“Müslümanlar için İslam, pastanedeki kek!”
“Ben yoruldum hayat”...
Vallahi de billahi de son günlerde benim tek favori şarkım var o da “Ben yoruldum hayat”
…
Allah’a şükürler olsun ki çalışmaktan, koşuşturmaktan hatta büyük güçler ile mücadele edip onların deyimi ile “savaşmaktan” asla yorulmam.
Çünkü hayat felsefesi kabul ettiğim güzel cümlelerden biriside şudur;
“Hayatta karşıma çıkan her engel, benim için bileği taşıdır”...
.........
Son yıllarda özellikle 2002’de yeniden Konya’ya dönüşümün ardından beni, bizim kendi insanımız yoruyor. Hatta üzüyor. İnsanlar neyin mücadelesini veriyor? Bu mücadele niye? Hâlâ anlayabilmiş değilim.
....
Önceki gün akşam Kanal 42’de dostum Ahmet Turan’ın sunduğu “GÜNDEM ÖZEL” programına katıldım. Tam 1.5 saat konuşmuşuz. Bana program bitti demeseler, 1.5 saat daha konuşabilirdim.
Biz konuşurken öyle güzel mesajlar ve notlar geliyordu ki, kendi kendime gaza geliyordum.
Mesela hâlâ şoktayım. İstanbul’dan bir abimiz televizyondan bizim fotoğrafımızı çekip gönderiyor ve altına da diyordu ki “Uğur abi gülmek sana yakışıyor. Hayırlı akşamlar abim benim. En iyi geceler”...
Bu mesaja niye şok oldum biliyor musunuz?
Abimiz Mersinli.
İstanbul’da yaşıyor.
Kendisi ile Çin’de karşılaştık, tanıştık yemin ediyorum iki gün birkaç saat ayaküstü sohbet edip (Ama samimi içten bir şekilde) herhalde de bir akşam yemeği yedik. Topu, topu bu işte.
Abimiz ile tek sohbet konumuz spor yani futbol idi. Abimiz Fenerbahçe kongre üyesi ve Mersin İdmanyurdu’na da maddi olarak dışardan destek veren bir iş adamı. Dün gece hatırladım. Geçen yaz bu abimize Mersin İdmanyurdu yönetiminde görev alması teklif edilmiş. “Sakın haaa bu takım düşer” demiştik.
İşte bu Mersinli abimiz İstanbul’da evinde oturuyor ve bizi seyrediyor.
Ey büyük Allah’ım buna sevinsek mi yoksa oturup ağlasak mı artık karar veremiyorum.
Bu da yeni bir imtihan, “sen cümlemiz ile bizi başımızı öne eğecek hatalardan koru Ya rabbim”
................
BU CEZA DAVUTOĞLU’NA MI,
YOKSA KONYASPOR’A MI?
Konyaspor bu sezonun gizli şampiyonu. Kim ne derse desin, Konyaspor’un bu sene elde ettiği başarıyı sezon başında Aykut Hoca da beklemiyordu Ahmet Şan da. Kim çıkıp bunu söylese “deli” diye tımarhaneye atarlardı.
Yanlış mı söylüyorum?
Bana söyleseler ben de inanmazdım.
Geçtik.
Konyaspor taraftarı bu sezon Türkiye liglerinin en başarılı, en coşkulu ve de en centilmen taraftarı idi.
Bunu biz demedik. Taraflı tarafsız, Konya’yı seven sevmeyen tüm Türk spor kamuoyu canlı yayınlarda söylediler, köşelerinde yazdılar.
Ve ligin son maçı şampiyonu ağırlıyoruz. Hem de şampiyonu yenmek için sahaya çıkacağız.
Konyaspor tribünlerinin kalbi, atar damarı Nalçacılılar Grubu’nun bulunduğu Kuzey tribünü ceza alıyor.
Niye ve niçin?
Sözüm ona Kasımpaşa maçında Kasımpaşa’ya küfrettikleri için.
Bu gerekçeye kargalar gülüyor.
Konyaspor ve Kasımpaşa kardeş kulüp (taraftar nezdinde). Maçı yan yana izlerler.
