Büyük bir imtihan hikayesi
Merhaba değerli okuyucularım, sizlerle bugün seri halinde hazırladığım hikayemin son bölümünü paylaşacağım.
Eşim askerden gelmişti. Benim düşünce ve fikirlerim de aynıydı. Kaynanam, "Kendinize bir ev tutun, evimden çıkın gidin" diyordu.
Ben sabahları kalkıp evi temizleyip, toparlayıp kahvaltılarını hazırlıyor, ev işlerini bitirip akşam yemeklerini yapıyor, eşimle birlikte akşamları ev aramaya çıkıyorduk. Ancak ne kadar ararsak arayalım, aradığımız evi bulamıyorduk.
Haftalar, aylar derken en sonunda bir tanıdık vasıtasıyla şirin bir ev bulduk. Hem de bizim köylüydü, beni tanıyordu. Aradık, konuştuk, evimizi tutmuştuk.
Eşimin ailesi yine önümüze engel koydu. Ahmet'in kardeşi çalışmıyordu. Yeni evlenmişti biz gibi, ailesi eve onların oturmasını söyledi. Bizim bulduğumuz gül gibi olan ev elimden adeta kaçıyordu. Benim kurtuluş anahtarım elimden kaymıştı ve onlar tuttu.
Ahmet'in ailesine ev bulmasını söyledim. Artık bıkmıştım sokak sokak, cadde cadde gezmekten. Bana dairenin çatı katına taşınmamızı söylediler. Yine onlara mahkum bir gelin olarak hayatımı idam ettirmek zorunda kalacaktım.
Neyse ki ertesi gün Ahmet bir ev buldu. Hemen gidip baktık, kira 40 liraydı ve evi tuttuk. O mahkum olduğum evden artık kurtulmuştum.
Ahmet daha işe başlamamıştı. Komşumuzun birinden borç aldık, ev sahibine verdik. Evin temizliği, boya ve tadilatı için benim kolyemi ve bileziklerimi sattık.
Ertesi gün eşimle araba ayarlayıp bir halı ve birkaç döşek, küçük tüp ve annemin verdiği birkaç parça eşyalarımı da arabaya yükledik. Eve geldik, eşyaları Ahmet'le beraber omuzlayıp eve taşıdık. Akşam olmuştu. Ne yiyeceğiz diye düşünürken komşumuz bize kahvaltılık bir şeyler hazırlayıp getirdi. Biz akşam yemeğimizi yaptık.
Bu arada 2 aylık hamile olduğumu fark ettim. Çünkü hep kusuyordum.
Sabah olmuştu. Eşim iş bulup işe başlamıştı. İşinin ilk günü beni aradı ve bana iş bulduğunu söyledi. Çalışmamız gerekiyordu. Evde ne yiyeceğimiz bir lokma ekmek ne de başımızı koyacak bir yastık vardı. Komşulardan borç aldık. Bizi kısa bir süre idare eder diye düşündük.
Komşularla güzel vakit geçirip oturup kalkıyorduk. Ahmet'in ailesinden de ses çıkmıyordu.
Komşumuz Ayşe ile aramız çok iyiydi. Komşumuz “Bir gün akşam Ahmet'in ailesinin yanına gidelim” dedi.
Aradan birkaç gün geçti ve biz Ayşe ile Ahmet'in ailesinin evine gittik. Bizi yine hiç hoş karşılamadılar.
Hep aynı şeyleri yaşıyorduk küçümseme,aşağılama ,kavga…
Bu kadarı da tak etmişti. Stres ve başıma gelenler yüzünden hamile olduğum çocuğumu düşürdüm ve kaybettim. Hayat bir kez daha çelme takmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.