Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Yürüyen Merdivenlerde Yürüyenlerden misiniz?

Yürüyen Merdivenlerde Yürüyenlerden misiniz?

Yürüyen merdivende ne yapılır desem, işin yok mu deyip bana kızarsınız. Çünkü adı üzerinde yürüyen merdiven. Aşağıya gideni var, yukarı gideni var. Bineceksin üzerine. O yürüyecek, sen de üzerinde dikileceksin. Sağı solu seyrederken hem soluklanacaksın hem de akılsız başının cezasını ayağın çekmeyecek. Cevabınız bu değil mi? Ben de sizin gibi düşünüyorum. Daha doğrusu böyle düşünüyordum. Ta ki aşağıya doğru inen yürüyen merdivene bininceye kadar.

***

İlk yürüyen merdivenlerle muhatap olduğumda uzun süre binmedim. Yanımdakiler merdivende dikilerek yürüdü. Ben ise B planını uyguladım. Yan taraftaki doğal basamakları teptim. Eşim dostum yürüyen merdivenden gülerek bana baktı durdu. Öyle ya. Ayağım takılır veya sıkışır. Ondan sonra göreyim günümü.

 

Baktım binenlere bir şey olmuyor. Nice sonra korka korka ya Allah ya bismillah diyerek binmeye başladım. Fena değilmiş hani! Alıştım artık. Şimdi nerede bir yürüyen merdiven görürsem B planını uygulamıyorum, tercihim hep A planı.

 

Ben size desem ki hem yürüyen merdivene binen hem de yürüyen var desem, bana inanır mısınız? O zaman buyurun!

 

Bugün bindim aşağıya doğru seyreden bir yürüyen merdivene. O yürüyor, bense dikiliyorum. Bir taraftan da aşağıya doğru bakıyorum. Başka da kimseye bir şey yaptığım yok. Hele rahatsızlık...ne kelime! Arkamdan "Biraz çekilir misin" sesi duydum. Arkama dönüp baktım. Benden daha yaşlı biri ardıma iyice yanaşmış. Yan dönerek buyur geç dedim. Adamcağız yürüyen merdivende merdiven yürürken kendisi de yürümeye başladı. Ardından madem yürüyecektin. Ne işin vardı yürüyen merdivende? Ha şu yan taraftaki basamakları tercih etseydin ya dedim. "Ne bileyim, rahatlık diye binmiştim. Çok yavaşmış" dedi gülerek.

 

Acelesi var belli ki diye düşündüm. Yürüyen merdiven önce onu, sonra beni indirdikten sonra çok acelesi varmış gibi davranmadı. Salına salına yürümesine devam etti.

 

Hem yürüyen merdivene binip hem de yürümeye devam eden böylelerin sayısı ne kadardır bu ülkede? Benimki de merak işte. Sanırım sayıları az değildir. Elimde bir istatistik yok ama yüzde bir civarında bir oy alan bir siyasi parti kadar bir sayıya tekabül ettiklerini düşünüyorum.

 

Yoksa sizde mi merdivene binip yürüyenlerdensiniz? O zaman yalnız değilsiniz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
  • Muzaffer YAŞAR / 06 Şubat 2020 11:37

    Türkiye'de en çok yürüyen merdiven denetimi yapan firmada denetçi bir mühendis olarak çalışıyorum ve yazınızı hayranlıkla okudum. Evet Yürüyen Merdivende yürümemek gerekli, iş güvenliği açısından ve yürüyen merdiven kullanma talimatı açısından bu duyarlılığı kazanmamız gerekecek. Yoksa çocuklarımız da bizden bu yanlışı görüp sürdürecek ve kazalar kaçınılmaz olacaktır.

    Yanıtla (1) (0)
  • Barbaros Ulu / 06 Şubat 2020 17:25

    İşin içinde olan biri olarak gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür ediyorum Muzaffer Yaşar Bey. İşin güvenlik boyutu kadar bu işin bir kültür şekline dönüşmemesi de önemli. Zaten çocuklara kötü örnek olmamız yönüne de siz değinmişsiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Yanar / 06 Şubat 2020 11:28

    batılı modern ülkelerde yürüyen merdiven başlıklarında "sağda dikeliniz,soldan yürüyünüz " yazar... yani yürüyen merdivende yürümek zamanı daha verimli kullanmaktır...

    Yanıtla (1) (0)
  • Barbaros Ulu / 06 Şubat 2020 17:20

    Batılı ülkelere gitmiş değilim Yanar Bey. Yürüyen merdivenlerde yürüyüp yürümediklerini de bilmiyorum. Zaman zaman yürüyen merdiven de ben de yürüyorum, yürüyen insanları da görüyorum bu ülkede. Yürüyen olsa da bana garip ve ilginç geliyor. Yazımda bahsettiğim kişinin zamanı tasarruflu kullanma gibi bir görüntüsü yoktu.

    Yanıtla (0) (0)
  • fatih / 06 Şubat 2020 10:23

    ne kadar boşbir yazı

    Yanıtla (0) (2)
  • Barbaros Ulu / 06 Şubat 2020 17:11

    Fatih Bey! Ben ilginç bulduğum, dert edindiğim bir konuyu içine biraz da mizah katarak işlemeye çalıştım. Sanırım yazımı boş bulmuşsunuz. Bu yazım sizin için boş, gereksiz bir yazı olabilir, yazıyı da beğenmemiş olabilirsiniz. Saygı duyarım. Fakat yazının boş olup olmadığı, hoş olup olmadığı kişiden kişiye göre değişir. Sizin gerekli görmediğinizi bir başkası gerekli görebilir. Bu da doğaldır. Çoğu zaman yazının başlığı bile ilgimizi çekmez, okumayız. Önemli gördüğümüz bir yazının içeriği bize doyurucu da gelmeyebilir. Bakar, okur, geçer gideriz. Ama hiçbirinin altına boş yazı demeyiz. Niyetimiz üzüm yemekse yazarı yönlendirmeye çalışırız. Yazar, okuyucunun merak ettiği ve kendisinin dert edindiği konulara yer vermeye çalışır. Bugüne kadar "Şu konuda yazar mısınız, niye şu konuya değinmiyorsunuz" şeklinde bir yorumunuza şahit olmadım. Size e posta adresimi veriyorum: ycrmzn@gmail.com adresine hangi konulara değinmemiz gerektiğini yazar veya kendimizin dopdolu bir yazısını gönderirseniz değerlendireceğim.

    Yanıtla (2) (0)
Barbaros Ulu Arşivi
SON YAZILAR