“VAATLER” SÜPER! “EVET” ŞAHANE! “İTİRAZ” BAHANE.
Eski dönemlerdeki, “Şayet seçimi kazanırsak,” diye başlayan seçim vaatleri hala akıllardadır. Şimdi de dikkatler, “ EVET ÇIKARSA” diye başlayan “REFERANDUM VAATLERİNE” çevrildi. Ak Parti, dilenciliği ortadan kaldıramadı. Terörün kökünü de henüz kazıyamadı. Adaleti hızlandıramadı. Bürokrasiyi koşturamadı. Eğitimde kaliteyi yükseltemedi. Ak Partiden önce ülkemiz zaten dünyada 16 veya 17nci ekonomiydi. Bunu 14’ncü veya-15’nci sıraya da yükseltemedi, biz yine 17’nci sıradayız. Ama devrim niteliğinde birçok iyileştirmeyi de o başardı. Henüz tam olarak başaramadığı işleri başarabilmeyi ve daha ilerisine de geçmeyi bu referandum da “EVET” çıkmasına bağladı.
Yapılanları ısrarla görmezden gelen, olumsuz yönde şartlanmış insanlarımız olsa da halkın büyük çoğunluğu Ak Parti’nin yaptıklarına bakarak, şimdi verdiği REFERANDUM VAATLERİNİ DE yerine getireceğine inanıyor. Bunun için beklenen “ EVET” kararı da çıktığına göre şimdi sıra geldi referandum vaatlerinin gerçekleşmesine. İnşallah önceden olduğu gibi şimdi verilen sözler de yerine getirilir. Böylece halkımızın Ak Partiye olan güveni ve bu yeni vaatlere bağlanan umutlar boşa çıkmaz. Değilse kendi çevresine “EVET” diyelim diyenler, ısrarla “HAYIR” diyelim diyenlere de fena halde mahcup olacaktır.
Bence iktidarı koşturmak için bu vaatler hep gündemde tutulmalıdır. MHP tabanı ne yönde oy kullanmış, Ak Parti tavanı ne yönde oy kullanmış gibi bir geyik muhabbetinin bize bir faydası yoktur. Herkes ne vermişse vermiş, sonuçta halkımız “EVET” demiş. “Evet” ve “Hayır” oylarının birbirine yakın çıkmasının da bir önemi yoktur. Demokraside mesafe almış ülkelerde çoğunlukla sonuçlar böyle birbirine yakın çıkıyor. Yakın zamanda İngiltere’deki brexit sonucu da yüzde 51.9 olmuştu. Sandık başkanlığı yapmış olanlar iyi bilirler ki, bu “Mühür” konusu da sahteciliğe falan yol açması hiç mümkün olmayan, ucuz bir bahaneden ibarettir. Bu konularla gündemi işgal etmek yerine bizler, “EVET ÇIKARSA” diye başlayan vaatlere odaklanmalıyız. Bu vaatleri hep canlı ve hep gündemde tutmalıyız.
Örneğin benim aklımda kalan vaatlerden en öne çıkan ikisi şöyleydi: “Evet çıkarsa terörün kökü kazınacak,” diğeri de “ Evet çıkarsa ekonomi koşacaktır.” İnandık, güvendik, bekliyoruz. Hiç değilse barış süreci saçmalığı buzdolabından tekrar çıkarılmaz, bu günkü mücadele hız kesmeden devam eder diye ümit ediyoruz. Ekonomiyi koşturacak olan en önemli işlerden biri olan KGF kurumunda, 16 Nisandan sonra limit bitmiş, yeni destek verilmez olmuştur. 16 Nisan geçti diye KGF desteği inşallah temelli rafa kaldırılmaz. İnşallah TÜBİTAK destekleri de tez zamanda tekrar açılır.
“ Ekonomi koşacak” vaadi için söylenecek çok şey var. Halkın önünü açacak düzenlemeleri artık bekliyoruz. Örneğin ekonomik kalkınma, sadece devletin yaptığı yatırımlarla olacakmış gibi sunuluyor. Sadece onunla değil, ekonomik kalkınmanın özel sektör yatırımlarına da bağlı olduğu bilincinin, kamu çalışanlarının kafasında da oluşması için çalışılmalıdır. Örneğin yıllık memur maaş zamlarının ve ücretlerin sadece enflasyona değil, büyümeyle, kalkınmayla ilgili göstergelere de endekslenmesi bunu sağlayabilir.
Şu andaki yatırım kredileri mevzuatı, adeta krediyi kullanamasınlar diye hazırlanmıştır. Bunun düzeltilmesini bekliyoruz. Belediyelerin imar bölümlerinde galiba çok aşırı bir iş yığılması var ki, üç günde onaylanabilecek bir proje icabında aylarca sürünüyor. Belediye imar müdürlüklerinin daha donanımlı hale getirilmesi, emlak rantiyeciliği ifade etmeyen, örneğin sanayi tesisi yapımı gibi projelerde daha hızlı davranılması ve onay için azami süre konulması, eksiklerin bir seferde ve yazılı olarak bildirilmesi, taksit taksit söylenerek, aylarca süründürülmemesi gibi iyileştirmelerin sağlanmasını bekliyoruz. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.