Uğur Özteke

Uğur Özteke

Anlayana

Anlayana

Yine siz değerli okurlarımıza dostlarımıza en güzel Pazar günlerinin tatil günlerinin sizlerin bizlerin hepimizin olması dileği ile yazımıza başlıyoruz.

Şehrimiz büyüyor, bizler maddi olarak gelişiyoruz refah seviyemiz hızla yükseliyor. Ama farkında mısınız insanlarımızın yaşam alanları daralıyor.

Bu bazı yöneticilerimiz için gurur vesilesi. Olabilir. Onlar “Yollar yapıyoruz geniş geniş, alt geçitler açıyoruz, üst geçitler inşa ediyoruz ferah ferah… “ diyebilirler.

Amenna.

Peki ya biz insanlar?

Ne zaman dertlenip şehri konuşmaya başlasak o kadar çok insana rastlıyoruz ki “Şu Konya’dan bir çıksam” diyenlere.

“Yahu isteyen beğenmeyen çıkıp gitsin” diyebilirsiniz. Böyle diyenlerde yok değil hani. Ama neden kendimize bu insanlarımızı rahatsız eden şeyler neler diye sormuyoruz.

Biz soruyoruz.

Sahi neden şehrimizi yaşanmaz hale getiriyoruz? Ya da bir şehir nasıl yaşanılır hale getirilir?

Geniş yollar insanımızı mutlu etmiyor, hatta açılan yollar insanı insana kavuşturmaktan çok uzaklaştırıyor. Kaçarcasına evlerine giden insanlarımız ya korkudan, ya şehirdeki hayatın belli bir saat sonra durmasından olsa gerek televizyonlarda belgesel izliyor(!)lar.

Belki buraya bir gülen ikon koymalıydık.

Ama acı bir gerçek: Sahi siz de hissetmiyor musunuz bisiklete binen insanlarımızın sayısı ne kadar az yürüyen, spor yapan insanlarımızın sayısı niye böyle sınırlı ya da belli kesimler yapıyor?

Geçenlerde yine bir vesileyle bir hastanemize gittik şaşırdık kaldık.

Ne çok insanımız var hastanelerde.

Özellikle psikiyatri servisine baktık artık o kapının önünde de yığılmalar dağlar gibi. Hemen herkesin elinde bir reçete, eczanelere koşturuyor. Bir eczacı arkadaşımı aradım ve merak ettiğim şeyi sordum o da bana artık ağrı kesiciden çok antidepresan ilaçlarının revaçta olduğunu söyledi.

Bu durum insanımız için acı değil mi?

Birbirimizi delirtiyoruz belki de. Belki de değil resmen birbirimizi delirtiyoruz. Ve bu yönde birbirimizi gazlıyoruz.

Bu nasıl oluyor? Aslında sebebi belli de.

Şu güzel şehrimizi inşa ederken insanı unutuyoruz. Sizce de öyle değil mi?

Nerede uçsuz bucaksız göz alabildiğine büyük parklar, yürüme alanları?

Su nerede, yeşil nerede benim bu güzel şehrimde?

Bir tane belediye başkanımız işine bisikletle gidip gelse acaba halkımız da kendini daha iyi hissetmez mi?

Bunlar aslında hep konuştuğumuz ama bir türlü dillendiremediğimiz konular. Şahsen çok sevdiğim başkanlarımız içerisinde bir Tahir Başkandan bir de Ayşe hanımdan bisikletle belediyeye gitmelerini beklemem.

Ama bakarsınız yarın bir gün Uğur Başkanda, Mehmet Hançerli Başkanda bisiklete binebilir

Çünkü biz insanımızı seviyoruz, yöneticilerimizi seviyoruz, şehrimizi seviyoruz.

Ve inanıyorum ki kaybettiğimiz şeylerin yerine hiçbir şey koyamıyoruz.

Yeni yapılan hemen bütün binalarda yeşil alanlar eksik, oyun parkları eksik açık veya kapalı spor alanları eksik. Peki insanlar nerede streslerini atıp nasıl rahatlayacaklar?

Şimdi kimse bize o klasik “şu kadar yeşil alan yaptık, şu kadar kilometre bisiklet yolu yaptık, şu kadar spor alanı yaptık” demesin.

İstanbul gibi bir şehirde gidin de yeşil alanlara bir bakın ve her parktaki spor alanlarına…

O devasa kentte bunlar yapılabiliyor ise Konya’mızda neler yapılmaz bir düşünün.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kendinizi zor tuttuğunuz anlar vardır ya, işte onlar olgunlukların işaretidir

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Artık hiçbir şey eskisi gibi değil, demediğimiz zaman!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR