Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın”

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın”

TARİHE YOLCULUK (301)

Milli ekonominin temeli tarımsa eğer, neden yurt dışından buğday ithal eder duruma geldiğimizi tartmalıyız. Tarıma dayalı bir sanayileşmeden asla vazgeçilemez. Temele tohumu atarken sevgiyle ve duayla atmak gerekir ki, sağlam temeller üzerinde ekonomimiz büyüsün. Şair güzel söylemiş: Tohum saç, bitmezse toprak utansın.”

 

İş garantili olarak yabancı dille (İngilizce) yüksek eğitim ve öğretim veren Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’nin sitesinin sağ ucunda Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü yazılıdır:

“Milli ekonominin temeli tarımdır!” (Agriculture is the founclation of national econemy!)

Tarım (ziraat), milli ekonomimizin temeli sayıldığına göre o zaman temeli sağlam atmamız gerekir.

Peki, Türkiye’de gıda ve tarımın, yâni millî ekonominin temeli ne kadar sağlam?!

Bu soru tartışmalı/tartışılır.

 

***

Konya’nın geçmişini M.Ö. 7000 – 8000’li yıllara kadar götürmek mümkün. Yâni Çumra/Çatalhöyük’teki arkeolojik kazılardan elde edilen bilgi ve bulgulara göre, ilk yerleşik tarım toplumunun temellerinin burada atıldığı ve Avrupa kıtasına kadar yayıldığı biliniyor.

Burada Üstâd Kısakürek’in bir şiiri aklıma geldi: Necip Fazıl, diyor ki; “Tohum saç, bitmezse toprak utansın/ Hedefe varmayan mızrak utansın” diyor.

Bizim görevimiz tohum ekmektir. Tohumun yeşerip yeşermemesi, filiz verip vermemesi, filiz verdikten sonra gür bir şekilde büyüyüp büyümemesi sizin, ilmin rehberliğinde elde ettiğini bilgi ve beceriye kalıyor. En önemlisi de, Allah’ın bulutları vasıtasıyla yağdıracağı bereketli yağmurlara…

Biz onun adına Rahmet diyoruz. 

İngilizce karşılığı var mıdır, bilmiyorum. Hiç araştırmadım. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’nden mezun olan bir talebenin hafızasına “Rahmet” kelimesi ve kavramının kazınması şart. İngilizce eğitim ve öğretimle bu oluyor mu? Uygulamalı olarak mezun olan bu genç akademisyenlerin konuşmalarından ve ferasetlerinden elbette bu ortaya çıkar.

Hz. Mevlâna, “Biz bu topraklara sevgiden başka tohum ekmedik” diyor ya. Tarlayı sürerken, ekonominin temeli olan tarıma dayalı bir sanayileşmeyle kalkınma hedefleniyorsa; demek ki tohumu atarken, yâni tarlayı sürerken sevgiyle hareket etmek gerekiyor.

tohum-sac-topraga...1.jpg

Sevgi ve aşk olmadan toprak hiç yeşerir mi?

Hazret-i Pîr de öyle demiyor mu:

“Aşk olmasaydı, dünya donar kalırdı.”

O halde temeli sağlam atmak adına İsrail menşeli sertifikalı tohumları kullanmak yerine, geleneksel tarımdan gelen ve laboratuvarlarda kendi toprak yapımıza göre üretilen yerli tohumları tercih etmemiz ve ekmemizde büyük yarar var.

Yâni bu noktada küresel değil, millî hareket etmek ve düşünmekte fayda var. Gıda ve tarımda, yâni ekonominin ve sanayileşmenin temellerini atarken o tohumun millî ve yerli olmasına azami dikkat etmek gerekiyor. O tohumu birde dualı ve niyazla bir şekilde atarsanız (Hacıveyiszâde Mustafa Kurucu Hocaefendi’nin yaptığı gibi) aliyy-ul âlâ olur.

Meslektaşım Mustafa Arslan da, “Şimdi Vakit Konya Vakti” derken o millî ve yerli projelerden söz ederken tarımla ilgili kısımda; “Gıda tedarik güvenliği ve güvenli gıda tedariki önümüzdeki yılların en önemli kavramları arasında yer alacaktır. Söz konusu kavramlar milli güvenlikle doğrudan ilintili, nesil güvenlik ve sağlığı ile de iç içedir.

Konya’nın toprak ve su kaynaklarının yerinde ve akıllı kullanımı ile her iki açıdan da Türkiye’nin sağlıklı geleceğinde vazgeçilmezdir.”

Dışarıdan Konya iklim ve şartlarına ayak uyduramayan Angus’lar getirip zarar ziyan etmek yerine; “tarım ürünleri ile hayvancılığımıza dönük gen bankası” kurarak ileriye dönük kendi toprak ve hava şartlarına uygun inek ve koyun projeleri geliştirmeliyiz. Bu projeler de değişen tarım bakanlarının iki dudağı arasında “istemezuk” olarak reddedilmek ve bir kenara atılmak yerine sürdürülebilir bir mevkie oturtulmalıdır.

 

YARIN: Yeşil Konya ve Millet Bahçesi…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR