BU BAYRAKLAR NEREDE?
Bugün izninizle iki ayrı konuya değinmek istiyorum. Aslında bir şey söyleyeyim mi? Geçtiğimiz haftadan bu yana düşünüyorum. Bazen çabuk gaza gelip (!) gerçekten şehir için şehrin güzel samimi insanları için tam olarak adam gibi olmasa da bazı şeylerin ucunu kanatıyorum. Sonra gelen manevi baskı, tehdit dahası korku net ifade ediyorum spordan siyasete bu şehirde öyle yazılacak ciddi iddialar var ki bunların iki cümlesini yazsam cezaevine girerim korkusuyla hemen farklı konulara giriyorum. Bugünlerde yine o kabus bastı. Yine şehrin insanlarını ya da güzelliklerini yazmayı tercih etme noktasına kayıyorum. Hayırlısı ile bu haftayı da bir tamamlayalım da bakalım Mevlam n’eyler…
SEVGİ VE SAYGI YÜREKTEN OLMALI
Ne siz samimi okurlarımızı, ne değerli dostlarımı nede sevseler de sevmeseler de ellerine fırsat geçse bir kaşık suda boğacak olan bazı “bürokratlar ve siyasilerimizi” üzmemek adına bugün farklı bir konuya değinmek istiyorum.
Yalnız burada konuya girmeden öncede bir şeyin altını ısrarla kalın çizgi ile çiziyorum.
Bir yerde hepimiz kendimizden sorumluyuz. Belki birilerini, yöneticileri, eşi dostu kandırabiliriz. Ama gerçekten dediğimiz gibiysek Cenab-ı Allah’a kandırma şansımız yok. Ve bir gün tüm yaptıklarımızın hesabını tek tek vereceğiz.
Bunları derken de kendimi biliyorum. Bende öyle çok temiz, düzgün, hatasız, günahsız biri değilim. Kendi yaptığım yanlışların, işlediğim günahların vicdanı ile yarada şükredip dua edip affetmesi için yalvarıyorum.
Ancak küçük küçük de olsa başkalarının yapmasını eleştirdiğim konuları hiç değilse kendim yapmamaya çalışıyorum. Bunu da zaman zaman becerebiliyorum.
Mesela geçmişte insanlara karşı çok insafsız olduğum anlar oldu. Ama nedendir bilmiyorum diğer canlılara karşı asla böyle vicdansızlıklar yapmadım.
Hiçbir gülü, çiçeği koparmadım. Hiçbir meyve ağacına bizim değilse saldırmadım. Çocukluk yıllarımda bile otobüslerin koltuklarına, okul sıralarına, ağaçlara çakı ile yazılar yazıp onlara zarar vermedim. Kediye, köpeğe, kurda, kuşa ağzı olup konuşamayan hiçbir canlının canını yakmadım.
Anam, babam, rahmetli Veli Hocam ve öğretmenlerimin bu konudaki dediklerini hiç unutmadım.
Büyüdük çocuklarımı hep aynı şekilde yetiştirmeye çalıştım.
Kızım öğrenci iken bile cebine koyduğu yemleri sokaklardaki sahipsiz kedilere köpeklere verir, kuşlara ekmek ufalar, buğday atardı. Oğlumun ilk köpeğimizi bir süre sonra tekrar aldığımız çiftliğe geri verdikten sonraki halini görünce sessizce ağlamıştım.
Şimdi hafta başında tanıdığım yürekli bir dostumun sosyal medyada paylaştıklarını yine bir yakınım bana gönderdi.
Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Ama inanıyorum ki bu işler böyle iddia edildiği gibi değildir. Biraz abartı olabilir. Ama yazılanların iddiaların yarısı doğru olursa kahrolurum. İnanırım ki yöneticilerimiz daire başkanlarımız ve başkanımız da benden daha çok kahrolurlar.
İnşallah bunlar yanlıştır ya da abartıdır.
Bir vatandaş sosyal medyada konuyu şöyle paylaşır;
“Günaydın dostlar, sağlıklı huzurlu bir hafta diliyorum.
DİKKAT'inizi çekmek istediğim bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Duyarlılık gösterirseniz memnun olurum.
KONYA SEFAKÖY Mahallesinde yapılan,
HAYVAN BARINAĞI’nda da neler oluyor?
Barınakta bulunan hayvanlara eziyet yapılırken, bazı hayvanlar göstermelik olsa da güya iyi bakılıyor. Barınağa gidenlerin ifadeleri hep şikayet üzerine, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye bir deyim var. Hayvan Dostu Dernek Yöneticileri bile o barınakta neler olduğunu öğrenemiyorsa, bilgi verilmiyorsa, bazı hayvanların akıbetleri bilinmiyorsa, çalışanlar, hayvanlara kötü muamelelerde bulunuyorsa, barınağa dışarıdan ziyarete gidenler kalabalık ziyaretçiler olunca, oradaki görevliler çok iyi çalışıyor görüntüsü veriyorlarsa, o kadar köpeği, kediyi kim neden öldürür?
Emek çekilmiş ve SEFA KÖY’e dünya kadar maddi masraf yapılarak güzel bir barınak yapılmış ama nedense çalışanların yeterli özen göstermedikleri, baştan savma iş yaptıkları görülüyor. Ben barınak ziyaretim esnasında, hayvanların o soğukta o ıslak taşların betonların üstünde yattıklarına şahit oldum, sağlam hasta olmayan hayvanlar o taşta ıslak yerlerde yatarsa nasıl hasta olmasın, nasıl kötü durumda olmasın.
Sayın Belediye yetkilileri “Yaptım oldu işte”, zihniyetini bırakın. Düzgün iş bilenleri ve duyarlı elemanları ehil kişileri çalıştırın, şayet yapamayacaksanız, o barınağı Hayvan Sever Derneklerine bırakın onlar orayı sizlerden daha iyi yönetirler ve de iyi bakarlar,,
Foto 5
Unutmayın bu konuşamayan canlı hayvanlar Allah'ın bize, lütfudur, insanlığa emanetidir, Korumakla mükellefiz.
İlginize teşekkür ederim dostlar…”
…………..
BU BAYRAK İŞİ GERÇEKTEN CAN SIKICI
Dün can dostum yürekli bir kardeşim önce şu fotoğrafı bize gönderiyor
Ve ardından da şöyle diyordu;
“Abi merhaba;
Afrin Operasyonu nedeniyle Büyükşehir Belediyesi 200 bin bayrak dağıtmasına rağmen Konya’nın 2 büyük binasında halen dev bayrak göremedik. Onlar bu memlekette iş yapmıyorlar mı? Neden bayrak asmıyorlar?”
……………….
Ben bu konulardan inanın korkuyorum. Genç dostuma da dedim. “Yahu bu binaların diğer taraflarında bayrak vardır. Sen yanlış görmüşsündür.”
Kardeşim gülüyordu.
Dedim ya akşamdan da sabahtan da korkuyorum. Ve yine diyorum. Bu binaların diğer cephelerinde muhakkak ki dev Türk bayrakları vardır. Benim genç heyecanlı dostum atlamıştır, ben de onun gazına gelip bunu yazıyorum. Yarın da özür dileriz değil mi ama?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Elde ettiğim başarıdan utanmaktansa, sürekli talihsizlikte şikayet etmeyi tercih ederim
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Mert olmayı becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.