ÇALIYOR MUYUZ YOKSA ÇALMAYA GÖZ MÜ YUMUYORUZ?
Bizim bu gazeteciliğin günümüzde en sıkıntılı yönü haklı da olsanız, doğruyu söylüyor da olsanız eleştirilsel olmanız. Ama siz eleştirmez ya da eksikliği noksanlığı görmezden gelirseniz hiçbir sorun yok. O zaman bizim bu meslek en güzel meslek. Bir eliniz yağda bir eliniz balda “ver Allah’ım ver” devam.
Biz de işin kolayını ve sonunda mutlu olmayı tercih ederiz. Çünkü aklın yolu bir değil mi?
Ama köpekler yesin o vicdan var ya o vicdan.
İşte bizde millet gibi vicdan ile cüzdan arasında gidip gidip geliyoruz.
Tabii bir de toprağın altında kazandığının helal olması, aldığını hak etme helal ettirebilme gibi acı bir gerçek söz konusu. Bu korku ağır basıyor ve adam gibi olmasa da ucundan kıyısından köşesinden bir şeyleri kendimizce yazmaya çalışıyoruz.
…………..
Mesela bizim turizm anlayışını mantığını anlayabilmiş değilim. Şimdi size çok basit bir şey söyleyeceğim. Eğer biz daha bunu beceremiyorsak ne turizminden söz edebiliriz ki?
Dün sabah ilk kez bizim Süleyman Temizci abimizin Ney Otel’ine gittim. Ney Otel’e hele hele lobisine hayran kaldım. Önce Süleyman abimiz ile nefis bir ince kahvaltı yaptık sonra lobiye oturduk sade kahvelerimizi höpürdettik.
Otelin bir yanı Hazreti Pir’in türbesi, bir yani Şems-i Tebrizi. Karşı cenaha ise Aziziye Camii düşüyor.
Yani hani bizi yönetenler, siyasiler ve Konya Turizmi ile kültürüne yön verip Konya’yı İnanç Turizminin Başkenti yapacaklarını söyleyenlerin ifadesi ile bu bölgenin adı çok güzel, ancak kendisi olmayan “Kültür Vadisi”nin göbeğindeyiz.
Lobideyiz dedik ya.
İki kelime edemiyoruz. Ya da konuşmalarda nerede ise kendi dediğimizi bile duyamıyoruz. Çünküüüü burada sürekli olarak dolmuşlarımızın dat dat daaaaaat sesi var. Yol dolmuşçularımızın güzergahı ve sokak başında da durakları olan caddede sürekli korna yani lüzumlu lüzumsuz geleneksel dat, dat daaaaaat.
Cadde boyunca 6 tane korna çalma yasaktır levhası var.
Yani görüntü de otellerin yoğun olduğu kaldırımlarında yerli ve yabancıların, Konya’mızın yerlisinden daha çok geçtiği Aziziye Caddesi Ayanbey Sokak’ta yasağa rağmen korna çalmayı önleyemez iseniz gökten inseniz gerçekçi olamazsınız(!)
Sonuç sabah 9’da girip 11’e doğru çıktığım Ney Otel’den Konya Turizmi adına büyük keyif aldım. Hele hele Süleyman abim ile Konya tarihini yaşadım. Öyle ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, rahmetli Mustafa Atasagun ve Süleyman abimizin üniversite yıllarındaki hatıraları, MTTB’li yıllar… gibi…
Ama ya Konya Turizmi…
Üzülmesin diye Süleyman abime bir şey demedim ama o cadde ile Konya’dan bir cacık olmaz. Kimse kusura da bakmayacak. Bu cadde İtalya’da, İspanya’da olsa böyle mi olur Allah aşkına?
YA ÇALIYORLAR …
Bugün başka başka konulara girmek istemiyorum. Çünkü güzel şeyler yazma modunda değilim.
Bize yine dün sabah saat 8.07’de gelen bu fotoğraf ile yine sıkıntının ilk işaret fişeği sanki geliyorum diyordu.
Siz bizim bazılarına kızdığımıza filan bakmayın.
Bu şehirde çok akıllı, zeki, düşünen, sorgulayan, başarılı, Allah’tan korkan, kuldan utanan insanlarda var. Hem de sayıları çok. Genci de var yaşlısı da. Ama bu insanlar mevcutlarla hiçbir zaman birlikte yürüyemiyorlar. Çünkü akort tutmuyor. O zaman ne oluyor. Böyle yürekler ve beyinler “bu iş bize göre değil diyerek kendi cephelerine çekiliyorlar, kendiişlerinde tertemiz işlerini yapıyorlar paralarını kazanıyorlar aileleri ile mutluluğu tercih ediyorlar. (Bana kalırsa tercih etme mecburiyetinde kalıyorlar. Konya’nın kötü kaderi de burada başlar işte)
Neyse bu genç dostum önce şu fotoğrafı bize gönderdi
Bendi kendisini Afrin’de sandım(!)
Yazışarak anlaşamayınca konuştuk.
Burası Saray Caddesi imiş.
Cazibe merkezimiz Akyokuş Tepesi’nin etekleri yani.
Yolun asfaltın halini görüyorsunuz değil mi?
Sanki savaş bölgesi gibi.
Dostumuz özetle şöyle diyordu;
“Bu yolu yapanlar ya çalıyorlar ya iş bilmiyor. Çünkü durum ortada. Çalmıyorlar da eksiksiz yapıyorlarsa da bu hepimizin bildiği gibi tonajının üzerindeki, hatta hatta tonajlarının çok üzerindeki ağır vasıtalar asfalt yolu bu hale getiriyorlar. Çünkü bu kesim de haklı. Kazanabilmek için tonajının üzerinde yük almak zorundalar. Peki polis denetimleri bu alanda yeterli mi? Abi sakal ve bıyık olayı tam bize göre işte. Sonuçta biz vatandaşlar herkes kendine göre doğru(!), kendine göre haklı(!) ve yasal (!) oldukça bu yolları kullanan bizlerin arabalarının rotilleri kırılıyor….”
…………..
“Biz bilmeyiz büyüklerimiz en iyisini bilir” dedik ve telefonlarımızı kapattık.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İyilik eden, mükâfat bekliyorsa tefecidir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alt geçitlerden normal yola çıkarken şerit değiştirmeyerek yanımızdaki araç sürücüsünü tehlikeye atmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.