Pazartesi günü öğleden sonra gazetemizin komşu binası Adalhan’ın karşısındaki bir cep telefonu dükkânının önünden silah sesleri geldi. İnsani bir refleks ile camdan aşağı baktık. Rutin dışı bir hareketlilik vardı. Hemen muhabirimizi fotoğraf makinesi ile aşağıya gönderdik akabinde biz de olay yerine gittik. Kısa süre içerisinde çevredekilerden bir şahsın bir kadını rehin aldığını akabinde de intihara kalkıştığını öğrendik. Rehin girişimi ilk anlarda olmuştu. Daha sonra mesele intihar krizine sürüklendi.

Gerek motosikletli gerekse devriye aracındaki polis ekiplerinin bir anda olay yerinde belirmesi ile zanlı panik yaptı. O arada eşi olduğunu öğrendiğimiz kadın ortadan kaybolmuştu. Dükkânın içine kendini kilitleyen şahsın silahı kafasına dayadığını görenler heyecanla anlattı. İlk anda gelen polisler silahlarını çıkarıp siper aldıkları için kısa süreli bir endişe yaşandı. (Yeri gelmişken belirteyim Konya polisini bazı konularda eleştiririz lakin buradaki hız ve tedbir alınması hususunda takdir etmem gerekiyor. Anında arı oğulu gibi birçok ekip geldi. Gayet başarılı bir süreç yönettiler.)

İnsanların böylesi bir olaya karşı ilgi duyup tüm uyarılara rağmen toplanmasını bir yere kadar anlayabiliriz. Ancak bisikletlilerin yoldan geçenlerin hiçbir şey olmamış gibi canlarını hiçe sayarak ilgili iş yerine neredeyse girmeye çalışmaları gerçekten can sıkıcı şeylerden biriydi. Neyse…

En nihayetinde psikoloğun ve polisin ikna çabalarıyla şahıs polis otosuna bindirilerek götürüldü.

İşin bu kısmını haber şeklinde görmüş olabilirsiniz ben özet geçtim. Asıl dert yanacağım kısım farklı.

Olay gerçekleştiği anda bölgeye intikal eden polis ekipleri Zafer’den Adalhan’a çıkan yolu trafiğe kapattı. 2,5 -3 saate yakın süre bu yolun trafiğe kapanması Zafer’e çıkan tüm arterleri resmen kilitledi. Bizzat yaşadım. Zafer, Anıt, Ankara yolu, İhsaniye kavşağı, Beşyol… Çevreleyen neresi varsa birbiri ile bağlantılı olarak kilitlendi. Trafik polislerinin canlarından bezdiği dakikaları film izler gibi izledim.

Olaydan haberi olmayan sürücülerin bağırış çağırışları korna sesleri… Edebimin müsaade etmediği daha sayamayacağım birçok şey…

ŞERDEN HAYIR ÇIKARMAK

Sorgusu elime geçmedi. Lakin kuşkusuz o şahıs böyle bir eylemi yaparken bunların hiçbirini düşünmedi. Evine işine gidecek vatandaşlar… Resmi dairelerde işi olanlar, ambulanslar, hastane işi olanlar… Abartmıyorum binlerce araç saatlerce yolda kaldı. Bununla birlikte göze görünmeyen azami yakıt tüketimini hiç söylemiyorum. Çıkan laf kavgalarına hiç değinmiyorum.

Bu kriz bize net olarak bir şeyi gösterdi. Şehri tek merkezli olmaktan çıkarmak zorundayız. Akan trafikte sorun yok lakin insanları çileden çıkarmak istiyorsanız en basit örnek bu olay. Bugün intihar krizi olur yarın su patlar öteki gün direk devrilir. Koca Konya sadece bir merkez üzerinden hayatını sürdürürse bu gibi olaylar daha çok can yakar.

Bu bahsettiğim mesele bugünün veya dünün yöneticilerini tenkit etme amaçlı bir girişim değil. Bundan sonrasıyla ilgili özellikle şehir planlamacılarının Konya için kafa yorarken bir değil on kez düşünmesi. Şehrimizi tarihte az rastlanır şekilde uyum içinde yöneten güzide isimlerin bununla ilgili sonuca yönelik adım atması…

BAKANIN ZİYARETİNDEKİ O KİLİT SÖZLER

Konya medyasının birlik olmasının güzel gelişmelerin önünü açacağını belirtmiştik. Konya Gazeteciler Cemiyeti’nde en son Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum ve Konya protokolünü ağırladık. Yeni yönetimimiz için hayırlı olsun ziyaretinde bulunan riyaset üyelerine ayrı ayrı teşekkür ederiz. Cemiyete ziyaret haberi uzunca yazıldı buna girmeyeceğim. Sadece Bakan Kurum’un konuşması esnasında sarf ettiği: ‘Bizim hayalimiz de hep birlikte daha güçlü bir Konya, kafamızın arkasında ikinci bir şey yok. Eser üretmeye devam edeceğiz.’ Cümleleri hem çok manidar hem de nokta atışı şeyler ifade ediyordu. Dedikodulara verilmiş en güzel cevaptı. Şehrimiz için hayırlı olan neyse sonuna kadar destek olmaya devam edeceğiz.