AMERİKA’NIN YAPTIRIMI NASIL ETKİSİZ KILINIR
Yetmişli yıllarda çok yaman bir Amerikan ambargosuyla karşı karşıya kalmıştık. Amerika o acımasız, insanlık dışı, ünlü ambargosunu zaman zaman başka birçok ülkeye de uygulamıştır. ABD yönetimleri başka toplumların nasırını kolayca bulup, nasır yoksa da oluşturup, acımasızca, zorbaca yaptırımlarla onların nasırına basmakta pek mahirdir. Tahakküm etmeyi seviyorlar. Ama bunu zulüm ve zorbalıkla yapmayı daha çok seviyorlar. Güçsüz, mazlum milletlere zulmetmeyi daha da çok seviyorlar.
Görünürde sıcak savaştan daha hafif gibi görünen bu ambargolar, gerçekte daha acımasızdır. Bu, bebek mamasından ilaçlara kadar uzanan bir mahrum bırakma uygulamasıdır. İnsanları aç biilaç, işkenceyle öldürmenin başka bir çeşididir. Mekke müşriklerinin ilk Müslümanlara reva gördüğü zulüm şeklidir. Ben bu zorbalık ve zalimliği bu güne kadar insanlık Amerika’nın yanına bırakmaz sanıyordum. Fakat Amerika karşısında insanlık hala darmadağınık, hala suskun, çekingen, korkak ve Amerika bütün ülkeleri hala ambargoyla, zorbaca tehdit edebiliyor. ABD karşısındaki birleşmeleri de önlüyor.
Yetmişli yıllarda bizi temel gıda ve ihtiyaç maddeleri yönünden vurmuştu. Şimdi onun işe yaramayacağını biliyor. Şimdi de ekonomik yaptırımla tehdit ediyor, aslında bunu çoktan başlatmış durumda olduğunu da bilen biliyor. Ancak şimdiki tehdit ekonomik (Finansal) ambargo olduğu için henüz bunu halk hissetmiyor. Allah korusun, bu yaptırımın muhatabı olan bankalar ve iş yerleri birer birer kapanıp, ülkemiz tekrar fakir duruma düştüğü zaman herkes birden hissedecektir. İktidar bu süreci iyi yönetebilirse, tamamen boşa çıkarılamasa bile, bu belayı çok az zararla atlatabiliriz.
Amerika birçok ülkeye sinsice bir ekonomik yaptırım uyguluyor zaten. Ülkemize kredi veren kreditör ülke, banka, şahıs ve firmaların önünü kesen, şu andaki para darlığını yaratan Amerika’dır. Ülkemizde faizin ve enflasyonun tekrar yükselmeye balaması da Amerika yüzündendir. Dünyadaki tüm zararlı işlerde doğrudan veya dolaylı bir Amerikan parmağı vardır desek yanlış olmaz. Çünkü Amerika’nın yöneticileri hep şeytanla iş tutuyorlar. Şeytanlaşmışlar, şeytanca düşünüyor, şeytanca davranıyor, şeytanın emrinden hiç çıkmıyorlar. Bilindiği gibi şeytan insanlığın düşmanıdır, hiç iyilik düşünmez.
Onların birinci silahı aramıza fitne sokup bizi düşman gruplara bölmektir. Biz bu filmi çok gördük, bağışıklık kazandık, artık bu oyuna gelmemeliyiz. Ama yine de beyinsizler çıkıyor. Bankalarımız kredi musluklarını kıstı, piyasada hareket yok. KGF kefalet oranını yükseltirse bankaları tekrar kredi açmaya, yurt dışından krediler bulmaya yöneltebilir. Onları kredi vermeye tekrar ikna edebiliriz. Halk olarak da birbirimize güvenir ve bir dayanışma içine girersek, Amerika’nın ekonomik yaptırımları bize vız gelir.
Çin’den 3.5 milyar dolar kredi geliyor olması iyi bir haber. Amerikan zulmüne karşı çıkan ülkelerle dayanışma içine girerek, bu miktarı sürekli artırmalıyız. Ama bu yaptırımları boşa çıkarmak için asıl önemli dayanışma içerde, kendi aramızda sergilenmelidir:
Beklediği havale geç geldiği için çeki, senedi protesto olan bir işletmenin, kredi itibarı hiç olmazsa bu dönemde sıfıra indirilmemelidir. Takas süresi hafta içinde saat on sekize, Cuma günleri de on sekiz otuza kadar uzatılmalıdır. Yazılmış çekin alacaklısı ertesi gün aymazlık yapar, çek bedelini birkaç gün almazsa, çekin protesto düzeltmesi de birkaç gün gecikmiş oluyor. Bunu engelleyecek bir uygulama ve yaptırım olmadığı için borçlunun kredi itibarı zedeleniyor. Buna bir çare üretilmelidir.
Ekonomik yaptırımdan en çok etkilenecek olan yerli ve milli işletmelerimizdir. Bunlar ambargoya karşı korumaya alınmalıdır. Protesto olan çek ve senetlerin ödemesi ancak hemen ertesi gün yapılırsa normal karşılanıyor. Ekonomik yaptırıma maruz kaldığımız bu dönemlerde sadece ertesi gün ödenenler değil, örneğin üç gün içinde ödenenler de normal karşılanmalı ve Merkez bankasındaki kara listeye onlar da girmemelidir. Yani ödeme konusundaki katı anlayışa bu dönemde biraz daha esneklik getirilmelidir.
Bankalardaki kredi daralmasına bir de banka hoşgörüsüzlüğü eklenince, çok sayıda işletmenin kredisinin kesileceği açıktır. Allah korusun ülke ekonomisi bundan çok zarar görür ve telafisi de uzun yıllar alır. Amerika FETÖ, PKK, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle ülkemize çok zararlar verdi zaten. Bir de ekonomik yaptırımla bardağı taşırırsa, ABD ile ölümüne savaşmalıyız. Hımbılca ölmektense, savaşarak, adam gibi ölmek daha iyidir. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.