Geçen yılın ortalarıydı. Salgın tüm hızıyla devam ediyor, dünyada ölümler inanılmaz şekilde çoğalıyordu.

Konya kamuoyuna mezarlıkların önemini anlatan bir yazı kaleme almış ardından bir Şehir Mezarlığına ihtiyaç olduğunu beyan etmiştim.

Ortada ne Şubat 2021’de Musalla ve Üçler’e definin kapanacağıyla ilgili karar vardı ne de bugün ortalıkta dolaşan haberler.

Evet, Yazır’da, Bosna’da geniş mezarlıklar var ama şehir halkı bu bölgeleri çok fazla tercih etmiyor.

Musalla ve Üçler taa Selçuklu zamanından kalma. Anadolu’ya keşif için gelen Horasan Erenlerinin mezarlarının burada olduğu bilinir.

Şehir Mezarlığı demek dünyanın ömrü varsa yüzyıllar sonrasına şehir için önemli bir alan bırakmak anlamı taşıyor. Tıpkı Üçler gibi, Musalla gibi…

Hepsi bir yana kısa süre içinde define kapanacak olan merkezdeki bu mezarlıklar için çok gürültü kopacak. Cenazesi olan insanların hassasiyetlerinde istinaden ‘hayır’ demek zordur.

Maalesef bu alanda görevli personeller zor durumda kalacak. Ölüsü olan bir yetkiliden yardım istemeye kalkacak.

Bu yüzden 9 ay önceki teklifimi yineliyorum. Şehir merkezine yakın uygun bir alana yüzyıllar sonrasına kalabilecek bir Şehir Mezarlığı oluşturmamız gerekiyor. Hayırla yâd edilmek paha biçilemez bir şey…

KİMİN DEDİĞİ OLACAK?

Son yazımızdan sonra birkaç ayrı görüşme gerçekleştirdim.  Kimileri Konya’da denetimlerin ve tedbirlerin yetersiz olduğunu söyleyip yöneticilere kızıyordu. “Hatta şu memlekette şöyleymiş” gibisinden örnekler veriyordu.

Kimileri de esnafın, insanların çok sıkıldığını söyleyip açılım olmasını savunuyordu. Hafta sonu yasaklarının faydasının aksine zararı olduğunu, insanların yasaklar arttıkça bir araya gelmek için farklı formüller bulduğunu bunun da vaka sayılarını daha artırdığını söylüyordu.

Bir gerçek var ki kısıtlamalar artık ilk günlerdeki kadar sonuç vermiyor. İnsanlar bir yolunu buluyor. Bu yüzden karar alıcıları suçlamak çok mantıklı değil. Zaten üç aşağı beş yukarı tüm şehirlerde benzer uygulamalar var.

Konya için değerli olan özellikle filyasyon ekiplerinin bulaş riski olanlara ulaşmadaki başarısı. Türkiye’de ortalaması 2 haneli rakamların üzerindeyken; Konya’da ortalama 3 saat içinde filyasyon ekipleri bulaş riski olanları bulup yayılımın daha fazla olmasını önlüyor.

Ben toplumsal anlamda çok farklı görüşlerin çıktığı ortamlarda hep Nasreddin Hocamızı hatırlarım. Hani eşeğe kim binse her kafadan ayrı bir ses gelir ya!

Şehri yönetenler için bence durum tam da böyle! Hangi karar alınırsa alınsın illa eleştiren beğenmeyen birileri çıkacak. Ne diyelim Allah sabır versin.