SİYASİ FAIR PLAY
Siyaset tarihimizde kavga ve hakaret örnekleri maalesef pek çoktur da lâtife ve siyasi fair play örneklerine az rastlanır. Belediye encümen üyelik yıllarımda o zamanın yönetmeliklerine göre encümen üyeliğine seçilen dört Meclis üyesinden, sayıları uygun olmamasına karşın ikisinin muhalefet, ikisinin iktidar partisinden gelme uygulamasına geçilmişti. Dönem sonunda muhalefet partili Meclis üyelerinin “çok şık oldu, biz Belediyeyi kapalı kapılar ardında satıp savdığınızı düşünüyorduk; öyle olmadığını gördük” sözlerini unutamam ama kendi partileri muhalefet şerhi koymadıkları gerekçesiyle tepki göstermişti kendilerine.
Buyurun siyasi geçmişimizden nadir fair play örnekleri;
1930 yılı Cumhuriyet Bayramı törenlerine Yunanistan Başbakanı Venizelos’da katılmış. Günümüzde yıllardır milli bayram törenlerinde tüm liderlerimizi bir arada görme bahtiyarlığına erişemiyoruz.
1937 yılında zamanın Başbakanı İsmet İnönü’ye izin verilmesi üzerine yerine atanan Başbakan Celâl Bayar CHP Başkanlığı, Halkevleri ve Genel Müfettişlere gönderdiği bildiride İsmet İnönü’nün resimlerinin indirilmemesini istemiş.
1941 yılında TBMM Kâzım Karabekir’in hakaret davalarında milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması önergesini reddetmiş. (hakaret etme özgürlüğü kalkmasın demişler bence)
1946 yılında Başbakan Recep Peker’in DP Milletvekili Adnan Menderes’e “psikopat” hakareti sonucu Demokrat Partililer Meclisi terketmişler ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Celâl Bayar ile görüşmesi buzları eritmiş. (Cumhurbaşkanı ile muhalefet lideri görüşebiliyorlarmış o zamanlar)
1947 yılından hakaret içermeyen bir lâtife örneği; DP sözcüsü Fuad Köprülü “tarih Peker kabinesinin istifasını bu kabinenin ilk ve son hizmeti olarak kaydedecektir”
1951 yılında Cumhurbaşkanı Celâl Bayar CHP Genel İdare Kurulu üyelerine Çankaya köşkünde yemek vermiş.
1953 bütçe görüşmelerinde İnönü’nün bütçe eleştirisi Menderes tarafından alkışlanmış.
1955 yılında CHP Aydın İl Başkanlığı Başbakan Adnan Menderes onuruna yemek vermiş. (Bugün Konya CHP İl Başkanlığı Sn. Davutoğlu’nu ağırlayabilir mi?)
1955 Ağustos ayında muhalefet Kıbrıs sorununun görüşüleceği Londra Konferansı’nda hükümeti destekleme kararı almış.
“Çoğunluğunuz var ama ağırlığınız yok” 1968 yılında Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Çetin Altan bu sözleri Adalet Partililer için söylemiş ve dayak yemiş. (Yakın siyaset tarihimizin ürkek-erkek tartışmalarını hatırlattı bana)
Siyasette hırçınlığı taban ister diye düşünülür genelde. Oysa bence gerçek değildir bu. Üstelik zirvenin rüzgarı tabanda fırtına hissettirir ve kaybeden ülkem olur. Ilıman iklimi sağlamak elbette başta iktidar olmak üzere tüm liderlerin görevi. Hani Erdal İnönü’ye bir partili elini masaya nasıl vurması gerektiği ve hangi liderlere neler söyleyeceğini argo ifadelerle açıklamış da Erdal bey “elimi masaya ben vursam da bunları sen söylesen” diyerek uzaklaştırmış ya partiliyi yanından.
Nezaket herkese gerek. Tabii başta millete örnek olacak TBMM’ne de. Saygı ile.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.