Geçen haftaki yazımda zinanın dinimizdeki hükmü ve topluma verdiği zararları kısada olsa açıklamaya çalışmıştım. Bu yazımı zinayla mücadeleye ayırdım. Bu illet ile bireysel ve kurumsal mücadele edilmesi toplumun geleceği açısından önemli olmanın ötesinde zaruret halini almıştır.

-Zina ile mücadele nasıl yapılmalıdır?

Yüce Rabb’imiz İsra Suresi 32. Ayette “Zinaya da yaklaşmayın; çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur,” buyurarak mücadelenin nasıl yapılacağının yolunu göstermektedir.

Aynı şekilde Peygamber Efendimiz(sav), “Bir kadınla bir erkek bir yerde baş başa kaldıklarında üçüncüsü şeytandır.” (İbn-i Hanbel, Müsned) buyurmaktadır.

Buradaki yabancı nikah düşen erkekle kadındır. Nefis ve şeytanın insanı kandırma araçlarının başında şehvet gelir. Şehvet ortamının oluşması günahtan kaçınmayı zorlaştırır. Zinaya yol açacak ortamların oluşmamasına azami derecede hassasiyet gösterilmelidir. 

Hz. Allah(cc) kesin emirle “Sakın zinaya yaklaşmayın..” buyuruyor. İslam harama sebep olan her şeyin haram olduğuna hükmeder. Müslümanın bu ikazı dikkate alması kendi lehine olup almaması aleyhinedir.

Zaruret olmadıkça hiçbir ortamda bir erkekle bir kadının baş başa kalması uygun olmadığı gibi kadın ve erkeklerin aynı ortamlarda çalışmaları, öğrenim görmeleri de uygun değildir. Maalesef, yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı ülkemin kurumlarında kadın ve erkekler birlikte çalışmakta; okullarımızda, ilkokuldan üniversiteye kadar tamamına yakınında karma eğitim yapılmaktadır.

“Doğru söylüyorsun da; Kadın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Müftü Yardımcıları var; vaize bir hanımın erkek din görevlilerine camide seminer verdiği epey gündem oluşturdu; başta Diyanet TV olmak üzere muhafazakâr olarak bilinen televizyonların dini programlarının tamamına yakınında erkek hocanın karşısında bir bayan var” sorusunu sorar, bana karşı tepkinizi ortaya koyabilirsiniz.

Diyanet TV’nin tanıtıcı afişlerinde bir kadın bir erkek karşı karşıya ve bu afişler camilerin girişlerine asılmış, kime ne anlatacaksın; ancak, hiçbir şekilde Diyanette olsa hangi kurum olursa olsun şeri ölçülere uymamanın gerekçesi olamaz.   

Allahü Teâlâ; “Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramlardan korusunlar! İmanı olan kadınlara da söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar!”(Nur Suresi 30) Buyuruyor.

Efendimiz(sav); “Yabancı kadını görünce, yüzünüzü ondan ayırın! Ansızın görmek günah olmaz ise de, tekrar bakmak günah olur.” (Ebu Davud, Darimi); “Gözün zinası harama [namahreme] bakmak, dilin zinası fuhuş konuşmaktır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud) buyuruyor.

İslam ölçü dinidir. Ölçüyü Hz. Allah(cc) ve Resulü(sav) koyar. İslam’ın koyduğu ölçüye uyup uymamak kişinin kendi tercihi olup uyan mükafatını uymayan cezasını görür. Din Müslümanın hem bu dünyası hem de ahiret huzuru için çok çok önemli olup hafife alınamaz! Hiç kimse dinin hükümlerini kafasına göre yorumlayamaz ve herkes ölçüye uymak zorundadır!

Müslümanlar hepimiz ziyandayız! İslam’ın koyduğu ölçülere uymadığımız gibi normal karşılıyor, dikkat etmiyoruz.

-Neden erkeğin yapabileceği işlerde kadınlar, kızlar tercih ediliyor?

Bir Müslüman işyerinde erkeğin yapabileceği bir işte kadın veya kız çalıştırıyorsa kendi kendini en hafifiyle ateşe atıyor demektir. Bu durumun İslami yönden mazereti olamaz! İslami ölçülerin yerine getirilmesinde çevrenin ne diyeceğini hesaba katarak sorumlulukların yerine getirilmesinden imtina etmek Allah(cc)’ın rızasını kazanmaya engeldir.

Peygamber Efendimiz(sav); “Bir kimse kötü insanların kızacakları şeyde Allahü Teâlânın rızasını ararsa, Allahü Teâlâ onu, insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahü Teâlânın kızacağı şeyde, insanların rızasını ararsa, Allahü Teâlâ onun işini insanlara bırakır.” (Tirmizi)

Zinanın panzehiri evliliktir. Bir toplumda evlilikler azalır boşanmalar artarsa o toplumda zinanın çoğalması kaçınılmaz olur. Çok acı, söylemeye dilim varmıyor ancak, her geçen gün evlilikler azalıyor, evlilik yaşı da yükseliyor. Boşanmalar ise Müslüman bir toplum için felaket sayılacak düzeyde artmıştır.

Ayrıca, abartılı düğün masrafları da evliliğin önündeki en önemli engellerden biridir. Her geçen gün evlilikler zorlaştırılmaktadır. Bunların hepsi, toplum farkında olmasa da bilinçli yapılmaktadır. Amaç, evliliği zorlaştırarak evlilik dışı yaşamı yaygınlaştırmak ve meşrulaştırmaktır.

Başta hocalar olmak üzere bütün Müslümanlar zinayla mücadele etmek zorundadır. Kim mücadele etmez çeşitli bahanelerle yapabileceğinin azamisini yapmazsa huzuru mahşerde Yüce Yaradan’a hesap veremez!