Dün öğlene kadar yine farklı sektörlerde farklı insanlarla bir arayla geldik. Her yerde çay içtik. Öğlen gazeteye geldiğim zaman çaydan inanın midem delinecekti. Çünkü kimi yerde çok koyusu geldi kimi yerde kaynatılmışı. Yapı olarak da her önümüze gelene “peki, teşekkür ederim” dediğimiz için artık maalesef o çok sevdiğim çay şurup gibi olmuştu.

Bu çay sohbetlerinde farklı farklı konuları şehrin insanından dinledik.

Bazı örnekler “insan olarak neredeyiz, nereye doğru gidiyoruz?” diye inanın derinden üzüyordu.

DEVLETİN MALINA ZARAR VERMEMEK

Mesela sabah ilk çaylarımızı Matbaacılarda içtik. Yılların dostu dahası abimiz Mehmet Tayyar Özer abimizle dertleştik. Bu sohbet esnasında Mehmet abimizin anlattıklarından sadece bir tanesini sizlerle paylaşmak isterim. 

Bizim yaş kuşağımızda olanlar hatırlayacaklardır.

Bir dönem belediye otobüs durakları böyle küçük küçük buzlu camlı kapalı olarak yapılmıştı. Mehmet abinin de gençliği. Arkadaşları ile oynarlarken Mehmet abi bir taş atar ve belediye otobüs durağının o küçük camlarından birisi kırılır. Akşam rahmetli babasına şikayet ulaşmıştır. Babası Mehmet abiyi karşısına alır durumu öğrendikten sonra şöyle der, “Bak oğlum sen sen ol sakın ola devletin malına zarar verme. Burada kul hakkı var. Biz bu camın parasını ödeyeceğiz. Parasında pulunda değiliz. Kimse de parası öde filan demiyor. Ama bir daha devletin malına zarar verdiğini duymayacağım” der.

YOLUMUZU NİYE ASFALT YAPTIRDIN?

Bir yerde bir muhtarımız ile birlikteyiz. Bu muhtarımız inanın benim gönlümde sayılı örnek isimlerdendir. Yaşar Barışık. Milli eğitimden emekli öğretmen ve yöneticidir. Tek kelime ile Konya ve Sille aşağıdır. Folklorcudur. Spor adamıdır. Sanatçıdır. TRT’ye bile programlar yapar. Yani adamdır. Neyse Yaşar abi ile Yaşar Hoca ile sohbetteyiz. Bir ara “Ya Uğur Hocam biz nasıl millet olduk?” dedi. Ve devam etti “Uğur Başkan’a yalvara yalvara …… sokağı asfalt yaptırdık. Allah razı olsun Uğur İbrahim Altay bize çok yardımcı oluyor. Neyse o sokaktan bir vatandaş geldi. Selam sabahtan sonra ya muhtarım bizim sokağı asfalt yaptırdın iyi oldu ama keşke yaptırmasaydın” demez mi? Şok oldum niye diye sordum vatandaş devam etti. Ya toz toprak taş iken daha iyi idi. Arabalar toz olacak çamur olacak diye yavaş gidiyorlardı. Şimdi yol asfalt olunca hızlı geçiyorlar eee çoluk çocukta sokakta oynuyor. Bu olmadı” demez mi? 

Ne yapacağız şimdi” diye soruyordu.

KONYASPOR TRİBÜNLERİ

Dün günün ilk mesajı tam tamına saat 04.30 idi. Daha sonra mesajlar görüntüler yağmaya devam etti. (Çok şükür) Bu not da saat 07.54’te idi. Yine çok çok sevdiğim inandığım ufuklu vizyonlu şehir ve ülke sevdalısı bir STK Başkanımız Konyaspor maçının ardından hissettiklerini bizimle şöyle paylaşıyordu.

“Günaydın abi. 2 sezondur maraton tribününden kombine alıyorum.  Öncelikle şunu belirteyim ki maraton tribününün geçen yılki heyecanı ve coşkusu yok. Ancak yine de Nalçacılılar grubunun tamamlayıcılığını başarı ile yaptıklarını söyleyebilirim taa ki 5 hafta öncesine kadar.

Hatırlarsanız Volkan Fındıklı aldığı her topu geriye oynuyor olduğu için maraton tribününden bir homurdanma ve tepki söz konusu olmuştu.

Şahsi fikrim Konyaspor taraftarının hâlâ Volkan’ın darbe sonrası attığı twitleri unutmadığı şeklinde.  Neyse kuru b…. su serpmeyeyim şimdi. 

Evet Volkan’ın stili çok da seyirciye hoş gelen tarzda değil.

O günden sonra Aykut Hoca, yönetim, gazeteciler ve Nalçacılılar taraftar grubu, Maraton tribününe çok (bence) yüklendiler.                       

Daha sonra maraton tribününde bir kırgınlık ve bir tepki oluştu.  Her ne kadar gavura kızıp ta oruç bozmanın saçma olduğunu anlatmaya çalışsak da bir kopukluk olduğu ve bu durumun KONYASPOR’umuza zarar verdiğini kabul etmeliyiz. Naçizane önerim şu:                       

Konyaspor bir yemek organize etse yemeğe Başkan, Aykut Hoca, Apalı ve maraton tribününden sürekli maça girdiği belirlenen 3-5 kişi çağırılsa faydalı olabileceği kanaatindeyim. Nitekim dün akşam sana yazdıktan sonra sanki ‘sen Apalı’yı aradın ve maratonu gaza getir dedin’ gibi oldu. O dakikadan sonra taraftar devreye girdi ve oyuncuları ateşleyerek sahamızda mağlup olmamamıza önemli bir katkı sağladı.                       

Ayrıca diğer iki taraftar grubu ile de bir koordinasyon yok maalesef. Yani Nalçacı Gençlik ve Gren White grupları ile Maraton ve Nalçacılılar tamamen birbirinden kopuk hareket ediyor. Oysa Milli maçlarda “vatan sana canım feda, şehit Ömer Halis Demir v.b. dörtlü tezahüratlar ne kadar güzel ve etkili olabiliyor.

Sana da kolay gelsin inşallah hayırlı işler abi.”

……………

Doğru söze Hacı Emmim ne desin.

Şehrin iyi ki böyle güzel ve gönüllü insanları var.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ey nefsim… Sen öl ki kalbim dirilsin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hava Lojmanları bölgesindeki Halil Ürün Kavşağı’nda kırmızı ışıkta durduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.