BEYŞEHİR HER MEVSİM GÜZEL
TARİHE YOLCULUK (267)
Beyşehir’e doğru yol alırken Altınapa Barajının sularının çekilmesiyle Selçuklu’dan kalma 800 yıllık Altınapa Hanı ile Beyşehir,baharda toprağın uyanışıyla birlikte bizi karşıladı.
Konya Şeriye Sicilleri ile Konya Kadı Sicillerinde adı “Beğşehri” diye geçen Konya’nın en güzel ilçelerinden olan Beyşehri’ne, geçen sene 23 Nisan ve 7 Ekim’de ziyaret etmiştim. İlk gezi Hikmet İlim ve Sanat Derneği tarafından sonraki gezi ise Konya Fikir, Sanat ve Kültür Adamları Derneği’nce düzenlenmişti.
Beyşehir’e bu seneki gezimiz ise “42. Turizm Haftası” etkinlikleri çerçevesinde Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Beyşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği “Konya Basın Gezisi” oldu. Beyşehir’e her gidişimde mutlaka ama mutlaka bir güzel yeni yanını daha keşfetmenin heyecanı ile görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu seneki gezimizde de Hurdacı Mehmet dayı ile birbirinden nadide ve güzel tarihi koleksiyonunu görmenin heyecanını yaşadım. Gölde tekne gezintisi ise beni eski Beyşehir’e ve eskimeyen yıllara doğru aldı götürdü.
‘Beğ’ veya ‘Bey’ “Beyliğin başında bulunan küçük devlet başkanı” demek. Osmanlı Devletinin kurucusu nasıl Osman Bey ise, XIV. yüzyıl başlarında Beyşehir ve çevresinde kurulan Eşerefoğulları Beyliği’nin kurucusu da Seyfeddin Süleyman Bey’dir. Bey aynı zamanda “Baş, emir, hâkim, vâli, prens, zengin, kumandan, subay, koca, zeve. Osmanlı Devleti’nde ‘paşa’dan küçük , ‘ağa’danbüyük unvan.Osmanlı döneminde beyler ayrı ve hanımlar ayrı gezerlerdi.” anlamlarına da beraberinde taşıyan ve mânâca zengin bir kelime ve kavram.
EŞREFOĞULLARI BEYLİĞİ
Beyşehirli olan tarihçi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Beyşehir’in demografik yapısıyla ilgili kaleme aldığı araştırmasında, Eşrefoğlu Beyliği ve Beyşehir’le ilgili bize şu bilgileri veriyor: “Eşrefoğlu Süleyman Bey’in kurduğu külliye etrafında mimarî ve kültürel açıdan gelişen Beyşehir, bir cazibe merkezi olarak çevresindeki kent ve kırsalın artı ürününü kendi pazarına çekmek suretiyle sosyo-ekonomik yönlerden de gelişim göstermiştir. Beyşehir’in bugün İçerişehir adıyla bilinen kısmında inşa edilen ve çağına göre çok modern olan bu şehrin bir kısmı göl, bir kısmı da surlarla çevriliydi. Surların ayakta olduğu dönemlerde şehre giriş kalenin büyük kapısından yapılmakta, surların hemen önünde içi su dolu büyük bir hendek bulunmaktaydı. Beyliğin kurucusu olan Seyfeddin Süleyman’ın Beyşehir merkezde yaptırmış olduğu Eşrefoğlu Camii, Anadolu Selçuklu Dönemi sanatının en nadide örneklerindendir. Süleyman Bey aynı zamanda, caminin yanında bir külliye şeklinde, çifte hamam, bedesten, han, imaret ve türbe yaptırmıştır.
Osmanlı döneminde Beyşehir şehri, üç tarafını kalenin ve bir tarafını da gölün çevirdiği İçerişehir ile eskiden Beyşehir Çayı adıyla anılan bugünkü kanal kenarında uzanan Dışarışehir’den oluşmaktaydı. Şehrin surları içerisinde olan kısmı İçerişehir adıyla anılmakta, diğer kısmına da Meydan adı verilmekteydi.
İbnFazlullah, KatibiyyiDımeşki diye şöhret bulan ve asıl adı KirmanlıŞihabüddinibn Yahya ibn Muhammed’in, XIII. yüzyılın sonunda yazdığı Mesalikü’l-Ebsar ve fi Memalikü’l-Emsar adlı eserde Eşrefoğulları için şu bilgiler nakledilmektedir: ‘Eşrefoğlunun memleketi ve mevkiine gelince: Rum ülkesinin kuzeyinde bulunan bu beyliğin, batısında Dündaroğullarının, güneyinde Karamanoğlu’nun, doğusunda ve kuzeyinde Cengiz Han hanedanının toprakları vardır. Beyliğin başşehri Beyşehri’dir. Askeri 70.000 atlıdır. Bu beylik sınırları içinde 65 şehir 155 köy vardır. Şimdiye kadar da müstakildi. Timurtaş bu ülkenin sahibini tuttu. Gözünü oymak ve kulağını kesmek gibi türlü işkence yaparak öldürdü.’”
BEYŞEHİR YOLU NE ZAMAN BİTECEK?
Osmanlı dönemine ilişkin ilk nüfus tahminlerine göre, Beyşehir’in kent merkezi nüfusu, 1507 yılında 269 hane, yani yaklaşık 1.350 kişiden ibaret olan Beyşehir’in bugünkü nüfusu; 72.347’dir. Yolculuğumuz Karatay (Mevlâna Türbesi)’dan başladığı için 92 km’lik bir yol katettik. Güzergâhımız üzerinde bulunan Alınapa Barajı’nda suların çekildiğini gördük. Baraj sularının çekilmesiyle birlikte yaklaşık 50 yıldır suyun altında kalan Anadolu Selçuklu Devleti dönemine ait 816 yıllık Altınapa Hanı’nı da uzaktan görmüş oldum. Bu arada gidiş-gelişli Beyşehir Yolu’nun hâlâ bitirilememiş olduğunu üzülerek müşahede ettim. Bir yol için bu kadar çok müteahhit değiştirilmesine bir anlam veremedim.
YARIN:Beyşehirli Hurdacı Mehmet Bey’in tarihi…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.