Hasan Durucan

Hasan Durucan

SARIMSAK TARLASINI KİM SATTI?

SARIMSAK TARLASINI KİM SATTI?

Yoğun ve yorucu bir haftanın ardından çalıştığım kurumun kapısına kilit vurup atkısız formasız olmaz bilinciyle bir hışımla evin yolunu tuttum. Ardından ismi lazım değil stada yakın bir mekanda atıştırıp şehrimizin takımı desteklemek için stada girdim. Referandum sebebiyle verilen arada takımı özlemişiz. Gaziantepspor lige tutunmak, Konyaspor ise Avrupa'da yeniden sahne almak için mücadele veriyor ki maçın sonucunu da elini kolunu sallayarak temsilcimiz alır diye tahmin ediyordum. Ama o işler öyle olmuyormuş. Resmen ters köşe oldum. Hayatımın en rezalet Konyaspor'unu izlerken çevremde olup bitene daha fazla tahammül edemeyerek ilk defa bir maçın bitiş düdüğünü duymadan son dakikalarda stattan çıktım. Islıklar, yuhalamalar, bireysel sinkaflı küfürler aldı başını yürüdü. Yayıncı kuruluş tarafından uzatılan mikrofona Kocaman'da takımın başına geldiğinden beri geçtiğimiz yıl Gençlerbirliği, bir önceki yılda Kayseri Erciyesspor karşısında bu kadar kötü bir performans ortaya koyduklarını açıkladı. Yani herkes her şeyin farkında diyebilirim. Fakat tahammül etmek zor olsa da bunları yapmak reva mı? Eve geçtiğimde yıllardır takım üzerinden maddi manevi desteğini esirgemeyen Konyaspor sevdalısı ve ticaretle uğraşan bir abim mesaj gönderdi. Mesajında anlattığı hikâye ile aslında içinde bulunduğumuz durumu net bir şekilde özetliyordu.

**

Baba ve oğul konuşuyorlarmış. Babası oğluna "Senin kaç tane dostun var?" diye sormuş. Oğul "Yüzlerce” cevabını vermiş. Babası oğluna "Bak oğlum insanın bir sürü arkadaşı olabilir ama yüzlerce dostu olamaz. Dost dediğin diğer arkadaşlara benzemez. İnsanın hayatı boyunca ancak bir ya da iki tane dostu olabilir." diyerek açıklama yapmış. Oğlan "Benim bir sürü dostum var. Hepsi beni sever ve her zaman benim için yardıma koşacaklarına eminim." diye çıkışmış. Baba; "Öyle mi? O zaman gel seninle bir test yapalım." der. Adam birkaç tane tavuk kesmiş ve başka birkaç ıvır zıvırla birlikte bir çuvala doldurmuş. Çuvaldan kanlar damlamaktayken "Şimdi git bu çuvalı arkadaşlarına götür ve onlardan yardım iste, çuvalı birlikte bir yerlere gömün." Çocuk çıkmış yola; bir arkadaşının kapısını çalmış, arkadaşı elindeki kanlı çuvalı görünce çocuğun yüzüne kapıyı kapatmış. Başka arkadaşları bir daha çocukla görüşmeyeceklerini dile getirmiş; çünkü hepsi çuvalın içinde bir ceset olduğunu sanmış. Oğlan yüzü allak bullak babasına dönmüş olanları anlatmış. Babası; "İşte senin arkadaşlarının dostluğu bu kadar. Şimdi al bu çuvalı benim dostuma götür." Oğlan tekrar sırtlamış çuvalı ve yola düşmüş. Babasının dostu kapıyı açıp, oğlanı ter içinde, elinde kanlı bir çuvalla görür görmez etrafa şöyle bir bakmış ve hemen içeriye almış. "Sen Ahmet'in oğlusun değil mi?" Çocuk "Evet" diye yanıtlar. "Ver elindekini" diyerek çuvalı almış ve arka bahçeye çıkarmış, bahçede bir çukur kazıp çuvalı gömmüş. Çocuğa su ikram etmiş. Bu arada gömdüğü yetmemiş gibi yer belli olmasın diye de oraya sarımsak ekmiş. Çocuk "Ben artık gideyim" diye izin istemiş. Adam da "Babana söyle sarımsak tarlasına gözüm gibi bakıyorum" demiş. Çocuk gitmiş babasına olup biteni anlatmış. "Gerçekten senin dostun varmış benim ise sadece sıradan arkadaşlarım" demiş. "Hayır, daha bitmedi" demiş babası ve "Şimdi tekrar git dostumun kapısını çal, açar açmaz yüzüne okkalı bir tokat yapıştır." Çocuk "Olur mu hiç öyle şey" diyerek çıkışır. "Olur olur, ancak o zaman anlayacaksın dostluğun ne demek olduğunu" Çocuk çaresiz utana sıkıla tekrar yollara düşmüş. Kapıyı çalmış. Babasının dostu kapıya çıkar çıkmaz da "Babamın size iletmek istediği bir şey var" demiş. Cevap vermeye kalmadan çocuk babasının dostunun suratına üzülerek okkalı bir tokat yapıştırmış. Babasının dostu "Benim de babana iletmek istediğim bir şey var. Söyle o babana biz bir tokata satmayız koskoca sarımsak tarlasını" diyerek ibretlik bir cevap alır. Çocuk o zaman anlamış dostluğun değerini ve babasının yüzlerce arkadaşın olacağına bir dostun olsun yeter derken ne demek istediğini.

**

Değer verdiğim abimiz "Biz bir yumrukla sarımsağın altında ne olduğunu söylüyoruz. İnşallah Konyaspor gün geçtikçe daha iyi işlere imza atacak. Bu haftaki yazını merakla bekliyorum" diye mesajını sonlandırdı. Söylenecek birçok şeyi yeri geldiğinde kaleme aldık. Kimse size eleştirmeyin demiyor. Lakin yuhalamak, ağzına doldurarak küfretmek hatta maçı sattınız da ne demek oluyor yahu? Küfrettiğiniz bu takım bu hafta kupada finale adını yazdırmak için ter dökecek. Peki sizin gibilere soruyorum. Mayıs'ın son haftasında Eskişehir’de kupa finaline bu takım adını yazdırırsa hangi yüzle desteklemeye geleceksin?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR