Piyasaların rengi kaçtı. Merkez’e güven azaldı. Merkez’in piyasalara verdiği mesajlar çokta olumlu bulunmadı, bunların karşılığını da piyasalarda olumsuzluk olarak görüyoruz.

Merkez’in açıklamalarında altı çizilmesi gereken en önemli nokta kurların geldiği seviyelerden rahatsızlık duymadığını söylemesi oldu. Piyasalar böyle bir açıklamayı hiç ama hiç beklemiyordu. Merkez’den piyasaların beklentisi gerektiği zaman döviz satım ihalelerini yükselterek dövize müdahale ederim, doğrudan müdahale ederim, gerekirse de daha önce yaptığım gibi faizleri önden yüklemeli artırırım bunları duyamayan piyasalar sert tepki verdi. Geçtiğimiz hafta 2,648 seviyesine geri düşen dolar/TL kotasyonları bu haber sonrası hızla 2,715 seviyelerine oturdu. Bunların üstüne gıda enflasyonun da beklentilerin üzerine çıkarak enflasyonu artırması işin tuzu biberi oldu. Merkez Bankası da enflasyon rakamları yüksek çıkınca daha önce 2015 yılı için hedef koyduğu 5,5 enflasyon rakamını 6,3 seviyesine revize etmek zorunda kaldı.

29 Nisan 2015 tarihli yazımda çok açık ve net olarak gazetem Pusula’daki köşemden yazdım. Dolar/TL 2,650-2,680 bandına gelecektir. Daha önce almak isteyip de alamayanlar buradan dolar alabilirler kaçırmasınlar dedim. Yazım orada görmek isteyenler gazetemizin internet sayfasından bakıp görebilirler. Daha bir hafta geçmeden dolar/TL 2,648 seviyesine yazımdan sadece bir gün sonra düştü ve gece tekrar yükseldi. Özellikle merkezin açıklamaları sonrası piyasaların dolara talebi arttı. Zaten global anlamada değer kazanan dolar tüm dünyada olduğu gibi TL karşısında da kazanımlarını artırdı. Dolar/TL kotasyonları şimdilik 2,700’ün üzerinde hareket ediyor.

Gelişmekte olan ülkelerde de yerel para birimleri dolara karşı değer kaybediyor. Güney Afrika Rant’ı, Brezilya Real’i, Macaristan Forint’i, Hindistan Rupisi’de değer kaybedenler arasında ama bunların içinde en fazla değer kaybeden Güney Afrika Rant’ı ve Türk Lirası oldu. Önümüzdeki günlerde dalgalanmanın muhtemel olduğunu düşünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ne zaman ki piyasalara güven verir ve etkili bir müdahalede bulunur o zaman dalgalanmanın boyutları da azalacaktır.

Değerli okurlarım piyasalar dolar/TL kuru 2,700 seviyelerine geldiğinde piyasalar bundan çok rahatsız olmuştu. Fakat uzun bir süredir kur 2,650-2,750 bandında hareket edince piyasalarda bu hareketi ve seviyeyi artık kanıksamış oldu. Yavaş yavaş bu seviyelerin piyasalar tarafından kabul görmeye başladığını düşünüyorum. Piyasaların tepkisi aşırı dalgalanmaya bu dalgalanma azalırsa piyasalarda rahatlayacaktır.

Türkiye’nin dolar/TL kurundan en çok etkilenmesinin sebebi ilk önce ABD Merkez Bankası FED faiz artırımlarına başlayacak olması ve geldiğimiz bu günlerde seçim atmosferine girmemiz, yabancının bize bakışını olumsuzlaştırıyor.

Önümüzdeki günlerde uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye ile ilgili not görünüm raporları açıklanacak. Buralardan gelebilecek negatif açıklamalarda dolar/TL’deki dalgalanmayı artıracaktır. Daha öncede yazdığım gibi dolar/TL 2,650 şimdilik taban olarak görünüyor. Bu seviyeler tekraren test edilirse yine dolar almak için uygun seviyeler olduğunu söyleyebiliriz. Euro/TL 3,000 seviyelerinde ben önümüzdeki süreçte Euro’nun daha fazla değer kaybedebileceğini düşünüyorum. Başta dolar olmak üzere tüm para birimleri karşısında değer kaybı bekliyorum.

Altın için yine olumlu ifadeler kullanmak istiyorum. Doların ateşi sönmeden altın değer kaybetmesi mümkün görünmüyor. 100 TL ile 104 TL arasına sıkışmış bir altın fiyatları görüyoruz. Uzunca bir süredir buralarda, şimdilik bu seviyelerini koruyacağını bekliyorum.

Borsa İstanbul ise 83,000 seviyelerinde geçtiğimiz hafta 86,000 seviyelerini test etmesine rağmen buralarda tutunamadı. Daha önce de yazdım, şimdi de yazıyorum. Borsa İstanbul’da yükselişler satış düşüşlerde alım için kullanılmalı, 86,000 seviyelerinde satış yapmak 80,000’in altında ise alım yapmak lazımdır.  Kurlar da dalgalanma bitmeden borsa İstanbul’da kalıcı yükselişler çok zor.