Bize Kuran yeter
Yıkıcı dönemlerden geçiyoruz.
Müslümanlığı varoş kültürüne tercih ediyoruz.
Kendimiz dışındaki her şeyi suçluyor, eleştiriyor ve umursamıyoruz.
Kardeş kardeşi, Müslüman Müslümanı katlediyor.
Bu anlamda her şey bir film şeridi gibi gözümüzün önünde cereyan ediyor.
Bugün İslam dünyasının/coğrafyasının içinde bulunduğu kötü durumun sebebi ne siyasi, ne ilmi, ne fikri değil.
Kuran-ı Kerim’in ölü olan İslam ahlakının ve edebinin kaybedilmesidir.
Biz Müslümanlar olarak artık bir takım yerel ve de yöresel geleneksel adetleri titizlikle yerine getirirken, Kur’an adına düşünmekten de kendimizi alamıyoruz.
Zorlaştırdık hayatı.
Kuvvetin hükümran olduğu, acizlerin yekle yeksan olduğu yıkıcı dönemlerden geçiyoruz.
Toplumsal yaşamımızda örfler, adetler, gelenekler diye önümüze konan İslam diye yutturdukları içi boş değerler bizi yönetiyor.
Düşünmüyor, düşünmemize de fırsat verilmiyor.
Hiçbir felsefi bakış açımız ya da duruşumuz yok.
Klasik cami cemaati yat ve kalk.
Öyle bakıyoruz.
Akılcılığı şiar edinmemiz ve yola öyle koyulmamız gerekmiyor mu?
Yaşadığımız coğrafya belli.
İslam adına akıtılan kanların Kuran’la, Dinle, İmanla ilgisinin olmadığını artık anlamalıyız.
Çölleşmeden, fütursuzlaşmadan düşünmeliyiz.
Sormalıyız, sorgulamalıyız.
Bize KURAN yeter demeliyiz.
Kimseye râm olmadan, el vermeden, bel vermeden, nefeslerde şifa aramadan, yeni bir din yaratmadan, yeni sahte peygamberler türetmeden, aldatmadan…
Bize KURAN yeter demeliyiz.
Tüm ruhumuzla ve bedenimizle yozlaşmanın önüne geçmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.