“BALKANLARA HÜZÜNLÜ VEDA”
Tarih, bir devletin yıkılışını, bir antlaşmanın şartlarını ya da bir hükümdarın ölümünü anlatan hikayeler toplamı değildir.
Oysa Tarih, Adem ve Havva’dan bugüne insanlığın varoluş sürecini gelecek nesillere aktaran gerçekler topluluğudur.
Tarihi, geçmiş olayların ardı ardına sıralanması değil, bir bilim dalı olarak görenlerdenseniz, tarihe bakarak geleceğe ilişkin doğru kestirimlerde bulunmanız da mümkündür.
Tarih, insanları ve örgütlü insan topluluklarını, bunların yaşam biçimlerini, insanlar ve devletler gibi örgütlenmelerin kendi aralarındaki ilişkilerini, bu topluluklarının kültürlerini ve uygarlıklarını inceleyen bir bilim dalıdır.
Böyle düşünülürse, tarih yazanlar ile gerçek tarih arasında farkları görebilir, belki de bize tarih diye sunulanların büyük çarpıtmalar olduğunu anlayabiliriz.
‘’Balkanlara Hüzünlü Veda’’ isimli kitabı yazarı, Atilla Güler beyefendi, benim öz abim kadar yakın öz abim gibi değerli bir büyüğümdür.
Atilla Güler, Emekli Albay, TSK’nin çok önemli kadrolarında başarı ile görev yapmış, emekli olduktan sonra da 5 yıl da Savunma Sanayi sektöründe üst düzey yöneticilik yapmış. Tarih yazarı ve araştırmacıdır.
Balkan Harbi; tarihe Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlardaki hezimeti olarak geçmiş ve toplumda her yönüyle büyük yıkıntılara neden olmuştur.
Bu kitapta, Balkan Harbi: 1789 tarihindeki Fransız İhtilali’nden başlayarak ihtilalin başka devletlerin egemenliği altında yaşayan uluslarda yarattığı etkiler, Balkanlara egemen olmak isteyen Avrupalı büyük devletlerin çıkar çatışmaları ve bu yöndeki gayretleri, muhteşem Osmanlı ordusunun tarihinde hiçbir dönemde görülmeyen ancak bu savaşta bazı cephelerde yapılan muharebelerde panik halinde cepheden topluca geriye doğru kaçışın sebepleriyle, savaşın sonuçlarının Osmanlı İmparatorluğu, Balkan devletleri ve bölgeye egemen olma gayretindeki Avrupalı büyük devletlere yansımalarını ve alınacak dersleri gerçek tarihi belge ve dokümanlara dayanılarak anlatılmaktadır.
Bir cihan imparatorluğunun ortadan kalkması için içeride siyasetçileri ve her kademedeki bir grup ordu mensubunun acımasız çekişmelerini; dışarıda ise kendisini Osmanlı’nın dostu olarak tanıtıp sonrasında sırtımızdan hançerleyen Avrupalı büyük devletlerin politik oyunlarını acıyla ve hayıflanarak okuyacak ve sorumluları vicdanlarınızda yargılayacaksınız.
Bu kitabı okuyunca bugün yaşananları, hatta 15 Temmuz hadisesini daha iyi anlayacaksınız.
Çünkü yaşanan ve yaşanmakta olan her şey 100 yıl öncede yaşanmış ve maalesef gereken dersler alınmamıştır.
Ancak unutmayın, tarih ders almayanlar için tekerrürden ibarettir.
Geçmişi olmayanın geleceği olmazmış. Geçmişimize sahip çıkalım ve tarihin önümüzü aydınlatan ışığından faydalanalım.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.