RAMAZAN-I ŞERİF; DEĞİŞMEYENLER, ÖZLEMLER, DİLEKLER
Bir kez daha on bir ayın Sultanı Ramazan-ı Şerife kavuşmak nasip oldu. Mübarek olsun. Ramazan ayının değişmeyenleri de var; özlemlerim de, dileklerim de.
İstanbul basınının yüce dinimize yönelik yayınları kuponlarla verme kampanyaları değişmezlerden. Ramazan zamları muhabbeti de öyle. Beş yıldızlı otellerde iftar sofraları ile halka açık iftar çadırları da, özellikle üç büyük şehirde normal zamanların alkollü mekânlarının bile iftar menüleri sunma hazırlıkları, bazı marketlerin alkollü içecek reyonları önlerinde ramazan sofralarına yönelik ürünleri satışa sundukları sözde Ramazan sokakları, tanıtımları yapılan iftar zekât paketleri, televizyonlar ve gazetelerde normalde yer almayan dini köşeler...
Kısaca Ramazan ayına yönelik ticari nemalanma çabaları ön safhada yine değişmeyenler olarak. Ramazan-ı Şerif bereketine on bir ay dinimiz ve dinimizi yaşama çabasında olanları hatırlamayanlar dahi ortak olma çabasında. Tabii her zaman olduğu gibi yürekten yardım ve hayır yapma çabasında olan vatandaşlarımız da bu ayın manevi yönü nedeniyle daha fazla zekat verme, ibadet etme çabasında olacak Allah kabul etsin.
Özlemlerim; çocukluk ve ilk gençlik çağlarımın kalabalık iftar-sahurları... Bir Ramazan ayının en az onbeş-yirmisinin gerek evde gerekse misafirlikte birlikte iftar, teravih namazı, namaz sonrası muhabbetle geçirildiği yıllar. Çekirdek aile olduk; aile büyüklerimiz ebediyete intikal etti, her şey hayalden ibaret. Bize yaşatılan ve öğretilen Ramazan ayı manevi ruhaniyetini bizler evlâtlarımıza yaşatamıyoruz. Bugün Konya’da olsam yeğenimin davetime icabet edeceğinden veya bizi davet edeceğinden emin değilim. O yıllar Ramazan’da şerbetlerin, şurupların içildiği yıllardı iftarların Cola ile açıldığı reklâmların zihnimize kazındığı bugünler gibi değil.
Ramazan akşamlarının Belediyelerin Ramazan eğlenceleri ile geçirildiği, panayır yerlerinde satış reyonlarının bulunduğu yıllar değildi. Ramazan ayı gelmeden hazırlıklarının başladığı, konu-komşu-akraba imece usulü erişte-şebitlerin evde hazırlandığı yıllardı; marketlere koşulan yıllar değil.
Rahmetli annemin çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdaki “oğlum, afedersin hayvanı da bağlayıp yemek vermesen akşama kadar oruç tutar; marifet aç kalmak değil, ibadetini tam yapmak” sözü asla unutamadıklarımdan. Konya’m Ramazan ayının en güzel yaşandığı ildir; kıymetini biliniz.
Dileklerim; her Ramazan bazıları asparagas “oruç tutmayana saldırdılar” vb haberlerin asla yer almaması, oruç tutanın tut(a)mayana hoşgörüsünün; tut(a)mayanın tutabilene saygısının ön planda olması, bu mübarek ayın fertleri birbirine yakınlaştırması, orucun faziletinin nefis terbiyesi olarak yansıması, gerçekten hoşgörü ve şükür ayı olan bu mübarek ayın tüm nimetlerinden yararlanabilmek, İslâm alemi üzerindeki kara bulutların dağılması, birlik-beraberliğin sağlanması, ailemiz-ülkemiz ve İslâm aleminin mübarek Ramazan Bayramı’na daha güzel günlerde kavuşması. Ramazan ayımız sağlıklı, bereketli, huzurlu, dualarımızın kabul, ibadetlerimizin makbul olduğu bir ay olsun. Saygı ile.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.