Türkiye’ye diz çöktürmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.

Yaktılar, yıktılar.

Gezi eylemcilerinden bahsediyorum.

Sandıkta baş edemediklerini zor kullanarak elde etmeye kalkıştılar. Adına da “demokratik eylem” dediler.

Vandallara bile rahmet okutacak yıkımlar yaptılar. Ülkemize milyar dolarlık zararlar verdiler.

Bu eşkıyalara kimi sanatçılarla, kimi siyasetçiler de alenen destek oldular.

Kökü dışarıda olan bu kalkışma bir de manifesto yayınladı.

Devlete ültimatom verdi bir anlamda.

Kısaca hatırlayacak olursak 3. Hava alanı, 3. Köprü ve Kanal İstanbul’un iptal edilmesi isteniyordu.

Bu hizmetlerden kimlerin rahatsız olduğu biliniyor.

İtler ürüse de kervan yoluna devam ediyor.

3. Köprü tamamlandı. 3. Hava alanı da bitmek üzere. Kanal İstanbul da bildiğimiz kadarıyla kısa bir zamanda başlayacak.

Kanal İstanbul’un ne anlama geldiği, yapımını zorunlu kılan sebeplerin neler olduğu bilinmesine rağmen ülkemin Ana Muhalefeti hâlâ tepkili ve yapılmasını istemiyor.

Son olarak bir yük gemisi dümeninin kilitlenmesi neticesinde boğazdaki Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na çarparak ağır hasar verdi.

Bu tür kazalar ne ilktir, ne de son olacaktır.

Bu gemilerin geçişlerinde bizim hiçbir söz hakkımız bulunmamaktadır.

Başka ülkelerin buna benzer kanallarından geçmek için yüklü geçiş ücreti ödenmesine rağmen, biz tek kuruş dahi alamıyoruz.

Benzeri kazalarla tarihimizin talan edilmesi ve çevre felaketleri yaşamamız da cabası.

1936 yılında imzalanan anlaşmayla devrin hükümeti bu ayrıcalıkları kabul etmiş.

Diyelim ki o günkü şartlar bunu gerektiriyordu.

Kanal İstanbul’la, yapılan yanlış telafi edilmek istenmektedir.

Bizi 1936 yılında o kararı almaya zorlayan dış güçlerin, bugün Kanal İstanbul’dan rahatsız olmasını anlıyoruz.

Peki içimizdeki, bizden olanların karşı çıkması neden?

Kanal İstanbul hayata geçtiği zaman yabancı gemiler kafalarına göre boğazlara bodoslama dalamayacak. Geçişler Kanal İstanbul’dan yapılacak ve geçiş için de uluslararası standartlara göre ücret ödenecek.

Ülkem kazanacak.

Ülkemin kazanmasından bizim muhalefetimiz neden rahatsız?

Kanal İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tapulu malı olmayacak.

Ama adamlar söylemişlerdi: “Dünyanın en güzel işini de yapsanız, sizi alkışlamayacağız. Çünkü biz muhalefetiz.”

Tamam alkışlamayın.

Allah rızası için çelme atmayın bari.