye çalışmak, O'nun bizzat yaşayarak gösterdiği istikamette ilerlemek olmalıdır.
YARIN: Güvenin önemi ve güven beslemek…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.