Allah’a çok şükür milletin çektiklerine, dertlerine, çilelerine bakarak bu imtihan dünyasının cennetinde olduğumuzu biliyoruz.

Ama yine de öylesine ufak tefek şeyler gibi görünen iğrençlikler var ki Allah korumasa bizler de biraz dikkatli olmasak “al sana dert”…

Artık millet olarak nasıl nemelazımcı, bencil, kural tanımaz kuldan utanmaz, egoist paran varsa, dayın varsa, etiketin varsa her yol mubah anlayışının damarlarımıza işlediğini her an rahatça, iğrenerek görebiliyoruz.

Bugün buradan Emniyet Müdürüne, Trafik Müdürüne tüm yetkili amir ve müdürlerine saat mevki vererek bir ihbarda bulunmak istiyorum.

Yer: Kule Kavşağı.

Yani Nalçacı’da Emniyet Müdürlüğü’ne 100 adım ötede şehrin en işlek kavşaklarından birisi.

Saat: 09.37.

Sanayi tarafından geliyorum bu kavşağa yaklaşıyoruz. Yeşil yanıyor. Trafikte hiçbir sorun yok. Yağ gibi akıp gidiyor.

Aha o de ne. Bize göre yani Nalçacı’ya giderken sol yandan bir araç önümüze fırlamaz mı?

Hemen frene basıyorum. Elle kolla “ne yapıyorsun?” diyorum direksiyondaki ile yanındaki de hiç bize bakmıyorlar, arkamızı kontrol edip aradan karşıya fırlayacaklar.

Adamların dörtlüleri filan da yanmıyor.

Hani diyeceğim ki hastası var bir sıkıntısı var araya girip gitmek istiyor.

Trafiğin bu dingin zamanında günün başında, sinirler gerilmemişken ve bir insan mobesa kameralarının göbeğinde göz göre kırmızı ışıkta geçiyorsa kazaya buyurun diyorsa ben kırmızı tanımam ışık tanımam diyebiliyorsa bu insana yapılacak hiç bir şey yoktur.

Ha vardır o da, önce bu insanı Allah’a havale edeceksin sonra da bol bol okuyup üfleyip şerrin belanın senden uzak kalmasına gayret göstereceksin.  

KÜTÜPHANE DEMİŞTİK YA

Hani dün bir abimizin uyarısı ile kütüphanenin önündeki kuyruktan söz etmiştik ya. Dün gece Kültür Müdürümüz Abdüssettar Yarar abimiz aradı.  Hızlı trende imiş. Ankara’dan Konya’ya dönüyormuş. Koskoca müdür günün son treniyle Ankara’dan Konya’ya döneceğim diye uğraşırken bir de bizim yazımıza cevap verecek bizi bilgilendirecek, biz de sıcacık evimizde ayağımızı kösmüş oturuyoruz. Müdür Kütüphane ile ilgili bilgi verirken bunu düşünüp bir an utandım.

Neyse Sayın Yarar, her hafta en az iki gün kütüphane açılmadan buraya gittiğini, o kuyruğun kütüphaneden hizmet almak için bekleyen öğrenciler olmadığını, bu öğrencilerin ders çalışabilmek için salonlara geldiklerini söyleyip salonların güzelliğinden söz etti. Sayın Müdürümüze bizi dolayısı ile okurlarımızı, kamuoyunu aydınlattığı için çok çok teşekkür ederiz.

Deriz bizim yöneticilerimiz iyi niyetli diye. Ama bizim sadık okurlarımız da mükemmel iyi niyetli insanlardır.

Bakın Ali Bey’de dünkü yazımıza şöyle bir yorum getiriyordu;

“Kütüphane ile ilgili

-Eskiden olduğu gibi salonlardan da kitap ödünç alınabilmeli, tek bankoya düşürmek yetersiz kaldı.

-Çocuk bölümü erken kapanıyor.

-Akşamları ve pazar günleri açık kalırsa daha faydalı olur.

-Başkalarınca ödünç alınmış olan ve yerinde olmayan kitaplar web üzerinden ayırtılabiliyor ama fiiliyatta böyle bir uygulama yok çözülmeli.

-Hizmet, ilgi ve temizlik çok güzel.

Merkezi bir yerde olması ve ilim ve kültür yuvası olması sebebi ile biraz daha geliştirilebilir diye düşünüyorum.”…

……….

Ali abicim Allah sizden razı olsun. İfadelerinizde yüreğinizin güzelliğini gördük. İyi ki varsınız.

MİLLET HASTANESİNİN ÖNÜNDE ŞİMDİ DE TRAFİK IŞIĞI

Aydınlıkevler bölgesindeki Kadın ve Çocuk Hastanesi’nin kaderi sıkıntılı başladı. Tam hastane FETÖ’den alındı, şehre dört dörtlük bir sağlık kuruluşu kazandırıldı derken Bismillah ulaşım sorunu patladı.

