Olmayan Güvenlik Kültürümüz!
Kadrosunda bulunmaktan onur duyduğum gazetemizde 11 Şubat 2014 tarihindeki yazımda üzüntü duyduğumuz derecemizden; iş kazalarındaki Avrupa şampiyonluğu, dünya üçüncülüğümüzden söz etmiştim. Allah rahmet eylesin, yüreğimizi dağlayan 301 şehidimizin son olmasını diliyorum. Ülke gündemimizde iş kazaları konuşuluyor ancak henüz konuşmadığımız bir diğer iş sağlığı sorunu meslek hastalıklarıdır. Meslek hastalıkları, işyeri ortamında bulunan faktörlerin etkisi ile meydana gelen hastalıkların ortak adıdır. Hastalık etkeni işyeri kaynaklı olmalıdır. Meslek hastalıkları istatistiklerinde ülkemiz iş kazalarında olduğu gibi bizleri mutsuz eden şampiyonluklara sahip değildir. Literatür meslek hastalıkları istatistiklerini binde 4-12 olarak belirlemiştir. Ülkemizde beklenen yıllık meslek hastalığı sayısı 43000-120000 olmasına karşın SGK verilerine göre 2012 yılında tespit edilen meslek hastalığı sayımız sadece 395’dir. Nedeni yanlış veriler, olmayan kayıt sistemleridir. Günümüzde meslek hastalıklarının % 100 oranında önlenebileceği kabul edilmektedir.
Ülkemiz maalesef yalnızca çalışma hayatında değil tüm yaşam alanlarımızda tehlikelerle doludur. Milletimiz ne yazık ki gelişmiş ülkelerde görülmeyen kaza örneklerini yaşar. Köy nişanında 50 kişinin doluştuğu balkonun çökmesi, otoyolda kenara çektikleri araçlarından inip müzik eşliğinde göbek atarken trafik kazasına kurban gidenler, müşterisine boyun masajı yapmaya kalkıp boynunu kırarak ölümüne neden olan berber, Demir Çelik fabrikasında 600 tonluk presin altından emekleyerek geçen ve 2450 derecelik fırında sigara yakmaya çalışırken hayatını yitiren işçi bize özgü örneklerdir. Kamu kuruluşlarının açtıkları çukuru usulüne uygun işaretleme yapmadan bırakması, inşaatlarda paraşüt tipi emniyet kemeri olmadan, baretsiz, reflektörlü önlüksüz yüksekte çalışanlar; trafik kazalarına müdahale ederken gerekli tedbiri almadıkları için başka araçların çarpması ile hayatlarını kaybeden polislerimiz hep acı örneklerdir. Bizde ne yazık ki güvenlik kültürü yoktur. Zeki ancak tedbirsiz bir milletiz maalesef. İşyerleri açıldıktan sonra ruhsat müracaatı yaptığı için alınması gereken tedbirler baştan alınamaz. Ankara’dan örnek vereyim, sanayi tesisi olarak yapılan işyerlerinde yaptığımız kontrollerde elektrik topraklamasının % 90 oranında olmadığına tanık olduk.
Güvenlik kültürü anaokulundan başlayarak çocuklarımıza öğretilmelidir. Çocuklarımızı teslim ettiğimiz okul servis sürücülerinin araçlarında değilken kontak anahtarlarını araçta bırakmamalarını ben kızımın eğitim gördüğü bir üniversite ilköğretim okulunda sağlayamamış, okul servislerinin okul çıkışında ters yöne girmelerini önleyememiş ve çözümü kendi taşımasını kendi yapmakta bulmuş bir veliyim. Bugün iş sağlığındaki faciaları konuşuyorsak nedeni güvenlik kültürümüzün olmayışıdır. Bugünün çocukları ve gençleri acilen bu eğitimi alırlarsa gelecekte kötü şampiyonluklardan kurtulabiliriz ancak. Bugünün çalışanlarını ise sorumluluktan kurtulamayacaklarını bilen işverenler, görevlerini ciddi yapan iş sağlığı güvenliği profesyonelleri, ciddi işbaşı eğitimleri ve devletin güçlü denetimi ile koruyabiliriz. 24 yıllık işyeri hekimi, işyeri hekimliği ve iş sağlığı güvenliği uzmanlığı eğiticisi olarak görüşüm budur. Kazasız ve bol kazançlı günler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.