Ama o bilinmeyen “gizli güç” paaat diye tribüne değil Konya’ya bir kara leke sürmeye çalışıyor.
Allah var düne kadar bu işe hiç kafa yormamıştım.
Türk futbolunda hiçbir zaman adaletin olduğuna inanmadım. 40 yıllık gazetecilik hayatıma spor muhabiri olarak başlamıştım. Sıkı bir adliye polis muhabirliği dışında nerede ise tüm branşlarda çalıştım. Hâlâ aynı şeyleri söylerim “spor muhabirliğinden aldığım zevki Çankaya Muhabirliğinden almadım. Spordan kazandığım dostlukları hiçbir yerde kazanamadım”...
Gel gelelim spordaki çirkinlikleri ve ayak oyunları ile tezgahı da Türk siyasetinde görmedim.
Tüm bunların bilincinde bunun küçük bir çelme olduğuna bakıp gülüp geçiyordum.
İşte dün kaynağından bir iddia duydum. İddia diyorum. Ama buna inandım. İnandığım içinde şimdi sizlerle paylaşıyorum.
Başbakan Davutoğlu, Başbakanlığı devretmeden önce Konyaspor-Beşiktaş maçını bu ceza alan tribünde Konyaspor taraftarlarının arasında izleyecekmiş. Sayın Davutoğlu bunu en yetkili isimlere söylemiş ve de bunun sözünü vermiş.
Sonuç...
Şimdi ortada bir ceza var. Var ama kime. Konyaspor’a mı? Taraftara mı? Konya’ya mı? Yoksa Davutoğlu’na mı?
Dedik yaa.
Bu adı üstünde bir iddia ve bu iddia kaynağı bana bu yazdıklarımı inandırdığı için ben de inandığımı yazdım. Yorum sizlerin.
İSLAMİYET BİZİM İÇİN HAVA VE SU
Hani bugün yazımıza başlarken yoruldum dedik ya. Beni yoran samimiyetsiz insanlar ve beni de kandırdıklarını dahası kullandıklarını sanan samimiyetsiz dostlarım.
Aşağıdaki olay ile ne demek istediğimi sizlere daha açık anlatacağıma inanıyorum
.................
Bu yaşanmış olayın kaynağı Osman Okka abimizmiş. Çünkü bize bu konuyu aktaran büyüğümüz bizim dışımızda üç değerli insanın yanında bunu anlattı ve “Bunu yazabilirsin abi. Yazarsan da kaynak olarak Osman Okka diyebilirsin” dedi...
.........
Olay 70’li yıllarda yaşanır.
Amerikalı bir çift dahası ikisi de profesör olan bir çift kendi kendilerine okuyarak, araştırarak İslamiyet’i seçerler.
Ramazan ayı yaklaşmaktadır. Müslüman olan bu Amerikalı çift, “Gidelim ilk ramazan ayımızı İstanbul’da yaşayalım” derler ve kalkıp İstanbul’a gelirler. Gelirler ama İstanbul’daki ramazan ile okuyup öğrendikleri Ramazan birbirine uymamıştır. Ramazan pek İstanbul’a uğramamış bir görüntü vardır.
Bu iki Müslüman Amerikalı durumu güvendikleri bir Müslüman Türk’e açarlar. O Türk hemen bu çifte “Ramazan ayını Konya’da idrak etmeyi” teklif eder.
Çünkü Konya, İstanbul’a göre daha mütedeyyin bir ildir.
Amerikalı çift İstanbul’dan kalkar Konya’ya gelirler. Ramazanı şehrimizden geçirirler. Ve ayrılırken şu ifadeyi kullanırlar, “İslamiyet, Müslümanlık bizler gibi bu mübarek dini araştırıp öğrenip seçenler için artık hava ve su gibidir. Ama doğuştan Müslüman olarak dünyaya gelen siz şanslı insanlar için İslamiyet pastanedeki kek gibi olmuş”...
...........
Günahlarımızı affet Allah’ım. Allah’ım bizleri en başta da beni ve ailemi ıslah et...
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ:
Kaybetmekten korkma; bir şeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin. Ve unutma; kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Vatan Caddesi’nde yaya geçidi üstünde dolmuşlar yolcu indi-bindisi yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.