Evet Büyükşehir Belediyesi’nin bazı yöneticilerinin hızlı pratik olamayışları, şehirle ilgili öngörü yoksunu olmaları, bir de Ak Parti’nin iktidara gelirken kitaplara yazdırdığı “Bürokrasi önlenecek, bürokratik işlemler azaltılacak” ifadeleri yine kitap sayfalarında kalınca aynı eski bilindik ağır kurallar da alabildiğince çoğaldığı için bu bölgeye yaya üst geçidi işi kör topal aksayıverdi.

Hastane açıldı belediye ihaleyi sonradan yaptı.

İhale süreci şimdi işliyor. Ama yollardaki trafik, doğumlar ve hastalıklar Belediyeden çok çok daha hızlı ilerliyor.

Durum böyle olunca yöneticiler önce bir hız kesici koydular.

Ancak bu hız kesici belli araçların hızını kesti ama milletin kızgınlığını yavaşlatamadı.

Şimdi oraya trafik lambası yapıldı, biz bu satırları yazarken de Büyükşehir Belediyesi üst geçit yapımının başlayacağını duyurdu. 

Vallahi bundan sonra ne yaparsanız yapın bu Büyükşehir’e kötü bir gol oldu.        

Bakın Ömer Kor abimiz dün ne demiş;

“Sevgili Uğur Abi,

Konya’mızın tek çevre yolu İstanbul yolunda 15 Temmuz Millet Hastanesi önüne yapılan trafik ışıkları yüzünden Koyuncu petrole kadar tıkanan trafiği ve 5 ay öncesinden beri açılması planlanan bu hastanenin yaşatacağı bu problemleri göremeyen bir üst geçit planlaması yapamayan öngörüsüz tatlı su belediyecilerimizi hayretle ve hararetle kınıyorum.

Ve Allah rızası için ülke yöneticilerinden senelerdir ihmal edilen Konya için İ. Melih Gökçek Başkanı 1 dönemliğine Konya’ya başkan yapmalarını, cezalı Konyalının yüzünün artık gülmesini, hak ettiği hizmeti almasını rica ediyorum.”

………….

Vallahi bu Ömer Beyin yazdığı işin daha kibarı.

Biliyorum, Tahir Başkan’ın görevli isimleri Sosyal Medyayı kelime kelime tarıyorlar. 

Onlar bizden daha iyisini görüyorlar.

Düne kadar AK Parti’ye toz kondurmayan hatta sosyal medyada AK Partililiklerini birilerinin gözüne sokabilmek, onaylatabilmek dolayısıyla rütbelerini çoğaltmak, biraz da fırsat bu fırsat “çalışmadan gelen para iyi para imiş” diyerek nemalandırmalarına devam ettirenleri biliyorduk.

Şimdi bu “kara”ya bile “ak” diyebilen klavye kahramanları yaşlarına, kültürlerine, eğitimlerine kimliklerine aldırmaksızın şu üst geçit işini fırsat bilip sahtekarlıklarını kusmaya başladılar.

Ben sadece işin burasını iğrenerek izliyorum.

Akılları sıra Tahir Başkan tuuu kaka, ilçe belediye başkanları yerine göre yetersiz başarısız, falanca bürokrat çapsız… eee düne kadar bu şehirde her şey toz konmayacak kadar temizdi de bu üst geçit mi temizliği b….. ladı.

………….

Beyler lütfen önce aynaya bir bakalım.

Sosyal medyada da olsa dün yazdıklarımızı şöyle bir hatırlayalım sonra eleştirimize devam edelim.

Birilerine hele hele o …. Birilerine hiç yakıştıramıyorum.

Bakın yarın falanca başkan ya da partiden biri sizi çağıracak. Yani beni çağırmayacak. Sizi çağıracak. Siz uçarak ayaklarınız poponuza vurarak koşarak gideceksiniz. Size bir uydurma görev tevdi edilecek. Siz birden havaya girip “Vay be ben neymişim” diye çevrenize biraz daha tepeden bakıp cuuuk paracıkları cebe indireceksiniz.

Yok öyle üç köfte beş kuruşa.

Birileri her şeyi bir kenara yazıyor.

Evet AK Parti daha da devam edecek. Ancak çapsızlar, riyakarlar, dalkavuklar, eyyamcılar, ucuz kahramanlar her devirde olduğu gibi bir yerde kalıp daha yukarılara çıkamayacaklar.

Çünkü şükürler olsun ki her şeyin üzerinde Cenab-ı Allah’ın ilahi adaleti var.  Ve iyi ki var.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hiç biriniz ölüm istemesin, eğer iyi biri ise yaşaması belki iyiliğini arttırır, kötü biri ise belki tevbe eder.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Adalhan kavşağında yayalar kırmızı ışıkta geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.